Başarılı idareci

İki kişi birlikte yolculuk yapsa bunlardan bir tanesinin başkan olması gerekir. Dinimizin prensibi böyledir. Başkan olan kişi manevi bakımdan hem yolculuktan, hem de yanındaki arkadaşından sorumludur.
Peygamberimiz (s.a.v.); “Hepiniz çobansınız ve hepiniz koruyup gözettiğinden sorumludur. Devlet reisi çobandır, yönettiklerinden sorumludur. Erkek ev halkının çobanıdır, gözettiklerinden sorumludur. Kadın kocasının ve evinin çobanıdır, gözettiklerinden sorumludur. Hizmetçi efendisinin çobanıdır ve gözettiklerinden sorumludur. Hepiniz çobansınız ve hepiniz koruyup gözettiğinden sorumludur” buyurmuştur.
Sorumluluk sahibi olanlar, sorumlu oldukları kimselerin sorunlarına gafil kalamazlar. Onların dertlerinden uzak duramazlar. Sorunların çözümlerini başkalarına ihale edemezler. İdare ettiği herkesin sevincini ve kederini paylaşmak durumundadırlar.
İdareci; hem işini ve çalışanlarını idare eder, hem de olumsuzlukları. İdaresi altında olanları da çalıştırır. Herkese eşit davranır. Külfet ve nimet dengesini gözetir. Külfeti çok olana nimeti de fazla takdir eder.
Mevcut sisteme göre gayretli olan ve çalışan bir memurun kanatları altında istemese de üç beş çalışmayan kişi çalışmış gibi maaş almakta ve böylece de yıllarını tamamlayarak emekli olmaktadır. Kimisi deli, kimisi veli, kimisi kaprisli, kimisi kompleksli, kimisi taklacı, kimisi tekneci diye de idare edilirler idareciler tarafından çalışmayanlar. Aynı maaşı alırlar ama aynı işi yapmazlar.
İdareciler tarafından güvenilen insanlara görevler verilir ve böylece de güvenilmemek geçerli akçe haline gelir. Nimet söz konusu olunca deliler ve veliler, taklacılar ve tekneciler ön sıraya geçer, yaygarayı basar, girmedik makam, çalmadık kapı, söylemedik türkü bırakmazlar. Şerlerinden emin olmak için de amirleri tarafından nimete kavuştururlar.
Bir kimseye şerrinden emin olmak için ikramda bulunmanın kıyamet alameti olduğunu bildirmiştir Hz. Peygamber. Peygamberi örnek alan amirin yapmaması gerekendir çalışmayanı çalışanla eşit tutarak aynı nimetle ödüllendirmek.
İnsanları ve kurumları idare edenler gafil olamazlar. Gafil olurlarsa idarecilik yapamazlar. Makamından destek almak ve beslenmek amirlik değildir. İdare edilen kuruma katkı sağlamak, kurumun konumunu kullanarak insanlara hizmet etmek, böylece de hayatı ibadete dönüştürmektir idarecilik.
İdareci güler yüzlü ve yumuşak huylu olur. İdaresi altında bulunanlara rehberlik yaparak onları çalıştırır, yetiştirir ve yönetir. İşinde başarılı olan idareci herkesin nabzına göre şerbet veren değildir. Hizmet üreterek, kavga etmeden ve ettirmeden, insanları ve çalışanları birbirlerine kırdırmadan ve dövdürmeden yürütmektir işleri idarecilik.
Kendisine emanet edilen makamları hayallerine sermaye yapmak değildir idarecilik. Kendi geleceğinin inşası için kurumunu ve konumunu kullanmak emanete ihanettir. Kurumunu çalıştırma yerine kendisini tanıtma gayreti içerisinde olmak kul ve kamu hakkına riayet etmemektir.
İdaresi altında olanları aldatan idareciye Cennetin kokusunun bile haram olduğunu hatırlatıyor Yüce Peygamber. Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz; “Müslümanların işlerini üstlenip de onlar için çalışmayan ve onlara karşı (Müslümanlara) samimi davranmayan hiçbir yönetici idare ettiği nisanlarla Cennete giremez” buyurmuştur.
Makamlar geçicidir ve asli sahibi o makamda oturanlar değildir. Emanet olan koltukların hakkını vermek idare ettiği insanlara yumuşak davranarak onları çalıştırmakla olur ancak. İdareciler gafil olamazlar, idare etikleri insanların dertlerinden uzak kalamazlar. Sahip oldukları koltuklar nedeniyle şımarıp şovmenlik yapamazlar.
Koltuklarını hesaplarına sermaye yapanlar başarıya ulaşamazlar. Gelecekle ilgili hayallerini Allah (c.c) takdiri yerine sahip oldukları makamlarda arayanlar idareci olamazlar. Sorumluluklarını yerine getirmeyenler sahip oldukları emanetin hesabını Yüce Yaratana vermezler.
Kurumunu adaletle idare etmeyen, sorumluluğu altında bulunan çalışanlarına işlerini gereği gibi yaptıramayan, kurumunu çalıştırma yerine kendisini tanıtma gayreti içerisinde olan idareciler Kur’an ve Sünnetin kendisinden istediğini yapma hususunda gafildirler.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR