Yaşar Yeşilyurt

Yaşar Yeşilyurt

Darbelerin gerçekliği mi var yoksa neliği mi?

DARBELERİN GERÇEKLİĞİ Mİ VAR YOKSA NELİĞİ Mİ?

İki haftadan beri belge sahtemi gerçek mi tartışmalarına askeri savcılık noktayı koydu ve takipsizlik kararı verdi. Sonuç böyle bir eylem planı hazırlanmamıştır. Peki, hangi delillerin ışığında bu kanaate vardı derseniz askeri savcılık belgelerdeki imzaların doğru olup olmadığına bile lüzum görmeden emri altında çalıştığı kurumla ilgili hükmünü vermiş oldu.

Elbette hepimizin isteği, belgenin Türkiye"nin en önemli ve en güvenilir kurumunun böyle bir şeyi hazırlamaması yönünde olacaktır. Yoksa keşke belge doğru çıksa da bizde bunun acısını bir güzel çıkaralım düşüncesinde değiliz. Ancak yapılması gerenin her ne ise yapılıp, zihinlerde bir soru işareti kalmadan demokratik bir şekilde herkesin buna asker de dâhil yargılanıp ya da gerekli belgelerin eksiksiz incelenip ondan sonra aklanması çok önemlidir.

Ama bizde maalesef kurum fetişizmi var. Bu hangi kurum olursa olsun birey ne yaparsa yapsın bir sahiplenme bir koruma duygusuyla hareket edilmektedir. Sanki kurum içinde birileri bir kötülük yapmışsa sanki kurumun tamamı zan altında kalıyormuş gibi düşünülmektedir. Hâlbuki tam tersine eğer birileri hata yapmışsa bunun ortaya çıkarılması ve cezasının verilmesi kurumların güvenirliliğini azaltmaz aksine artırır.

Kurum refleksinin en yaygın olduğu kurumda askeriyedir. Ancak artık iletişimin bu kadar yoğun olduğu ve teknolojinin bu kadar geliştiği bir çağda sadece işlenen değil tasarlanan ve düşünülen şeyler bile açığa çıkıyor. Bu nedenle insanlar kurum reflekslerinin ötesinde kimin ne suçu ya da cezası varsa karşılığını görmesini bekliyor. 

Bu belgelerden hiçbiri askerî savcılık tarafından soruşturmaya konu edilmedi. Hiçbiri yalanlanmadı. Genelkurmay, bu son olayda bütün gücü ile belgenin sahte olduğunu ispatlamaya çalıştı. Bu olay bize şunu göstermiştir ki 28 Şubat sürecinin devamında sadece askerler değil birçok kurum aslında çok derin bir sınavdan geçiyorlar. İrtica tehdidi nedeniyle planlar yapılmış ve bunlar bir bir açığa çıkıyor. Ancak ne var ki bunların çoğu ciddi anlamda sorgulanmayıp üstü kapatılmaya çalışılıyor.

Toplum bilinci de insan bilinci gibi ne kadar çok bastırılırsa ilerde yeniden açığa çıkıyor. Bir yerden patlak veriyor. Yapılması gereken toplumun bilinçaltında her hangi bir kuşkuya yer vermemektir. Bunun yolu da her türden korumun şeffaflıkla kendisini sorgulamak ve yanlış yapan işgüzarları cezalandırmaktır.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar Yeşilyurt Arşivi
SON YAZILAR