Okumak...

 Okumak bir bedenin elbise giymesi gibidir. Nasıl giydiğiniz elbiseler sizde bir mutluluk hissi oluşturuyorsa okuduklarınız da zihninizde aynı hissi oluşturur. Okuyan insanın diğer insanlardan farklı olarak ikinci bir gardırobu vardır. Ve o gerçek defileye hazırdır.
           İnsan okudukça bilmeye başlar ve bu onu bir balon gibi alıp yükseklere götürür. Eline aldığı her yeni kitapla o gerektiğinde yere inmeyi de bilir.
           Okuduğumuz zaman hem zahire hem sanala dokunuruz. Böyle bir yolculukla hayal dünyamızla gerçek dünyamız arasında kuvvetli bir bağ kurar ve kendimizi gerçekleştirmiş oluruz.
           Gençlere okumakla çok şey kazanacaklarını anlatmanın birden çok yolunu bulmalıyız. Yazmak da bu yollardan biridir. Gerçeği gösteren parmağa ikinci kez ihtiyaç olmaz.


          GÜZEL BAKMAK

          Bulutlarla el ele tutuşan zirvelere sahip bir memleketim var. O zirveler gibi insanlar yetiştirmiş bir memleketim var. Zirvelerin ovalara hakimiyeti var. Zirveden aşağıya doğru çağıldayarak akan binler, on binler, yüz binler, milyonlar var. Ovada kurulu bir medeniyet var. Bu medeniyet zirveyi yakalamak iddiasında çünkü varlığını zirveye borçlu. Onu yoğuran eller zirvenin elleridir.

           Karaların yeşili kadar inançlı,  göğün ve denizin mavisi kadar da huzurlu insanlarım var. Aynı zamanda kara toprağın karası kadar da gözü karadır benim insanımın. Gökyüzüyle yeryüzünün birleşerek tüm renklerle beraber tüm güzellikleri çıkarttığı ülkemde bu güzellikler karşısında insanımız toprağı sevmeyi bir görev bilmiştir. Memleketimin insanı doğadaki kahverenginin fazlalığı gibi anlamlı bir ihtirasa sahiptir. Bu anlayışla dünyayı imar etmeyi bir görev saymıştır.

           Diyar diyar şehirlerim var. Kâh sahillerde kâh bozkırlarda kurulmuş pazarından mezarına kadar ahenge sahip tarihi anlamlar yüklenmiş yörelerim var. İnsanımızın ellerinde dokudukları halılar gibi yöre yöre işlenmiş nakış nakış anlayışımız var. Nehirler gibi çağıldayan dilimiz, her bölgeye has ağzımız var.

            Dere tepe, ova ova, bazen ırmak boylarında bazen dere kenarında köylerimiz var. Şalvarından poşusuna, peştamalından yazmasına kadar modayı bilen ve modaya göre giyinen köylülerimiz var. Güzel bakmayı becerebilirsek çok daha güzel manzaralar görebiliriz. Güzel duygular besleyen gönüllere, güzel görebilen gözlere selamlar olsun!

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İsa Abanoz Arşivi
SON YAZILAR