TOPLUMUN AYARINI BOZMAK

Beşerin ve toplumun huzurlu yaşaması için Allah c.c. koyduğu kurallara uyulması gerekir. Bir yerde huzursuzluk ve kaos varsa orada haktan ve hakikatten, adaletten ve merhametten uzaklaşma vardır. İnsan için yaşam klavuzu olan Kur'an-ı Kerim; itikad, ibadet, ahlâk, sosyal hayat ve ahiretle ilgili bilgiler sunarak, insanlara rehberlik yapmaktadır. Pratik yaşam klavuzu olan Peygamberler de; insanlara hareket, duruş, tutum ve davranışları göstermekte ve öğretmektedir. Bu nedenle de Peygamberimiz; insanlara, müslümanlara, dünyaya veda ederken; geride kalan insanların kıyamete kadar huzurlu ve mutlu yaşamalarının yolunu ve yöntemini ifade etmiş, bunun; Kur'an ve Peygamber sünneti olduğunu bildirmiştir. Bu iki ilahi klavuzun dışına çıkıldıkça; beşerin de, toplumun da ayarı bozulmakta, fıtrat dışına çıkıldığı için kaos oluşmaktadır.

İnsanlık ne zaman buhran yaşamış ve ruhen boğulmalarla karşılaşmışsa Kur'an ve sünnetten uzaklaştığı için olmuştur. Müslüman olmayan toplumların maddi refahları varsa da ruhen boğulmalar yaşadıkları bir gerçektir. İnsan/Müslüman ne zaman bir sıkıntıyla karşılaşsa, çözümü için Peygamberimizin aynı konuyla karşılaştığında alacağı tavrı öğrenmeli, aynısını yapmaya çalışmalıdır ki, o sorundan kurtulmuş olsun.

Toplum ayarını bozan insan davranışlarını neredeyse herkes bilmektedir. İnsanlar çoğu kere yanlış olduğunu bilerek, yanlış fiilleri işlemeye devam etmektedir. Yanlış olduğunu bildikleri fiillerin çocukları tarafından işlenmesini engellemelerine rağmen kendileri yine de aynı yanlış davranışları yapmaktadır. Zihni kodlamasında Peygamberi ahlâk olmayan her insan mutlaka bir şekilde hatalı ve yanlış işler yapabilmektedir. İnsanı yanlış yapmaktan engelleyecek güç; ya kanunlardır ya da inanç değerleridir. Bu ikisi arasında en etkili olan inanç değerleridir. Zira inanan mü'min; kendisinin her zaman ve her yerde murakabe edildiğini bilmektedir. Kanun gücü de etkilidir ama boşluklardan ve ortamların olumsuzluklarından hareketle kanunu çiğneyenler olmaktadır.

Toplumun ayarını/huzurunu bozan fiillerin Kuranda yasaklanan eylemler olarak sayıldığı bilinmektedir. Kul hakkı yemek, faiz almak, zulüm yapmak ve zulme rıza göstermek, başkasının alın terini ihlâl etmek, haine ve zalime yardımcı olmak, gıybet etmek, iftira atmak, fitneye sebep olmak, devleti zarara uğratmak, milletin malını zimmete geçirmek, insanları aldatmak, yalan söylemek, hırsızlık yapmak, dini değerlerle alay etmek gibi fiillerin her birisi toplum ayarını bozmaktadır. Bu ve benzeri fiiller, ikinci-üçüncü şahıslarla ilgilidir. Fiili işleyen diğer birinin mahrumiyet veya mağduriyet yaşamasına neden olmaktadır. Bu da huzurun bozulma nedeni olmaktadır. Benzer fiillerin büyük günühlar arasında sayılması; başkalarının mağduriyetine sebep olmasından dolayıdır.

Bazen iyi bilinen fiillerin de toplum ayarını bozduğu görülmektedir. Eğer bir iyilik Allah için yapılmamışsa, o iyilikte ya menfaat veya enaniyet söz konusudur. İnsanların duyması, bilmesi ve takdir etmesi için yapılan her fiil bir şekilde insanlar arasında huzursuzluğun vesilesi olacak, toplum ayarını bozacaktır. Bir kimse; kötülükleri engelleme konusunda gayret göstermemişse, hak ihlalleri karşısında dik durmamışsa, riyakârlık yaparak her atılan adımdan ticari veya idari, mali veya siyasi bir hesap yapmışsa; bu kişilerin  yaptıkları ve yapmadıkları toplumun ayarını bozacaktır. Bireysel ve toplumsal huzursuzlukların önüne geçmek, toplum ayarının bozulmasını önlemek için en geçerli reçete; inaç değerlerinin toplum fertleri tarafından davranışa dönüşecek şekilde bilinmesi ve itibar edilmesidir. Aksi halde; kaos ve toplumsal ayar bozukluğu kaçınılmazdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR