Türkiye’de artık insanlar sosyalleştiği, rahatladığı alanlarda bile eski huzuru bulamıyorlar.
İnsanlar tuttukları takımı televizyonda izlemek isteseler dahi saçma ve gereksiz gündemlerden ötürü, izlemek istemiyorlar.

Galatasaray – Fenerbahçe Süper Kupa Finali buna büyük bir örnek.
Bu konuya bir taraf olarak bakmak istemiyorum.
Kim haklı kim hâksiz demek de istemiyorum.
Ancak gelinen son noktada Türk Futbolu iflas noktasına gelmiştir.
İşin doğasından uzaklaşırsanız, futbolu futbol yapan etmenleri göz ardı ederseniz çıkacak sonuç da
olumlu olmuyor açıkçası.

Türk Futbolunu yöneten kadrolardaki liyakatsizlik ciddi bir sorundur.
Ne kadar istemesek de spor ile siyaset Türkiye’de hiçbir dönem birbirinden ayrılmadı.
Ülkeyi yönetenler Türk Futbolunun gelişmesini istiyorlarsa, bir an önce spor ile siyasetin ilişkisini
asgari düzeye indirmelilerdir.
Futbol dünyada sosyalleşme, rahatlama ve hobi alanı durumundayken, bizim ülkemizde savaş alanı
durumunda.

Federasyon başkanları, siyasilerin icazetiyle başkan olmamalılar.
Zaten kutuplaşmaya meyilli olan ülkede, bu durum ciddi anlamda sıkıntılar yaşatıyor.
Bir konudan daha kısaca bahsetmek istiyorum…
Malum üzere seçimler geçti ve belediye başkanları belli oldu.
Seçim öncesi verilen sözlerin unutulmaması gerekir.
Çünkü hepimiz gördük ki halk hiçbir zaman unutmuyor.
Samsun’da seçim sonuçları önümüze farklı bir tablo çıkarttı.

Farklı siyasi partilerin ilçe belediye başkanları kazanması, ilginç bir 5 yıl yaşayacağımızın göstergesi.
Samsun Büyükşehir Belediyesi’nde ise sürpriz olmadı ve önceki yazılarımda belirttiğim gibi Halit
Doğan Bey ipi göğüsledi.
Tüm başkanlara başarı dolu bir sezon diliyorum.
Sağlıcakla.