BİRKAÇ KONU ÜZERİNE

   Bugün kısa, kısa birkaç konuya değinmek istiyorum, bunlardan ilki geçtiğimiz hafta sonu Ak parti il Başkanlığının Trabzon da düzenlediği genişletilmiş il Divanı toplantısında küçük bir çocuğun Kılıçdaroğlu ile ilgili yaptığı konuşma olacak. Bu konuda şunu belirtmek isterim ki küçücük çocukların bu tür işlere alet edilmelerini doğru bulmuyorum, o çocuğa ne denilirse onu yapar ve hayat boyu da bunu unutmaz. Keşke hiç oraya çıkarılmasaydı, keşke hiç konuşturulmasaydı, bu tür eylemlerin hiç kimseye yararı olmaz. O yavrunun önünde koskoca bir hayat var, bundan sonraki hayatında nelerle karşılaşacağı, kimlerle muhatap olmak zorunda olacağını Allah bilir, gün gelir tam tersi bir konuşmayı yapmak zorunda kalırsa ne olacak. Bundan beş, altı yıl önce birilerinin kiralamasıyla her Allah’ın günü aleyhimde yazan bazı kiralık kalemler vardı, kendi adlarını kullanmaya korktuklarından başkalarının adını kullanmaktaydılar, adı kullanılan kişiye haber yolladım, dedim ki gün gelir o adamın yaptıklarından ötürü ağır bedeller ödemek zorunda kalır, o zaman yanıma gelip tam tersine konuşmak isterse yanaştırmam haberi olsun. Hakikaten aradan üç, beş yıl geçince bizim açtığımız davalar sonunda bu zavallıya yüklü miktarda hapis cezaları ve tazminat para cezaları gelince soluğu kapımızda aldı, ne dersen yapmaya hazırım, istersen yazıların tamamını yazmadığımı, yazanın kim olduğunu ve aleyhinde ne istersem konuşacağını ve benim yayınlamamı söyledi asla kabul etmedim. Neden etmedin derseniz herkes kendisine yakışanı yapar ben başkalarına aklını kiraya veren adamı kendime kiralayacak kadar basitleşmem, herkes işini yapsın deyip işime baktım.
  Gelelim ikinci konumuza geçtiğimiz hafta Kadef’in yaptığı Tirit gecesinde yaşananlarla ilgili birkaç kelam etmek istiyorum, öncelikli olarak programa katılanlara bakınca Kavaklıların azınlıkta, diğerlerinin çoğunlukta olduğunu gördüm. Bin beş yüz kişi katıldı denilmekte, belki bu rakam doğrudur ama katılımcıların yüzde sekseni Kavaklı değil, sadece yüzde yirmisi Kavaklı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ayrıca toplumu şuralı, buralı diye ayırt etmek hiç doğru bir hareket biçimi değil, insanlar anne, babalarını ve doğum yerlerini seçme şansına sahip değiller. Efendimiz ırkçılık yapan bizden değildir buyurmakta, yok şuralıymış, yok buralıymış, hiç hoş görmediğim tavırlar bunlar. Birde bu tür STK’ları siyasi basamak olarak kullanmak hiç etik bir davranış biçimi değil. Bir şehirde yaşayan farklı illerden gelen insanların kaynaşması için kurulan hemşeri derneklerini anlarım da Samsununda yaşayan farklı ilçelerde dünyaya gelmiş insanların hemşeri dernekleri kurup bununla güç devşirmeye kalkmalarını doğru bulmuyorum.  STK’ların bu tür toplantılarında siyasetçilerin salvo yapmaları toplumu germekten ve insanları biri birine düşman yapmanın dışında hiçbir işe yaramaz. Bazı kendini bilmez ahmakların falanca ilçe imparatorluğu gibi ifadeleri seviyelerinin ne kadar düşük olduğunu ortaya koymaktan başka neye yarar merak ediyorum.
  Üçüncü ve son konumuza gelince geçtiğimiz günlerde görevden alınan Samulaş Genel müdürü ile ilgili birkaç kelam etmek istiyorum, bu arkadaşı İlkadım Belediye Başkanlığına aday adayı olduğu zaman tanımıştım. Kendisi ile ilgili kanaatim sosyal yönünün çok zayıf olduğu yönünde olmuştu, daha sonra Mustafa Demir onu Samulaş’a Genel müdür yapınca çok şaşırmıştım, çünkü ikisinin mizacının uyma şansı olmadığını anlamıştım. Aradan geçen üç yıla yakın süreçte kanaatimde en ufak bir değişiklik olmadı, bu arkadaşımız çok iyi bir teknik adam olabilir ona asla itiraz etmem ancak sosyal yönü zayıf ve beşeri münasebetlerinde dengeyi kurmayı bilmeyen bir arkadaşımız. Mustafa Demir’in yaptığı yanlış atamalardan eski SASKi genel müdürü Fatih Yıldız, onun atadığı Yasin adındaki Daire Başkanı, aynı şekilde SASKi özel kaleminden memur yapılıp şuanda Genel Sekreter yardımcısı olan Şenol Yıldız bana göre fevkalade yanlış atamalardır. Bunlardan Şenol Yıldız dışındakiler gitti. Şenol yıldızla ilgili de çok şikayetler gelmekte, bu arkadaşımızın da bir günlük dahi kamu tecrübesi yok, özel sektörde çalışmış ama referansları sağlam olduğundan Genel Sekreter yardımcılığı gibi Belediyenin üst bürokrat sınıfına dahil edilmiş. Ben kendisini hiç tanımam, belki de iyi bir insandır ama ne Belediye personeli, ne dışarıdan tanıyanlar, ne de basın camiasından Allah kulu kendisinden memnun değil. İyi bir idareci icraat yapınca düşmanı olur ama toplumun tamamı şikayetçi ise orada sorun var demektir. Bu konuda yapılması gereken nedir derseniz onun muhatabı Başkan ve Şenol Yıldızdır, ben daha fazla bir şey demiyorum. Sözlerimi bitirirken son olarak Atatürk heykeline bağlanan iple ilgili kanaatim bir provokasyon olduğu yönündedir, paniğe gerek yok Devlet gereğini yapar diyerek sözlerimi bitiriyorum. Allaha emanet olunuz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR