Kahramanmaraş izlenimleri

Modernizme Başkaldırmış Bir Şehir:

Şimdiye kadar gördüğüm şehirlerden çok farklı bir yapısı var buranın. Önce şaşırıyorum. Şehre girdiğimizde beton ve asfalt işgaline uğramış, batı hayranlığı her tarafından dökülen klasik, standart bir Türkiye şehrinden farklı olan yönlerini bulmaya çalışıyorum. İlk olarak modernleşmeye aldırış etmeyen, alt yapısını bitirmeyen daha doğrusu şehirleşmeyen gerçekten kahraman bir şehirle karşılaşıyoruz. Her şehrin bir kimliği bir ruhu vardır. Çoğu şehirde bu kimlik, bu ruh ölmüşken maraşta şehre daha ilk girişte yaşayan bu ruhu hissediyoruz. Betonun ve asfaltın işgaline alt seviyelerde uğrayan şehirde çarşı merkezinin hemen üstünde bulunan teras tesislerine hala toprak yollardan geçilerek ulaşılıyor. Büyükşehirlere çok yoğun olarak görülen estetik ve şehircilik düşmanı araba ve yaya üst geçidine neredeyse hiç rastlamıyoruz. Sadece bir kaç tane alt geçit görüyoruz. Ancak bundan dolayı olmalıdır ki tarihi dokusunu korumuş tarih kokan bir şehir olarak duruyor.

Saf ve temiz bir anadolu şehri olarak kalmış Kahramanmaraş. Ancak bu bilinçli bir tercih mi yoksa yatırım eksikliğinden mi kaynaklandığını kestirmek zor. Bu durumu iyi niyetle şehrin kültürel emperyalizme, işgale bir başkaldırısı olarak değerlendiriyorum. Şehir Cumhuriyet döneminin 3. büyük camisi olan Abdülhamit han camisinin eteklerine tutunmuş gibi bir görünüm veriyor. Merhum Erbakan Hocanın temelini atarak şehre kazandırdığı Abdülhamit han camiisi 10 bin kişilik cemaat kapasitesi ile,  görkemli duruşu ile şehre güven ve kimlik veren, her tarafran görünen bir mabet olarak şehrin en büyük sembolu durumunda bulunuyor. Ulu cami ve maraş kalesi ise insanı tarihe götürüyor. Kapalı Çarşıda artık yeni nesillerin ismini bile duymadığı, kaybolmaya yüz turmuş külekçilik, çarıkçılık, kalaycılık, bakırcılık, ahşap oymacılık, antikacılık vb. geleneksel el sanatlarımız burada hala yaşatılıyor. Burada ustaların çalışmasını büyük bir ilgi ve derin bir zevkle izliyoruz.

Büyükşehirlerin tamamında sokak ve cadde başlarını işgal eden yabancılara ait fast-food türü küresel sömürünün öncü kuvvetleri olan firmaların burada çok az (1 adet) olduğunu görüyoruz. Bunun aksine kahramanmaraş firik, tarhana, taş kadayıf ve dondurma gibi  geleneksel yiyeceklerini her tarafta satışa sunmuş. Kendi markalarını oluşturmuş. Firik yaş ve kuru olarak yenen, çorbası yapılan bir yiyecek. ilk defa Yavuz Sultan Selim sefere çıkarken askerlerini bu yiyecekle beslemiş. Çok önemli bir diğer husus ise yine sokak ve caddelerde bir çok yerde doğal soğuk su çeşmelerinin bulunmasıdır.

Boydan boya ağır dağlarının yamacına kurulan şehrin sokaklarında gezdiğimizde en çok dikkat çeken şey işyeri tabelalarında yabancı isimlerin yok denecek kadar az olmasıdır.  Başka bir husus da yollarda görülen arabaların bir taraftan tofaş ve renonun orta tabakaya hitap eden serilerinin yoğunlukta olması bir taraftan da lüks pahalı arabaların çok olmasıdır. Sokak ve caddelerde az sayıda insan bulunuyor, çok sakin, sessiz ve trafiği rahat olan şehirde 90 bin civarında olduğu söylenen suriyeliler dışarıda pek görünmüyorlar.

Dondurma yemek için gittiğimiz Yaşar pastanesi çalışanlarından öğrendiğimize göre şehrin dağlarında yetiştirilen 10 binlerce keçinin sütüyle dondurma üretiminde marka haline gelen Mado firmasını burada kurup bir Türkiye hatta bir dünya markası haline getirmeyi başarmış. Tüm Türkiyede ve dünyada 600 den fazla şubesi bulunan mado'nun kurucuları olan kardeşler ilerlemiş yaşlarına rağmen hala o yaşar pastanesinde işlerinin başında durup bizzat çalışıyor olmaları, tüketen toplumumuza güzel bir örnek oluşturuyor. Kahramanmaraşın batılılaşmayan ender şehirlerimizden biri olduğunu görüyoruz. Geleneksel yiyecek ve yemek kültürünü koruyan şehirde kavşaklarda yapılan dev lale, tuğra ve ayyıldızların bulunması şehrin tarihi kimliğini güçlendirmiş. Modernleşip kimliksiz kalan şehirlere inat kimliği bulunan bir şehirdir Kahramanmaraş. Kimliğini, kültürünü, tarihi dokusunu korumayı başarmış, modernizme meydan okuyan bir şehir olarak sütçü imamım şehri olmayı hak ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsmail Okutan Arşivi
SON YAZILAR