Monalisa

   Temize çektim… Yargılamadan (ki yargıladım), suçlu aramadan (ki suçladım), kaderi aracı seçtim (ki yalan), önce seni bir noktadan sonra kendimi suçladım (ki doğru), dünya hali demeyi bu mevkiye tayin ettim acı çekmeden (ki çektim)…

… Yağmurda şemsiyesiz kalmak gibi, tahtaya kalkınca başarısız olmak gibi, en sevdiğin insanı toprağa koymak gibi, dondurması yere düşen bir çocuk gibi, sokağın ortasında tökezleyip yere düşmek gibi, bir otobüsün penceresine mendil sallamak gibi, Romeo ve Juliet"in repliklerini dinlemek gibi, her tanıştığın insanda ondan bir parça aramak gibi, bir politikacıya inanmak gibi, karşıdan karşıya geçmek için uygun zamanı kollamak gibi, kendi yoluna gitmek için saatlerce otobüs beklemek gibi, köşe kapmaca, gazoz kapağı, misket gibi oyunların hepsinde aynı gün yenilmek gibi, Monalisa" ya benzemek gibi, vurduğunda "acımıyokiii acımıyokiii ..." demek için kendini kandırmak gibi, susmanın bu kadar sağır edici olduğunu öğrenmek gibi, Titanic"in batışını izlemek gibi, işinden hiçbir sebep yokken kovulmak gibi, küçükken sürekli sorduğumuz "bu ne?" sorusuna cevap alamamak gibi, komşunun çocuğuna alınan bisiklete imrenmek gibi, bindiğin dönme dolabın hiç durmaması gibi, bu bir şaka olmalı demek gibi, "ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar" lafına artık inanmak gibi, trafiğin ortasında araban bozulunca yolda kalmak gibi, kopya çekerken yakalanmak gibi, portakal soyarken bile onu düşünmek gibi, dişçiye gitmekten korkmak gibi, imzalar atıldıktan sonra ayağına basılan damadın düştüğü duruma düşmek gibi, üniversite sınavına girmek gibi, Zeki Müren" den "gözlerin doğuyor gecelerime" yi dinlerken rakıya sarılmak gibi, en aptalca şeyin kritiğini yaparken kendini yerlere atarak saatlerce kahkaha atmak gibi, anılara takılı kalmak gibi, kenarında durduğun havuza bir anda itilmek gibi, bir gece yıldız kayarken dilek tutmak gibi, "Sana aşık oldum evet!" derken ki gibi, ufo gören masum köylünün aslında masum olmadığını ve görüntünün fotomontajla elde edildiğini öğrendiğinde şaşırmak gibi, kapına gelen pazarlamacıdan mal alarak kandırılmak gibi, ağlamamak için gülmeye çalışmak gibi,  dalgınlıkla sigarayı tersten yakmak gibi, tabakta kalan son lokma için savaşmak gibi, okulun ilk günü gibi, sinemada alt yazıları okuyunca asıl gerçekleri öğrenmek gibi,  kum saatini ters çevirip beklemek gibi, onu ak sakallı dede siluetinde her gece rüyanda görmek gibi,  sonradan kafanı duvarlara vurmak gibi, doğum günlerin yaklaştıkça artık sevinmemek gibi, en sevdiğin eşyanı kaybetmek gibi, kumandayla zaping yaparken sıkılmak gibi, her pazartesi diyete başlamak gibi, batak masasında yancı olmak gibi, özür dilediğinde affetmek gibi, pencerenin önünde yolunu gözlemek gibi, gerçekten biz daha önce tanışmamış mıydık hissi gibi, dayak yiyince ağlaya ağlaya sokaktan eve gelmek gibi, hastalanınca çorba yapıp getiren eski sevgilin gibi, çok aradıktan sonra aslında gözünün önünde duran şeyi görmemek gibi, bir daha çikolata yemeyeceğine cola içmeyeceğine söz vermek gibi,  kahve bahane muhabbet şahane diyerek komşunun evinden ayrılmak gibi, gözlerine inanamamak gibi, en işlek caddede babanın elini bırakmasıyla bir anda kaybolmak gibi, Türk filmlerinde ağır çekimde birbirine koşan jön Türk ile esas kız gibi, zil çalınca teneffüse herkesi iterek çıkmak gibi, balık hafızalıyım ben denildiğinde artık gülmemek gibi, suda taş sektirmeyi becerememek gibi, "…dizlerinin yerine dayasaydım taşlara…" şarkısını mırıldanmak gibi, tiyatro sahnesinde sergilenen oyunda kendi hayatından kesitler bulmak gibi, dostlarının buda geçer demesi gibi, çorabının tekini devamlı aramak gibi, her gördüğünü "O" sanıp arkasından seslenmek gibi, viyolonsel çalmak için artık çok geç olduğunu anlamak gibi, mutlu sonla biten aşk filmleri gibi, tek ayak üstünde durmaya çalışarak cezan bitti denilmesinji beklemek gibi, 346 km yolu kesik çizgilerle harita üzerinde kuş bakışı izler gibi,  Atilla İlhan"ın "ben sana mecburum, bilemezsin…"şiirine hayran olmak gibi… Seni,

  Temize çektim… "Gibi" lerimi. Topladım. Bunların hepsi gibiymişsin, sağlamasını da yapınca anladım.

Ama şu sıra ben en çok, dişçiye gitmekten korkan bir çocuk gibi korkuyorum yanına gelmeye…

Canımın yanacağını bilmekten olsa gerek…

 

 

Günün Sözü ;

" Elini uzatarak gökteki yıldızları tutsan ve başın göğe değse bile, sonunda

 Sen yine yerdesin..."

 Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacib

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi

Ayna

09 Mayıs 2012 Çarşamba 14:46
SON YAZILAR