BAKAN ADINA ÜZÜLDÜM DOĞRUSU

                                          

 

       16 Nisan’da yapılacak olan Referandum’da ne olur diye sıkça soru soran okurlarım oluyor, aslında Referandum konusuna çok fazla girmek istemiyorum, yazılarımdan da bunu anlayabilirsiniz. Neden girmek istemiyorsun derseniz aşağı tükürseniz sakal yukarı tükürseniz  bıyık, Hayırcılara baktığınızda HDP sinden PKK sına nerde Devlet düşmanı varsa hepsi orada, Evetçilere baktığınızda konuştuklarına inanasınız gelmiyor, neymiş efendim Evet verilince Teröründen Ekonomisine her şey düzelecekmiş, dersiniz ki ülkeyi onbeş yıldan beri Ak Parti değil de başka bir parti yönetiyor da Referandum’dan sonra her şey düzelecek. Bana göre Referandum’un tek işe yarayan tarafı Koalisyon Hükümetleri bitecek, seçimde seçilen Başkan tek başına istediği gibi Hükümet kuracak, istediği kişiyi Bakan yapabilecek, TBMM sadece yasama yapacak zaten şu anda da pek bir işe yaramayan Vekiller o zaman hiç bir işe yaramayacaklar. Bugün Referandum olsa ne çıkar derseniz kanaatim o ki %52 civarında Evet %48 civarında Hayır çıkar ama Cumhurbaşkanının Mitingleri bu oranı değiştirebilir. Bu işten kim karlı çıkacak derseniz kimin karlı çıkacağını bilmiyorum ama bugün seçilerek Vekil olan ve ardından Bakanlık koltuğuna oturan siyasetçilerin teşkilatlardan tutun da Halkın işleri ile ne kadar ilgilendikleri ortada iken bu sistemin ardından Vekil olmayan Bakanların görevde olacağını göz önüne aldığımızda Halkın bu işten çok fazla menfaatinin olmayacağı kanaatini taşımaktayım, İnşallah ben yanılırım da Toplumun ihtiyaçları karşılanır. Bu konuyu burada kapatalım ve gelelim asıl konumuza

     

   Şehrimizin Vekili olan Çağatay Kılıç aynı zamanda Gençlik ve Spor Bakanlığı Koltuğunda oturmaktadır, siyasi kariyerinin tamamını Cumhurbaşkanına dayalı yapan Sayın Kılıç’a öncelikle Tavuk Sektöründeki sıkıntılarla ilgili Kanatlı Et Üreticileri Birliğine randevu verip dinlediği için teşekkür ediyorum, zira o Randevuyu bizzat ben talep etmiştim. Çağatay Kılıç enteresan bir siyasetçidir, yerel siyasetle çok ilgilenmez gibi gözükür ama hakkında en ufak bir yazı yazıldığında fevkalade canı sıkıldığı ve yerel yöneticileri arayıp hakkında yapılan haberlerden duyduğu rahatsızlığı dile getirdiğini çok iyi biliyorum. Çağatay Bey bu konuda yapması gerekenin ne olduğunu bilmediğinden bazen iyi niyetli bir biçimde bir şeyler yapmaya çalışsa da yereldeki yakın adamlarının onu yanlış yönlendirmeleri sonucunda kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar.

 

   Bu anlattığıma en bariz örnek de geçtiğimiz Pazar akşamı basın temsilcileri ile yaptığı toplantı oldu, Koskoca Gençlik ve Spor Bakanının yaptığı Basın toplantısında şehrin en büyük üç gazetesinden Allahın kulu yok, nerde okunmayan internet gazetesi sahibi varsa hepsi orda, birde Vezir Hazretlerinin Yarı Resmi El Ahram gazetesinin yöneticileri var, bunların dışında şehrin etkili ve güçlü gazetelerinden hiç kimse yok. Bize program Mail üzerinden gelmiş ama biz mail üzerinden gelen programlara çok fazla iltifat etmeyiz çünkü mailden gelen programlara zaten AA da katılıyor ve haberlerini yapıyor, bizde oradan alıp istersek kullanıyoruz, istersek de kullanmıyoruz. Bakanın Genel Yayın Yönetmenlerine verdiği söylenen yemeğe benim davet edilmemem gayet normal bir durum, zira benim o tür davetlere katılmadığımı herkes bilir ama bari diğer iki gazetenin Genel Yayın Yönetmenleri veya Sorumlu Yazı işleri müdürleri o toplantıya mutlaka katılmalıydılar. Ben şahsen Bakan’ın yerinde olsaydım katılacak olanlara bakar ona göre programa katılım sağlardım, basına servis edilen resme bakınca gerçekten Bakan adına üzülmemek mümkün değil, yanına alıp resim çektirdiği insanların hiç birisi yazılı basında olmayan, kimsenin okumadığı, en ufak bir etkisi olmayan ufak, tefek sitelerin sahipleri ve site dahi kuramayacak parası olmayan Dernek yöneticilerinden oluşmakta.

     

   Ben Çağatay Kılıç’ı zaman, zaman eleştiririm ama nede olsa bu şehrin Bakanı bu kadar zora girmesinden inanın üzüldüm. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi adamcağızın Basın Danışmanları hiç bir işe yaramadıkları bu son olayda da ortaya çıktı. Bir şehrin Bakanını basınla buluşturuyorum diyeceksiniz ama şehrin en önemli ve büyük gazetelerinden Allahın kulu olmayacak o toplantıda, bu nasıl bir toplantı diye sormazlar mı adama. İnternet sitesi dediğiniz nedir ki, etkisi, yetkisi nedir? Henüz yasal bir altyapısı dahi olmayan sitelerin durumu ortada, hatta bu sitelerin google de okunma oranlarına bakıldığında en çok okunan üç siteden birisi de DENGE gazetesinin sitesi olduğunu rahatlıkla görürsünüz ama yazılı basınla siteyi kıyaslamak ne mümkün. Bakan Çağatay Kılıç’ı sevsek de sevmesek de bu şehrin Bakanı ve siyasetçisidir onu bu hale düşürmeye kimsenin hakkı olmadığı kanaatindeyim. Çağatay Beye tavsiyem yakın çalışma arkadaşlarını bir gözden geçirsin bu ekiple yerelde bir şey yapması asla mümkün değil, ayrıca o toplantıyı Büyükşehir Belediyesinin Gemisinde değil de başka bir yerde yapmış olsaydı çok daha iyi olurdu ama ona bunları söyleyecek kimse yok ki. Bugünlük de bu kadar yeter kalın sağlıcakla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR