Ahmet Ufuk Erkan

Ahmet Ufuk Erkan

DÜŞÜNCE ÇIKMAZLARI

Konup göçmelidir diyorum yani hayat denen... Soğuk mermer üstünde, elbet kalp artığı ne varsa taşır o ölü. Diriyken sizlerle diridir, ölüyken sizle ölü...

Yine de eminim kendi adıma, tatlı ağırlıklardınız. Abuk sabuktum, abus suratlı... Kulağınıza fısıldanan ne varsa, işte o kadar. Üstünüzden kalkınca bir aşk, bir perde... Neyse tarifi tarihiniz kadar. Fısıltı dışında hiç ses olmayan, ben... sesim... fısıltı kadar...

Soğuk mermerde varın olmayın, ki hadi olsanız, kim duyar?

"nasıl bilirdiniz?" deyince, "ölü bilirdik" deyin diyorum... Tarifinizdim, az biraz tarihiniz. Sizi sorsalar ben de "ölüler" derdim!

XXXXX   XXXXXXXXXXX           XXXXXXXXXXX

Gregor Samsa gibi böcek mi olmalıydım? Evine yabancı, kendine yabancı? Oysa olsam, karınca olmak isterdim.

Evlere bereket bir karınca. Yine de işte, varsam da yoksam da varlığım kadarsınız; varlığınız kadarım: toprağa düşen damla kadar... Sıvazlamasa bir aşk sizi, benden yana, benden size, var mısınız?

Hadi yine, olmayın musalla kıyısında. Helâllik vermeyin sahtece;"nasıl bilirdiniz?" diye sorulunca: "ölü bilirdik" deyin; olur mu? O taşın üstünde, üstünüzden çekilmeyen bir perde-i aşkla yatacağım; aşka yatacağım...

XXXX                       XXXXX                            XXXX

[ağlamakla olmuyor. koşmakla ya da durmakla... sebebsiz yağmur yağmasıyla oluyor; yağma dediysem, yağmak anlamında... yoksa yağma anlamı da var mı içinde?

sebepsiz  yağışla ıslatmakla, ıslanmakla... gitmeye mütemayil, kalmaktan korkarak,yine de kalırsan kalarak... nasip deyip geçmek yani. nasipse kalırız, var içimizde bir gitmek isteği, demek... bunu demek, söylemek, yazmak.

ünlemlerle, üç noktalarla, demek, yazmak... baş dönmesi gibi kaçını
lmaz, iç bulantısı kadar kaçınılmaz. surat buruşturup susmak dünyaya: tiksinerek! demem o işte, yine de kalarak… gitmek duasıyla.

varlığınız yokluğunuz nedir? orada mısınız? bulaşık bir sevgim dışında nesiniz? üstünüzden çekilse bir aşk, nesiniz? varlık dediğiniz bir sevda perdesidir; sizi size aşikâr kılar, sizi size uzak.

musalla kıyısında, o dünyevî sorguda, varın olmayın. cevap vermeyin “helal ettiniz mi?” sorusuna.]lmaz, iç bulantısı gibi kaçınılmaz. surat buruşturup bakmak dünyaya:tiksinerek! demem o işte,yine de kalırsak kalarak... gitmek duasıyla...

varlığınız yokluğunuz nedir? orada mısınız? bulaşık bir sevgim dışında nesiniz? üstünüzden çekilse bir aşk,nesiniz? varlık dediğiniz,bir sevda perdesidir;sizi size aşikâr kılar,sizi size uzak...

musalla kıyısında,o dünyevî sorguda varın olmayın. cevap vermeyin "helâl ettiniz mi?" sorusuna...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Ufuk Erkan Arşivi
SON YAZILAR