“II. Heykel Muharebesi”

     İlkadım Anıtı olarak ilk dikilen yerden alınarak o dönemler fuar alanı içinde bulunan Arkeoloji Müzesi önündeki havuzun içine monte edilen “özgürlük ve barışı” simgeleyen çıplak kız ve çıplak erkek heykellerinin daha yakın bir zamana kadar Samsunluların da, bürokrasisinin de başını ağrıttığını ne çabuk unuttuk…

    Hatırlarsınız, Atatürk"ün 19 Mayıs 1919"da Anadolu"ya ayak basışını simgelemek için yaptırılan ”İlkadım ve Atatürk anıtı”ndaki gençlerin heykelleri bir zamanlar “muzır” olarak gündeme gelmişti. Heykeltıraş Hakkı Atamalı, Atatürk"ün doğumunun 100. yılında yaptırılan ve 15 Mayıs 1982 tarihinde açılan, Atatürk"ün Samsun"a çıkışını simgeleyen heykel, ”Kurtuluş Savaşı"nın Samsun"a ayak bastığı yerden” başladığını anlatıyordu. Anıtta yer alan söz konusu erkek ve genç kız heykelleri 20 Kasım 1982?de Samsun"u ziyaret eden dönemin Devlet Başkanı Orgeneral Kenan Evren"in talimatıyla, “çıplak” oldukları gerekçesiyle kaldırılmıştı. Bunun üzerine konu kamuoyuna ”muzır heykeller” olarak yansımış ve uzun yıllar tartışma konusu olmuştu. ”Özgürlük ve barışı” simgeleyen heykeller, aradan 18 yıl geçtikten sonra, Kültür Bakanlığı"nın talimatıyla 13 Mayıs 2000?de tekrar eski yerine yerleştirilmişti.

     Şimdi Samsun"un tamda “kalbine” tartışmalı bir heykel daha dikiliyor…
Zaten tarihsel derinliği, kültürel zenginliği ve coğrafi bilgilerinin ışığında “ne kadar bizden” olduğu hakkında gerekenleri, sayıları “bir elin parmakları kadar da olsa” duyarlı kalemler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri yazıp, söylüyorlar…İşin bu yönünü ideolojik yaklaşım ve önyargılarından arınmış tarihçilere ve sivil toplum kuruluşları olarak toplumun “sesli” düşünenlerine bırakalım…

   Ama bırakmayacağımız bir şey var ki oda, geldiğimiz noktada deyim yerindeyse 1982 yılında dönemin Devlet Başkanı Kenan Evren"in talimatı ile kaldırılan fakat 2000 yılında dönemin Kültür Bakanı İstemihan Talay"ın talimatıyla tekrar dikilen, “I.Heykel Muharebesini” sosyal ve kültürel “zayiatlar” vererek atlatan Samsun, şimdilerde ki bu “II. Heykel Muharebesi” ni “nelerini” feda ederek atlatacak merak ediyorum doğrusu…

    Kentin birlikte paylaşımı bağlamında kazanımından çok, tarihi ve kültürel dokusu ve anlayışını zedeleyecek, sosyal huzurunu sarsacak zayiatlarını hesap edemeyenler için, “Delinin biri kuyuya bir taş atıyor, Kırk akıllı çıkarmak için uğraşıyor” demiyorum, ancak bir şehrin ruhunu besleyen tarihi bağlar, o şehrin yaşayanlarını da direkt “bağlıyorsa”, toplum adına o şehrin belediye başkanı veya valisi yahut milletvekili neyse kısaca tartışmanın müsebbibi ve odağındaki isimlerin hangi sebep adına olursa olsun ortak toplumsal kanaatleri ve talepleri dışında bireysel kararlar verebilir mi? Verirse bu bir tür “dayatma” olmaz mı? Toplumun ortak görüş ve anlayışını temsil etmeyen bu “dayatmayı” toplum içselleştirir de, benimser mi?...

    15 Mayıs 1982"de dikilen heykellerin “Muzır heykeller” olarak kamuoyunda gündem olmasının sebebi de halkın heykelleri, 1919 tarihinin ruhuna aykırılığından kaynaklı “kendinden görmediği” için içselleştirememiş ve benimseyememiş olması bu konuda bir örnektir…

    Samsun"un tarihsel ve kültürel dokusunu ortaya çıkarmak adına öncelikle, Milattan Öncelere gitmeye değil, elindeki koruyamadığı değerlerini korumaya ve canlandırmaya ihtiyacı var…

    Hem daha Atatürk Parkı"nda yer alan ve Samsun"un tarihi en güzel simgesi olan Atatürk"ün at üzerindeki anıt heykelinin ait olduğu parkıyla birlikte bakımını doğru dürüst yapamayan anlayış, Samsun"un gündemine “Amazon hikayesi” ile gündem dışı bir heykel tartışmasını daha heykelden önce dikmiş oldu, tebrik ediyoruz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Hamit Seven Arşivi
SON YAZILAR