Yerel seçimlere doğru hızla yol alıyoruz...
Aday adayları, aday olabilmek için kendilerini parti yöneticilerine beğendirme yarışında.
Aday adaylarından aday olabilenler karşımıza çıkacak, biz de seçeceğiz.
Demokrasi bu mu? Tanımına bakarsanız, değil...
Halkın kendi kendini yönetmesi... Nerede?..
Parti yöneticileri beğenip aday yapacak, biz de seçeceğiz!
Parti tabanı, parti üyeleri, delegeler, ön seçim... Unutulan kavramlar...
Demokrasi... Toplumun toplum tarafından toplum için yönetilmesi...
Tanımlardan birisi bu...
Dört yıllık süre için, bizi yönetecek mahalli idarecilerimizi seçeceğiz...
Nasıl? Parti yöneticilerinin bize sunacağı isimler arasından...
Buna da kabul!..
Demokrasilerde olmazsa olmaz ilkeler var: “Temsil edilme...” Biz seçeceğimize göre, bizi temsil ederler...
Sonra, “yönetime katılma” var...
Nasıl olacak?
Karar verme ve uygulama süreçlerinde sivil toplum örgütlerinin fikrini soran mı var?
Her şey seçimin sonucunda mazbatayı alıncaya kadar... Sonrası, “ben ne dersem o olur!..”
Başka? “Denetleme...” Belediye ve İl Genel Meclislerimiz var denetleme için...
Adaylar belirlenirken söz dinliyenlere öncelik verilir, parazit yapanlar da bir sonraki seçimde ayıklanır...
Sivil toplum örgütleri devreye girip uygulamaları sorgulamaya başlarsa, “her şeye karşılar” diye yakınmalar başlar...
İtirazlardan sonuç alamayıp yasal yollara baş vuranlar da, velev ki mahkemeyi kazansınlar, yatırımları engellemekle suçlanırlar...

Adayların belirlenmesinde demokratik kurallara uygun davranılsa sorun çözülecek mi?
Belediyeler yasası, belediyeyi “Beldenin ve belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi” olarak tanımlar.
Karar organının seçmenler tarafından seçilmesi, demokrasiyi sağlamak için yeterli olacak mı, acaba?
Yönetim mekanizmalarında, katılım ve halkın temsil edilmesi gerekir...
Hizmet süreçlerinde alınan kararlar şeffaf olmalı...
Karar oluşturmada toplumsal mutabakat aranmalı...

Bu ve benzer konularda, siyaseti değil toplum yararını ön planda tutacağını tahhüt edebilecek adaylar var mı?
Bir başka deyişle, bu düşüncedeki kişiler aday adaylığını aşıp aday olabilecekler mi?
Ya da aday olabilenler seçilebilecekler mi?
Seçmen olarak bizler seçici davranabilecek miyiz?
“Kendi sorunlarımı kime çözdürebilirim?” düşüncesi tercihlerimizi etkiliyecek mi?

Demokrasi...
“İnşallah bir gün...” demekten başka bir şey gelmiyor elimizden...
İnşallah ben yanılıyorum...Mehmet Büyükalbayrak