Zarife Köksal Taşova

Zarife Köksal Taşova

Kadına yönelik şiddete hayır...

Anne, bazen çok uzaklardan duyulan bir nağmesin.

Anne, bazen ta kalbimin derinliklerinde bir yerlerdesin.

Anne, bazen ulaşılmaz kuytu yerlerdesin.

Anne, hep özlenen sensin...

Anne demeyi hep özleyen ise, işte o benim...

Anne, yanımdayken dahi hasretimsin.

Benim için sen daima yükseklerde bir yerdesin.

Senin gül yüzün hiç kederlenmesin.

Bilemiyorum, hakkını nasıl ödeyebilirim?

Uykusuz kaldığın kaç gecenin, beni merak ettiğin saatlerin hesabını verebilir miyim?

Seni sevindirdiğim dakikalar, tesellim olacaktır.

Senin için yaptığım dualar bir gün belki arşa dek ula­şır.

Rabbim (c.c.) seni affetsin.

Bana da hakkını ödemeyi nasip etsin.

ZARİFE KÖKSAL TAŞOVA*

*      *

Anne olabilmek zor zanaat diyorum. Bunu her yerde, her zaman söylüyorum. Kadın olmak zor ama anne olmak daha da zor.

Sevgili okurlar; inanın, tanıdığım hanımların sayısını hatırlamıyorum. Şöyle söylüyorlar:

-   Eğer şu iki çocuk olmasaydı hiç onun yaptıklarına
katlanır mıydım?

Yaşanmış bir hayat hikâyesini şimdi sizlerle paylaşmak istiyorum:

-    Kocam beni aldatıyor, buna çok üzülüyorum.

-    Nerden biliyorsunuz? Belki de, sizinki bir kuru şüphe­den ibaret.

 

-  Ama kendisi söyledi... (Çok üzgün bir şekilde)

-  Öyle mi? Size kendisi mi söyledi?

- Evet. Aslında ben telefonundaki mesajlardan anlı­yordum. Bir gün, kahvaltı ettikten sonra üzerine giyeceği elbiseleri veriyordum. Elbiselerini giyindi ve bana doğru dönerek dedi ki: 

-   Sen ne aptal bir kadınsın. Mesajları da mı okumuyor- sun. Hayatımda başka bir kadın var. Ama sen hiçbir şey olmamış gibi sessiz duruyorsun.

       (Hıçkırıklarla ağlayarak) Kadın bana şöyle dedi:

-  Beni aldattığını biliyordum. Ama oğlum bu sene
dershaneye gidecek. Zaten babasının yaptığı davranışlardan
şüpheleniyor. Oğlum, olumsuz yönde etkileniyor diye, eşime karşı sabırlı davranıyordum, ama yüzüme karşı yaptığı işi itiraf etmesi beni çok in­citti. Ondan bu kadarını beklemezdim doğrusu.

- Lütfen üzülmeyin. İyice emin olmadan hareket etme­
yin, dedim.

Sevgili okur, ben hep hanımlarla diyalog ha­linde olduğum için böyle hayat hikâyelerini her gün din­liyorum. Kesinlikle aktarırken eksiğim vardır inanın bana.

Hiçbir anne yoktur ki, o anne, yavrularını gözden çıka­rabilsin. Çok nadir olarak bir iki tane vardır, bilerek ve isteyerek yavrularından ayrı kalabilen...

"Biz insana, anne ve babasına karşı iyi davranmasını tavsiye etmişizdir. Zira annesi onu karnında güçlüklere göğüs gererek taşımış, onu acı çekerek doğurmuştur. Ta­şınması ve sütten kesilmesi otuz ay sürer.” (Ahkâf Suresi, 15)

Sevgili Peygamberimize (s.a.v.) soruyorlar:

         “İyi davranmama kim daha fazla lâyıktır?”

          Peygamberimiz: “Annen.” buyuruyor.

  “Sonra kimdir?”

         “Annen.”

            “Sonra?”

          “Annen.”

 “Sonra?”

  “Baban!”

diyor ve ilave buyuruyorlar:

“Size büyük günahların en büyük üçünü haber vereyim

mi?”

“Evet ya Resulullah” dediklerinde,

“ALLAH (c.c.)'a şirk koşmak, ana-babaya baş kaldırmak
ve (yaslandığı yerden doğrulup oturma durumuna gelerek) dikkat edin; yalan söz söylemek, yalan yere şahitlik etmektir.”  buyuruyor. (BUHARİ-MÜSLİM)

Peygamberimiz (s.a.v.) devam ediyor ve şöyle buyuru­yorlar: “Gündüzleri oruç, geceleri namaz ile geçiren bir kimse bile ecirde, sevapta Allah yolunda cihada çıkmış mücahide denk olamaz.”

 


               

Cihadın bunca manevi değerine rağmen, cihat için izin istemeye gelen birisine Fahri-i Kâinat Efendimiz (s.a.v.) soruyor:

        “Anan ve baban sağ mı?”

        “Evet ya Resulallah!”

“Onları hoşnut etme yolunda savaş! (Senin cihadın
onlara hizmettir)” buyuruyorlar. (BUHARİ-MÜSLİM)

Anne olmak hakikaten çok zor zanaattır diyorum ben. Çünkü çocuk hasta olup gece uyumuyorsa, anne de uyu­muyor. Çocuk mutlu ve huzurlu ise, anne de mutlu oluyor. Kaç evladı varsa, annenin kalbi o kadar parçaya ayrılıyor. Hatta çocuk büyüdükçe dertleri sorunları da büyüyor diyor büyüklerimiz. Anne asla evlatlarından ayrı bir hayat yaşa­mıyor. Yani kesinlikle bağımsız değil. Kendisi yemiyor, evlatlarına yediriyor. Kendisi giymiyor, evlatlarına giydiri­yor. Anne, evlatları için her şeyini hatta canını bile verir. Bu yolda hiçbir fedakârlıktan kaçınmaz.

Bebek bir kordon bağı ile anne kanından beslenir. Çok ilginçtir. Anne üzülürse, bundan bebek etkilenir. Anne mutlu olduğu zaman, bebek bundan olumlu yönde etkile­nir. Bebek doğduğu zaman, anne sütü ile beslenir.

Biliyor musunuz, anne sütündeki vitamin ve mineraller öyle güçlü ki! İnsanlık yaratılalı beri anne sütünün yerini hiçbir şey tutmuyor, tutmayacak da… ALLAH (c.c.) öyle merhametli ki, bu merhameti gereği anne, yavrusuna asla zarar vermez. Bu durum sadece in­sanlarda değildir. Hayvanlarda da bu şefkati görmek müm­kündür.

 

Annenin yavrusuna gösterdiği eşsiz şefkat kesinlikle parayla satılan bir şey değildir. O bir lütuftan başka bir şey değildir. Düşünün lütfen, kim başkası için uykusuz kalabi­lir, kim canını bile başkası için hiç düşünmeden verebilir. Yavrusuna zarar gelmesin diye, bütün gücünü ancak anne ortaya koyabilir. Dikkat edin lütfen! Anneler, gerçekten gönüllü kah­ramanlardır. Yani siz ona silah zoruyla dayatma yapmı­yorsunuz ki; anne kendiliğinden yavrusuna hizmet ediyor. Ve hangi anneye yavrundan ayrılmak ister misin? diye sorarsanız sorun, mecburi durumlar hariç olmak kay­dıyla, istisnasız hepsi de bu soruya HAYIR! diye cevap vereceklerdir. Annelik sadece kadına yakışır. Kadın, bir annedir. O bundan hiçbir zaman şikâyetçi değildir. Ne güzel bir şey, ne ulvi bir görev bu! Annelik anlatılmaz, sadece yaşanır diyorum

KADINLAR ANNEDİR,KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ NEFRETLE KINIYORUM..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Zarife Köksal Taşova Arşivi
SON YAZILAR