TEKEL İşçileri Herkese iş Güvenceli İstihdam ve İnsanca Yaşam İçin Diren

Bugün TEKEL İşçisine dayatılan, Yarın tüm Kamu Emekçilerine dayatılacak olan İş güvencesi olmayan 4/C ve benzeri Çalışma Statülerine karşı direnişi sahiplenelim, dayanışmayı büyütelim diyor KESK"e bağlı BES Samsun Şube Başkanı Ahmet Kesik.  Aylar öncesi Ankara"da ziyaret ettiğim TEKEL işçileri gerçekten de tarih yazdılar. AKP hükümetine karşı duruşlarını o kadar çok net sergilerdiler ki keşke bunu bütün kamu emekçileriyle birlikte yapsaydık. Önümüzdeki günlerde TEDAŞ"A bağlı özelleştirilen bazı bölgelerin özelleştirilmeleri söz konusu buralarda çalışan personellerde yarın bir gün TEKL işçisiyle iş anlamında aynı kaderi paylaşacaklar. Gazeteci Banu Avar"ı dinleydiyseniz ülkede 2012 yılında herkes 4/C "li olacak bunun aksini söylemek imkansız diye bir yorum yaptı. Önümüzü bu kadar net gördüğümüz dönemde TEKEL işçilerinin  çığır açtığı bir dönemde neden suskunluğumuzu koruyoruz ve gelin bizi tepe tepe kullanın diyoruz bunu halen daha anlayabilmiş değilim. Genç kamu emekçilerimize bakıyorum halen sessiz işimden gücümden olurum korkusuyla sinesine çekilmiş özelleştirmeciler gelsin beni istediği gibi kullansınlar diye beklemekteler. Örneğin Yeşilırmak EDAŞ"ı alan Çalık gurubu kurumu devir aldığında kurumda kalan genç emekçiler şimdi oldukları kadar rahat olabilecekler mi?  Çalık grubu bir yıl dolduğunda yüz kişide beş kişiyi kapının önüne koyduklarında 4/C"ye düştüklerinde yazıklar olsun bize TEKEL işçileriyle birlikte neden mücadele etmedik diyerek kafalarını taşlardan taşlara vuracaklar ama iş işten çoktan geçmiş olacaktır.  Emeğine ve ekmeğine sahip çıkmayan yalakalıktan yalakalığa koşan bir toplum varsa oda biziz. TEKEL, işçileri  aylardır Ankara"da Tuna Caddesindeki Türk-İş Genel Merkezinin önünde kışa, kara, soğuğa, ayaza ve Trafik Canavarına bir can vermelerine rağmen direnmeye devam ediyorlar. Evli ve iki çocuk babası 39 yaşındaki Hamdullah Uysal, kaldığı çadırdan çıkıp sabah namazı için camiye giderken bir cipin çarpması sonucu yaşamını yitirdi. Uysal"ın, ölüm haberi eylemlerini sürdüren TEKEL işçilerini gözyaşlarına boğarken diğer yandan da ailesinin perişan olmasına neden oldu. Hamdullah Uysal"ın eşi Fatma Uysal ise  2 çocuğu ile orta kaldı. Bunun sonucu nereye varacak yarından sonra netleşecek. Ya TEKEL işçileri panzerlerle , ya top tüfekle yada orantısız güç kullanılarak Tuna caddesinden, Türk-İş Genel Merkezi önünden ve Sakarya Caddesinden kaldırılacaklar. Çünkü hükümetin TEKEL işçilerine verdi süre doluyor. Bu güne kadar direnen bundan sonrada direnmeye devam edeceklerini düşündüğüm TEKEL işçileri  bu gözdağına da pabuç bırakmayacaklar. Keşke diğer kurum personelleri de TEKEL işçileri kadar direnebilseydiler ve haklarını alabilmek için mücadele verebilseydiler. Trafik kazasında ekmek mücadelesi uğrunda  yaşamını yitiren Hamdullah Uysal"a, Allahtan rahmet ve ailesine ve

birlikte mücadele verdiği tüm arkadaşlarına da baş sağlığı diliyorum. Ellerinde haklı taleplerini ifade eden kartonlardan ve pankartlarından başka bir şeyleri olmayan TEKEL işçileri; Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, kadınıyla ve erkeğiyle, Alevisiyle ve Sunisiyle, nasırlı elleriyle IMF politikalarının yürütücüsü durumundaki AKP"nin saldırılarıyla karşılaştıklarında, aslında aralarındaki tüm farklılıklarına rağmen bir Sınıf olduklarını, Emekçi olan herkesin esasen Sınıf kardeşi olduğunu öğrendiler ve öğrettiler. TEKEL işçileri yaklaşık 2 aydan fazla  olan direnişlerine devam ediyorlar. Açlık grevleri yaptılar. Sabahtan akşama kadar sloganlar atıp, akşamdan sabah kadar Ankara"daki  yurttaşlarımızla birlikte oturdular ve sohbet ettiler. Çok yorulduklarında gecenin ilerleyen saatlerinde çoğunluğunu bidondan bozma sobaların ısıtmaya çalıştığı, naylon ve muşambadan yapılmış çadırlarında altlarına serdikleri tahta ve kartonların üzerine uzanıp, üstlerinde tüm vicdan sahiplerinin getirip onlara verdiği yorgan ve battaniyeleri alıp sarınarak, soğuktan üşüyerek uykuya dalıyorlar. Tüm Ankara Halkı, Emek ve Demokrasi Güçleri onlar için seferber oldular ve olmaya da devam ediyorlar. Herkes elinden geldiğince  bu  direnişe katkı sunmaya çalıştılar ve çalışmaya da devam ediyorlar. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi eylemcilerin trafik canavarına verdikleri ir can kaybı onları  ve ailesini derinden üzdü.  Fakat buna rağmen mücadelelerinden vazgeçmediler ve vazgeçmeyecekler. TEKEL eylemi için anlatılacak sürece ait anlatılacak ve yaşanması gereken  o kadar çok şey var ki yazarak bitmez  inanın bana sevgili okurlarım.  Unutulmaması gereken çok önemli bir olgu var sevgili emekçi dostlarım TEKEL direnişi Ankara"daki Tuna caddesinin dışına çıkmadan, tüm ülke sathına yayılmadan kazanılamaz. Tüm Emek ve Meslek Örgütleri, kendine insanım diyen herkes onların yanında. Çünkü onlar sadece kendileri için direnmiyorlar. Herkes bu mücadelenin kazanılması için elinden geleni yapıyor  ve yapmak da zorundadır. Çünkü TEKEL direnişi, Türkiye İşçi Sınıfının yarattığı en önemli değerlerden biri haline geldi ve ilerliyor. Bu mücadeleyi ilerletmek ve tüm mücadeleleri  birleştirmek için hepimiz sorumluluk üstlenmek durumundayız.  Onlar bizim için, bu ülkenin aydınlık geleceği için, herkese İşgüvenceli  istihdam olanağı yaratılması için, Kamu Emekçileri açısından var olan iş güvencesinin ortadan kaldırılmaması için iş güvencesiz istihdamın adı olan 4/C statüsüne karşı direniyorlar. IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü gibi emperyalist odaklar tarafından vaaz edilen: Özelleştirme, taşeronlaştırma, İş güvencesini v insanca Yaşam Ücretini Ortadan Kaldırma, Toplam Kalite Yönetimini ve Performans Esaslı Yönetim Modeli gibi emekçi düşmanı uygulamaları dayatma, Tarımı ve Hayvancılığı yok etme, Ülkemizi yabancı tekeller peşkeş çekme operasyonunun sonucu işte budur. Özelleştirmeler karşı yeterinde mücadele etmemenin özelleştirme iyidir demenin, yerli yada yabancı sermayeyi savunmanın, sermaye politikalarına biat etmenin sonucudur. Önce özelleştirilen, satılan kapatılan kamu işyerleri, ardından güvencesizleştirilen, istihdam biçimleri parçalanan, tüm hizmetleri yavaş yavaş taşeronlaştıran işyerleri işinden atılan emekçiler. Özelleştirmeler karşısında parça parça sürdürülen küçük küçük mücadeleler kazanılamadı. İstanbul itfaiyesindeki işçilerin    mücadelesi TEKEL işçileriyle birleştirilemediği için  sönümlendi. Tekel işçileriyle ilgili yazılarıma devam etmeye çalışacağım. Umarım bundan böyle bizim de çalıştığımız kuruma dair mücadelede sona gelmeden başarılı eylemler yaparak mücadelemizi kazanırız. En çok da genç emekçi dostlarımızın katkılarıyla. Genç işçi emekçisi arkadaşlarımız ellerini taşın altına mutlak koymalı aksi takdirde yapılacak olan tüm eylemler ve örgütlenmeler mutlak butlan olacaktır. Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR