Mehmet Büyükalbayrak

Mehmet Büyükalbayrak

Siyaset Neden Yozlaşır?

 Ülkemizde, siyasetin yozlaştığı ve kalite kaybettiği hususunda, neredeyse, ortak bir görüş hakimdir. Siyaset kurumunun ne zamandan beri yozlaşmaya başladığı konusunda ise bir fikir birliği bulmak zordur. Her fikir sahibi, kendi siyasi görüşüne uygun görüşler belirtir.  Bazı araştırmacılar, 1. meclisin hem yapısı, hem de yaptıkları açısından örnek bir meclis olduğunu, bundan sonra yozlaşmanın ivme kazanarak devam ettiğini söylerler. Ben de buna inananlardanım.
 İyi, güzel de bu yapı niçin böyle devam eder?
 İsmet İnönü'nün bir sözünü hatırlatarak konuyu irdeleyeceğim: “Bir memlekette, namuslular da namussuzlar kadar cesaret sahibi olmadıkça o memleket kurtulmaz.” Bu sözü hepimiz biliriz ve  gerektiği yerde de tekrarlarız. Ancak, gereğini yapmak hususunda hiç bir istek ve arzumuz da yoktur. Siyaseti, dürüst insanlar tarafından yapılmıyacak, yapılamıyacak bir iş olarak görürüz. Sonuç mu? Herkes halinden memnunsa sonuç da iyidir, demektir. Aksi durumda, “Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim”.
 Peki, durumun bu hale gelmesindeki sebep ne? Burada, gözlemlediğim üç nedeni sizlerle paylaşmak istiyorum:
 Birincisi, ülkemizde siyaset “para” ile yapılmaktadır. Siyasette söz sahibi olabilmeniz, daha açık söyleyeyim, listelerde ön sıralarda yer bulabilmeniz için ön şart, cüzdanınızın dolu ve açık olmasıdır. Örgüte ne kadar yardım yaparsanız o kadar destek görürsünüz. Liyakat ve bilgi çok arkalardadır. Ayrıca reklamınızı yaptırabilmeniz için de paraya ihtiyacınız var. Vazgeçilmez olduğunuzu her yerde söyleyecek dostlara(!) ihtiyacınız olacaktır.
 İkincisi, seçmenlerle ilgilidir. Meydanlarda, hiç kimse gerçekleri dinlemek için toplanmaz. Halkımız, duymak istediklerinin söylenmesini bekler. Varsın yalan olsun. Eğer nabza göre şerbet veremiyorsanız sizden siyasetçi olmaz. Gerçekleri söylerseniz, şansınızı baştan sıfırlamış olursunuz. İyi bir hatipseniz belki dinliyeniniz olur ama, sıra oya gelince pek şansınız yoktur. Merhum Osman Bölükbaşı'nın tabiri ile “Harman büyük ama tâne yok”.
 Tespitlerimin üçüncüsü de, maalesef, seçmenlerle ilgili: Seçmen oy verirken, toplum için doğru bulduğu adayı değil, kendi çıkarlarına kullanabileceğini düşündüğü adayı tercih eder. Hastasını hastaneye yatırırken baş hekimi arayacak adayı arayanından, “hamili kart yakinimdir” yazılı kartviziti alabileceği adayı arayanına kadar, herkesin tercihini etkiliyen farklı bir neden vardır. Ancak, tercih nedenleri arasında “ülke ve toplum için çalışma” seçeneği yoktur.
 Gerçi yukarda saydıklarım iyi niyetli ve masum nedenler... Bir de üst düzey tercih nedenleri var ki, akla zarar: Devletin rutin işlerini ranta dönüştürme beklentileri... İhale ve iş takipçiliği... Ödenek çıkarılması... İmar tadilatı beklentileri... Ve aklınıza gelebilecek pek çok şey...
 Böyle gelmiş, böyle gidiyor...
 Ama gitmemeli, değişmeli... Elbette, önce biz değişirsek.... Yoksa yozlaşmaya devam...
 Sözün özü: Asıl değişmeden vekil değişmez...
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Büyükalbayrak Arşivi
SON YAZILAR