Orta okul yıllarımda...
Hergün okuduğum yazar...
İdolüm Hasan Pulur'du...
Bir de Abdülcanbaz'ın...
Serüvenleriydi takip ettiğim...
Lise yıllarıma geldiğimde...
Hasan Pulur'un ve...
Turhan Selçuk'un yanına...
İlhan Selçuk ve...
Uğur Mumcu'yu ekledim...
Gazetede çıkan her yazılarını...
Okumaya gayret gösterdim...
Öyle ki okumadığım gün...
Kendimde bir...
Eksiklik hissettim...
Özellikle Uğur Mumcu...
Bir hukukçu-gazeteci olarak...
Belgeye dayanan yazılarıyla...
Daha çok ilgimi çekiyordu...
Bir yazısında...
"Bir ulus...
Ne kadar okuma-yazma...
Öğrenme, araştırma Eğiliminde ise...
O kadar sağlam...
O kadar hoşgörülü ve...

Demokrat yapıda olur."diyordu...
12 Eylül öncesi...
Yurdun her tarafından...
Siyasi cinayet...
Haberleri gelirken...
"Kimi ölüler...
Bize ne kadar yakın...
Yaşayanların birçoğu... Ne kadar da ölü."
Siyasi cinayetler için...
"Biz unutkan bir ulusuz....
Unutuyoruz olup bitenleri....
Unutuyoruz ve...
Oğulları kızları ölen...
Ana babaları...
Kanlı gözyaşlarıyla...
Baş başa bırakıp gidiyoruz." demişti... 
Hak ve hukuk konusunda...
"Bir kişiye yapılan haksızlık...
Bütün topluma karşı...
İşlenen bir suçtur." diyordu...
Atatürkçülük konusunda...
"Atatürkçülük ne demektir?
Atatürkçülük, kısaca...
Ulusal bağımsızlık ve...
Ulusal onur demektir...
Atatürkçülük, özetle...
Antiemperyalist...
Bir Kurtuluş Savaşı’nı...
Başlatan ve sürdüren...
Bir eylem ve öğretidir."diyordu...
Milliyetçilik konusunda...
"Milliyetçilik...
Sömürücülerin değil...
Mustafa Kemal devrimcilerinin...
Bayrağıdır. Kemalizm...
Benim yaşam şeklimdir."diyordu...
Türk halkı konusunda...
"Türk vatandaşı...
İsviçre medeni kanununa...
Göre evlenen...
İtalyan ceza yasasına göre...
Cezalandırılan...Alman ceza muhkemeleri...
Usulü yasasına göre yargılanan...
Fransız idare hukukuna göre...
İdare edilen...Ve islam hukukuna göre...
Gömülen kişidir."demişti...
Ülkeyi yönetenler için...
"Gelecek nesilleri değil...
Gelecek seçimleri düşünen...

Politikacılarımız bu tablonun...
Ressamlarıdırlar...
"Bırakınız yapsınlar...
Bırakınız geçsinler”...
Parolası ile liberalizm...

En acı örneğini Türkiye’de vermiştir...
Temelinde bağımsızlık...
Harcı yatan Cumhuriyetimiz...

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra...
Emperyalistlerin ahtapot...
Kollarına teslim edilmiştir...
Öyle bir teslimiyettir ki...
Yer altı zenginliklerimiz...
Çokuluslu şirketlerin emrindedir...
Öyle bir teslimiyettir ki...
Petrol, maden ve yabancı sermaye...
Yasaları yabancı uzmanlarca...
Hazırlanmıştır...
Öyle bir teslimiyettir ki...
Ülke topraklarının bir bölümü...
Üs adı altında başka devletin...
Genelkurmayına armağan edilmiştir...
Öyle bir teslimiyettir ki...
Ordumuzun silahları...
Araç ve gereçleri...

Okyanus ötesi ülkelerin...
Buyruklarına bağlanmıştır." diyordu...
Ve ülke için...
Umudunu yitirmemişti...
"Evrensel kültürün...
Sanat ve düşün rüzgarları ile...

Türkiye er geç çağdaş uygarlığa...
Demir atacak." diyordu...
Düşünceleri ve...
Yazıları sebebiyle...
Tehdit edildiğinde...
"Unutmayalım ki...
Cesur bir kez, korkak bin kez ölür...

Önemli olan...
İnsanın böyle bir toplumda...
 “mezar …taşı” gibi...
Susmamasıdır."diyor ve...
Ekliyordu...
 "Öyleyse vurun...
Parçalayın!
Her parçamdan...
Benim gibiler...
Beni aşacaklar doğacaktır."
Diye haykırmıştı...
Öyle de yaptılar...
24 Ocak 1993 te...
Ankara'da...
Karlı sokakta...
Mezar taşı gibi...
Susmayan adamı...
Vurdular, parçaladılar...
23 yıldır onun gibi...
Onu aşanlar...
Çıktımı?
Tartışılır...
Ancak Sakıncalı Piyade'nin...
Ölenler için söylediği gibi...
"Bilgi sahibi olmadan...
Fikir sahibi olunmaz...
Susanlar da...
Bu insanlık suçlarına katılmış olur...
Bu masum insanlar...
Yahudi de olur...
Arap da, Hıristiyan da....
Ölenlerde ırk ve...
Din ayırımı yapılmaz...
Ölen İNSANDIR...
Sağlıcakla kalın...