Süleyman Soylu

Süleyman Soylu

"TEKKE, ZAVİYE ve TÜRBELER!"NEDEN GÜNDEME GELDİ ?!

"TEKKE, ZAVİYE ve TÜRBELER!"
NEDEN GÜNDEME GELDİ ?!
Hani bu günlerde bazı Bakanların ağzında da "bakla ıslanmıyor!" İlgili Bakan öyle ayaküstü Tekke 'lerin tekrar açılabileceğini söyleyince şaşırıyoruz tabii ve dönüp de Anayasa'ya bakıyoruz ki; mevcut kanuni hükümlere göre bu mümkün değil olduğunu görüyoruz.  Bakan ya, Anayasa'yı bilmiyor veya laiklikle ilgili bu hükmün değişmesi için yapılan baskıları bir mesajla inceden cevaplamaya çalışıyor. Bu çağda gereksinimi de yok zaten.
Peki ne idi bu Tekke ve ve zaviyeler, türbeler bakalım ne için kaldırılmış ?
Osmanlı döneminde yurdun her yanına yayılmış o zamanın bazı dinsel eğitim kurumlarıydı.
Bunların çoğu Osmanlının son döneminde bile işlevini yitirmişti. Yer yer ilerlemeyi baltalar hale gelen bu kurumlar halkın geri kalmasına da yol açıyordu.
Tekkeler ve tarikatlar, bağlı kimselerin toplanıp tören yaptıkları yerler olarak bilinirdi, bunların küçüklerine "zaviye" denirdi. 
Tekke ve zaviyeler ilk kurulduklarında fayda üzerine kuruldu. Buralara gelenler topluma uyum ve görgü üzerine dini bilgilerini de artırırlardı.
Yani Tekkeler bir nevi okul sayılırlardı. Toplumu ahlaki olarak sarıp sarmalayan ahlaki bir yapısı vardı. Gel zaman git zaman bozulan bu yapı; tarikatların da yoldan çıkmasıyla zorba ve ahlaksız kimselerin eline geçti. Buralara devam edenler din sufisi olmak bilgilenmek, yol yordam öğrenmek yerine, miskinleşip cahilleşip hurafeye karıştılar.
Türbeye gelince; büyük kapalı olarak yapılmış oda şeklinde ve içinde toplumca değer verilmiş insanların mezarlarının olduğu bir yapıdır. Halkın saygı duyduğu bu Türbeler ziyaret edilir ve dualar okunduktan sonra Cuma'ya gidilirdi.
Bu ziyaretler zamanla yozlaşmış, en ufak sorunu olan insan  hemen türbeye koşuyor, mumlar yakıyor paçavra asıyor ve bez bağlıyor hale gelmişti. Bunun yanında nesi var nesi yok getiriyor, elindekiler ve bütün paralarını oraya bırakıyordu.
Bu durumdan yararlanan açıkgözler, türbeleri birer sömürü ve gelir kaynağı haline getirmişlerdi. Verilen yanlış din eğitimi buralarda hurafeye dönüşüyor ve bu etkiyle halk yanlış yönleniyordu. Böylece çaresiz ve mazlum insanlar bütün umudunu türbelere bağlar hale gelmişti. Tabii ki bu durum böyle sürüp gidemezdi.                                      
Nitekim kurulan yeni çağdaş kurum ve kuruluşlar, bu görevleri üsleneceği için; Cumhuriyet Türkiyesi'nde böylesi yerlere gereksinim kalmamıştı. Hatta buraların resmiyetinin kalması halinde, Cumhuriyet'e zarar vereceği düşüncesiyle kaldırıldı. Bakanlar kurulunun 2 eylül 1925 günü yapılan toplantısında, artık dinle ilgisi kalmayan bu eskimiş kurumlar kapatıldı.
Bu karar halkımızı boş inançlardan korumayı ve din adına bazı kişilerin tuzağına düşürmemeyi ve yanlış öğretilerden kurtarmayı amaçlamıştı.  Halkı inanç adı altında aslı olmayan tarikata ve hurafeye sürükleyenlere de, şikayet halinde cezalar da öngörülmüştü.                                                                                                       Saygılarımla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Süleyman Soylu Arşivi
SON YAZILAR