Dün Samsun’un en etkin gazetesi olan Denge Gazetesi’nde köşe yazmaya başladım. (Bu arada gazetecilerden özür diliyorum) Yazımı yayımlayan gazetenin imtiyaz sahibi Adnan Bahadır’a buradan teşekkür ediyorum. Pazar günü olmasına rağmen köşe yazımı okuyan eş, dost, arkadaşlar oldu. Buradan arayanlara, kalemin güzelmiş diyenlere, dilin harika diyenlere, hayırlı olsun diyenlere çok teşekkür ederim. Gerçek dostların neden aradıkları seslerinin renginden belliydi ama kimisininse bana kendini çok yakın hissettiğinden midir yoksa gazeteye olan büyük kininden midir nedir bilemedim; madem yazı yazacaktın adam gibi bir gazetede yazsaydın demek için aradığını anladım. Ben kendilerine buradan sesleniyorum; ben adam gibi yazarım da sen adam gibi okuyup anlayabilir misin? Burada adam olmayan ben gibi mi duruyor? Sizin gözünüzde benim yazdığım yazıyı yayınlayacak olan en doğru gazetenin hangisi olacağını bilemeyecek kadar olgun değil miyim? Yoksa gazeteye olan büyük kininden gözü dönmüş, nereden nasıl saldıracağını bilmeyen sen misin? Ne acı günümde, ne mutlu günümde yanımda olmamışsın ama şimdi kalkmış bana aklı sıra yön vereceğini düşünüyor. Ben 9 yaşımdan beri yani 45 senedir Samsun’da yaşıyorum kim nerde nasıl, hangi kütüğün dibine bekletmiş iyi bilirim. Bazı kişilerin hezeyanını anlıyorum. Mesela de ki korkunun ecele faydası yok kapat konuyu. Ki zaten benim kimseyle de ağız dalaşı yapmak gibi bir niyetim yok. Gelelim Denge Gazetesi’ne Samsun’dan, Ankara’dan, İstanbul’dan, İzmir’den, Urfa'dan, Antalya’dan Almanya’dan aldığımız haberlere göre en fazla okunan gazete Denge Gazetesiymiş. Hele kamuda çalışıp Denge Gazetesi okumayan olmaz. Sebebini de açıklayayım; Denge Gazetesi’nin istihbaratı çok güçlüdür, tabi ki diğer gazetelerin de güçlüdür ancak her yiğidin yoğurt yemesi nasıl faklıysa Denge Gazetesi’nin de diğer gazetelerden çok farklı oluğunu fazlasıyla görüyoruz. Kimisi suya sabuna dokunmazken, kimisi ikiyüzlü insanları deşifre etmeyi ilke edinmiştir. Birde son olarak son günlerin en önemli gündemi alt üst soyağacı sorgulamasından bahsedeyim. Bu uygulamayı gündeme taşıyanlardan Allah razı olsun. Çünkü uygulamanın çok önemli ve yararlı olduğunu düşünüyorum. Mesela biz eşimle 36 yıllık evliyiz ve ben çok sevdiğim eşimi Samsun’un yerlisi biliyorken, kızımın soyağacı sorgulaması sonucunda öğrenmiş oldum ki çok değer verdiğim eşim aslında Adıyaman’ın kürt kökeninden geliyormuş. Çok şaşırdık, hatta dün sabah pazar kahvaltısında çoluk çocuk bir arada espriler havalarda uçuşuyordu. Eşime, olsun hanım sizde insan sayılırsınız esprisi yaptım ama eşimle altta kalır mı hiç? Bana dönüp; Rumların insan sayıldığı yerde bizler melek sayılırız dedi. Sevgilerimle.