İnsanın Halleri

İnsan gariptir. Görmediğim şeye inanmam der, bir işaret bekler, ola ki bir işaret geldiğinde kendini derviş ilan eder, kırklara karıştığına inanır anında! Ya da oturduğu yerden her şeye ahkam keser elini uzatıp bir sayfacık olsun okumaz; nedir benim bilmediğim, ne yazmaktadır burada, bu kadar önemli midir ki yazıyla iletmişler demez. Başka başka diyarlardan gelmiş kimselerin anlattıklarını inanmayarak dinler, abartı bulur ya da kıskanır. Bilgilenmek sevdasına düşmeyi küçüklük görür, çocukluk görür. Halbuki hayatın özü bilgidir, bilmediğinden korkar insan. Öğrenmezse tanıyamaz, tanımadığını gözünde büyütür büyütür; kendini ezdikçe ezer.
Çünkü o, kapalı kapılar ardında kendi insanına 'öğrenmemeyi' öğütlerken; ilmi, bilimi rehber almış diyarların insanları dünyayı keşfe çıkmışlardır. Dünyayı ve kainatı anlamak için bir adım atmışlardır. Ama gariptir ki oturduğu yerden eskiyi yaşamak, yeni devir içinde bile eskiymiş gibi hayaller kurmak ona hoş gelir. Bilmez ki eski diye sahiplendiği hasır iskemle zamana yenilip, yeniyle yarışamayıp günün birinde çökecek, onu yere düşürecek!
İnsan binyıllardır garip aslında. Hem kendini bu uçsuz bucaksız dünya içinde bir deliğe kapatır hem de kendince uydurduğu bağnazlığı için iğneyle kuyu kazar. Kendini inandırır, başkasını da kendi karanlığına sürüklemek için didindikçe didinir.

Kimiyse hayata başkalarının hayatı üzerinden bakar. Başkalarını izler, başkalarını dinler, başkalarını anlatır. Kendi yoktur bu cümlelerde. Oturduğu kovuktan hep başkalarını düşünür. Başkalarını anlattığı cümleleri dünyayı dolaşır belki; ama kendisi kovuğundan bir adım dışarı atamaz. Günün birinde de kovuğunda kendince ölür gider, kimse onu sevmemiştir, ona bağlanmamıştır. Çünkü bağlanacak nesi vardır ki? Onu tanımamıştır diğerleri, o kendini değil başkalarını konuştuğu, başkalarını tanıttığı için... Kendinden konuşsa belki kimileri onu sevecektir, ama tanımadığını neden sevsin ki insan? Nesine bağlansın?
İnsanoğlu gariptir dedik ya, binyıllardır garip, köşesinde kıvrılmış, garipliğine, belki biraz acizliğine yanar durur. Kimi uğraşır didinir, aşamadığı bir sınıra geldiğinde acizliğini anlar, ama bir yol gittiğine sevinir. Kimiyse karanlığıyla dünyadan el etek çekip geçmişinde yaşar, hiçbir ilerlemeye kalkışmaz, giderek kokuşur kalır karanlığında. Her türden insan hepbirlikte yaşarız dünyada; ama hangi dili konuşursak konuşalım, birbirimizi tam olarak anladığımız söylenemez.

İyi haftalar

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR