VALİ BEYİN KONUŞMALARINA CEVAP VERMEK İCAP ETTİ

     Yazıma başlamadan önce yine bir konuya değinmek istiyorum. Mesleğimiz gereği yerel gazetelerin bir kısmının başyazarlarını okumak zorunda olduğumdan dün bazı köşe yazarlarının yazıları dikkatimi çekti. Bir kısmı egemen güçlerin talimatları doğrultusunda kendilerine yakışanı yapmışlar ve bugüne dek hiç rastlamadığım bir şeyi ilk kez gördüm, meslektaşlarını manşetten vermişler. Söylediklerinin bir kısmında haklı olabilirler ama kendileri de geçmişte onlardan farklı davranmadıklarını unutmuşlar. Ayrıca gazetelerinin köşelerini süsleyen köşe yazarlarının bir kısmının ülkenin en büyük FETÖ’cüleri olduğunu da unutmuşa benziyorlar. Ben kimsenin yanında veya karşısında değil, haklının ve doğrunun yanındayım. Onlara atıldığını iddia ettikleri FETÖ’cülük konusunda geçmişte neler yaptıklarını bu şehirde bilmeyen yok. FETÖ’cü olduğu için emekliye zorunlu olarak sevk edilen eski Emniyet Müdürü’nün sadece ve sadece FETÖ’cü siyasetçilerin talimatlarıyla bizatihi benimle ilgili başlattıkları operasyonlarda verdikleri ifadeler bende saklı. Şimdi kalkıp sütten çıkmış ak kaşık gibi konuşmaları geçmişlerini aklamaz haberleri olsun… Onlarla ilgili yazılan yazıların büyük bir kısmı doğru ama yazıp çizenler yanlış adamlar olduklarından, yazılanlar toplumda karşılık bulmuyor.

       Üzülerek ifade etmek gerekirse şehrimizdeki yazılı basının en güçlülerinin, bizim dışımızdakilerin tamamı siyasetçilerin güdümünde olmaları nedeniyle ağa babaları ne derse onu yazmak zorundalar. Hele hele bir tanesinin her gün Vezir Hazretleri’yle yatıp kalkmasının onu ne kadar gülünç ve inanılmaz duruma soktuğunu anlayamıyorlar, sorsanız çok da böyyüük gazataccı bu arkadaşlar ama maalesef bu kadar basit bir konuyu dahi idrakten mahrumlar. Okur aynı konuları okumaktan bıkar, sürekli aynı konulardan bahsetmek okuru bayar; bunu bu arkadaşlar belki de bilirler ama aldıkları parayı haketmek için yapıyorlar ona da diyecek birşey bulamıyorum. Bir başka köşe yazarı arkadaşımız da köşesinde İl Özel İdaresi’nin verdiği MOBESE ihalesinin arkasındaki  FETÖ yapılanmasından ve İl Özel İdaresi’ndeki yolsuzluklardan bahsetmiş. Meslektaşımızın yazdıklarına eyvallah da biz bundan üç yıl önce bunları belgeleriyle birlikte yazarken bu arkadaşımız neredeydi acaba demeden edemedim. Bir konuyu Ahmet yazınca yanlış da Mehmet yazınca doğru mantığı çok yanlış. Yanlışı kim yaparsa yapsın yanlıştır, biz böyle inanıyoruz, başkaları farklı inanıyorsa da yapacak bir şey yok.

       Bu kadar detaydan sonra gelelim yazı başlığımıza. Geçtiğimiz hafta Ondokuzmayıs Gazeteciler Cemiyeti’nin basın mensuplarına verdiği ödül törenine bizim arkadaşlardan katılanlar oldu. Vali Bey burada yaptığı konuşmada satır aralarından direk bize göndermeler yapmış. Nasıl yapmış derseniz, bazı arkadaşlar insanlara isim takıyorlar, zamanı gelince bunun hesabı sorulur demiş. Hani insan arkadaşının ya huyundan ya suyundan derler ya, bizim Vali Bey de Ademciğimin mekanına çok takıldığından bizim hafta sonları yazdığımız Tarihi Amisos Kenti Hikâyeleri’nden üzerine alınmış olacak ki böyle bir ifade kullanmış. Duyduğuma göre Ademciğim O’nun aynı zamanda avukatlığını da yapıyormuş, bari açsın bir dava da rahatlasınlar. Biz işimizi yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz, kimin ne anladığı bizim için hiç önemli değil, önemli olan Allah’ın ve toplumun ne anladığıdır. Biz hikâye başlıklarımızda bu hikâyelerin günümüzle ilgisi yok desek de anlaşılan birileri üzerlerine almaya çok hevesli; kendileri bilir, diyecek bir şey yok. Demek ki geçmişteki insanların benzerleri şu anda da toplumda mevcut ki üzerlerine alınıyorlar, bu kadar alıngan olmaya da gerek yok, kendisine güvenen insanlar umursamazlar.

    Vali Bey’in konuşmasında satır aralarından verdiği ikinci mesaj da bürokratların yedikleri, içtikleri, oturup kalktıkları mekanlarla ilgiliymiş. Bu konuda da fena canı sıkılmış olmalı ki bürokratlar istedikleri yerde oturup kalkarlar anlamına gelen bir şeyler söylemiş. İşte orada dur Sayın Valim, şehrin Valisi, Belediye Başkanı veya üst düzey bürokratları asla ve kat’a istedikleri mekanda oturup kalkamazlar, zira onlar sadece yönetici değil,  topluma örnek olmak zorunda olan insanlardır. Oturup kalktıkları mekanlar çok önemlidir, kaçak olduğunu bildikleri mekanlara oturmamalıdırlar. Kişiliği bozuk olduğunu bildikleri insanların yemeğini yiyemezler, alelade insanlarla oturup tavla oynayamazlar. Bunun yasadaki yeri neresidir derseniz Allah Resulü’nün Yemen’e gönderdiği valiye “Ne ile hükmedersin?” diye sorduğunda sırası ile “Kur’an ve sünnet, ardından İcmai ümmet” dedikten sonra Allah Resulü “Bunların hiçbirinde bulamazsan o zaman ne ile hükmedersin?” diye sorduğunda “Vicdanımla” cevabını alınca yüce Efendimizin “Elhamdülillah” dediğini siz çok iyi bilirsiniz.

    Hiç unutmuyorum, sanırım 1997’li yıllardı, Valimiz Muammer Güler’di, yaptığım özel öğrenci yurdunu açması için ziyaretine gittiğimde ilk sorduğu soru binanın kaçak kısmı var mı ve ruhsat aldın mı sorusuydu. Binanın kaçak kısmı yoktu ama henüz MEB’den ruhsatını almadığımdan açılış yapmaktan vaz geçmiştim. Bu davranış tam devlet adamına yakışan bir davranıştı, hiç de gönül koymadım, aksine hoşuma gitti, gittim anında ruhsatımı aldım, ondan sonra da açılış yapmadım. Bu detayı neden verdim derseniz, SaSa denen mekanın üç yönden kaçak yapılaşması olduğunu bangır bangır yazıyoruz. Şehrin Valisi, Belediye Başkanı veya Siyasetçisi oraya gidiyorsa ortada bir sorun var demektir. Biz kimsenin ekmeği ile oynamak istemeyiz ama Yörükler’deki zavallı garibanların evlerini yıkıp SaSa’yı görmezden gelmek adalet değil, olsa olsa çifte standarttır. Bunu kim yaparsa yapsın sonuna kadar karşısında olacağımızı kimse unutmasın, bedeli ne olursa olsun bu yanlışın karşısında olmaya devam edeceğiz. Olayı Cumhurbaşkanlığı’na taşıdığımızda bakalım o zaman ne yapacaklar? Bugünlük de bu kadar, kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR