NİFAKIN PANZEHİRİ

          Allah'ın elçisi Peygamberimiz Hz. Muhammed s.a.v Efendimiz, kendisine Allah tarafından vahyedilen dini, insanlara tebliğ etme hususunda hiçbir esnekliğe fırsat vermeden tebliğ etmiştir. Kendisine ilahi görev verilmeden önce de, içinde yaşadığı toplumda “Emin” olarak isimlendirilen Peygamberimiz, hayatının her karesinde emanete riayeti ilke edinmiştir. Müşrikler tarafından dünyalık nimetlerin hepsi kendisine sunulmasına rağmen Peygamberimiz; vahyin sorumluluğunu her türlü zorluğa direnerek bırakmamış, hatta, “bir elime ayı bir elime güneşi verseniz yine bu Hak yoldan vazgeçmem” diyerek, Rabbinin yüce emanetine sahip çıkmıştır. Ümmetine de, güvenilen insan olmanın önemini sık sık hatırlatan Peygamberimiz; ihanetten kaçınılması gerektiğini önemle bildirmiştir. Müslüman için en önemli emanet “İman”dır. Allah; inanan insanlara mümin ismini vermekle, emanetin ve güvenin ne kadar önemli olduğunu da anlatmıştır. İnsan için dünya ve ahiret mutluluğu imanla sağlanacaktır. İman, salih amel ve güzel ahlak; insanların Rabbına vermiş olduğu sözün gerekleridir ki, bunlar en önemli emanetlerdir. İmanın muhafazası, insanlara faydalı işlerin yapılması, eylem ve söylemlerde ilahi rızalık aranması gibi temel hususiyetlere karşı zarar vermek isteyenler ihanet içindedir. Emanete uymak ve gereğini yerine getirmek temel bir sorumluluk, riayet etmemek de hem dünyada hem de ahirette felaketin sebebidir.
          Enfal suresi 27.ayette Yüce Allah; “Ey iman edenler! Allah’a ve Peygamberine ihanet etmeyin. Şayet Allah’a ve Peygamberine ihanet ederseniz, size verilen emanetlere bile bile ihanet etmiş olursunuz” bilgisini vererek, kullarına önemli bir hatırlatma yapmaktadır. Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin sünneti en önemli emanetlerdendir. Veda hutbesinde Peygamberimiz; “Size iki emanet bırakıyorum. Bunlardan birisi Yüce kitabımız Kur’an, diğeri Sünnetimdir” buyurarak, insan ve özellikle de Müslüman için hayatın rehberlerini sunmuştur. Bunların muhafaza edilmesinin gereği için de emanet ettiğini bildirmiştir. Her iki emanetin gereklerinin yerine getirilmesi, onların muhafazasıdır. Güzel bir hayat için Kur’an ve Sünnet emaneti insanlığa lütuftur. İnsanlar olarak hepimiz emanetiz ve ayrıca insanlar da birbirlerine emanettirler. Herkes bulunduğu konum ve sorumluluk alanı itibariyle emanet sahibidirler. Peygamberimiz; “Herkes çobandır ve etrafındakilerden sorumludur” hatırlatmasında bulunmuştur. Keder ve sevinçlerin paylaşılması birbirimize olan emanetimizin gereğidir. Bu emanet, “Müslüman, Müslüman’ın kardeşidir. Ona hainlik yapmaz, yalan söylemez, onu zor durumda yüzüstü bırakmaz…” hadisi gereği, her durumda sadakat ve vefayı gerektirir.
          Paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma kardeşliğin esası emanet anlayışının da gereğidir. Zamanımız, ömrümüz, aklımız, kalbimiz, dilimiz, bedenimiz, ailemiz, çocuklarımız, komşularımız, malımız-mülkümüz, bilgimiz, birikimimiz, vatan toprağımız, bayrağımız, ezanımız ve benzer yüce değerlerimizin hepsi birer emanettir. Bu emanetlere sahip çıkmak temel bir sorumluluktur. Emanetin zayi edilmesi kıyametin ve felaketin habercisidir. Emanete riayet, imanın hayata yansımasıdır. Mahşeri sorgulamanın kodları “Emanet” merkezli olacak, insana ömrünü ve sahip olduklarını nasıl ve nerede harcadığı sorulacaktır. Bu sorulara verilecek cevaplar ahiret hayatının yeri ve sürecini belirleyecektir. Dünya ve ahiret mutluluğunun sigortası emanete riayettir. Emanet; nifakın panzehiridir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR