Enerji Santralleri Kurulsun mu?

Ben enerji konusunda eğitim almış veya uzmanlaşmış biri değilim.
Teknik hatalarım olabilir. Zaten bu yazı da herhangi bir bilimsel araştırma değildir.
Araştırmayı seven, neden ve niçin sorularının cevabını sürekli arayan ve sorgulayan biriyim.
1973 yılında orta 3 öğrencisi iken Türkçe hocamız dersle alakasız bir soru sormuştu                        ”Çocuklar, yurdumuzda sürekli büyük barajlar yapılıyor ve üretilen enerji bir merkeze toplanarak dağıtılmak isteniyor.
Faşist Amerika bir gün o merkezi bombalarsa ne olur?
O günkü aklımla cevabım, devletimiz böyle bir hata yapmaz hocam demiştim de dersten kovulmuştum.
Üniversitede de buna benzer sorulara, benzer cevaplar verdiğim için bir dönem kaybıyla ödüllendirilmiştim!
Öğrenim hayatımda hep devletime güvendim.
Daha sonra değişik mevki ve makamlarda görev aldıkça, gözlemlerim şu olmuştu;
Devletim hata yapmamalı ama bu kafadaki yöneticilerle doğru yapması da çok zor…
Hangi kafaydı beni böyle düşündüren…
Devleti yöneten siyasiler ve bürokratlarda gözlemlediğim baskın düşünce şuydu:
Siyasiler; Bir dönem daha seçilebilmem için neye ve kime yaslanayım, seçim bölgeme hangi yatırımı alayım ( Faydalı-Faydasız önemli değil, nasılsa para devletin di)!
Hayır demeyin…
Türkiye"de bir metrekare dahi yer sulamayan, suladığı yeri çöle çeviren ilkçağ teknolojili, sulama amaçlı barajları, bir defa dahi uçak görmemiş havaalanlarını, kayık bile yapmayan tersaneleri, inek görmemiş süt fabrikalarını, yakalayabildiği turiste bir daha gelmeye tövbe ettiren devletten kredili turistik tesisleri bilmeyen mi var?
Bürokratlar; Bu ay ne kadar zam ve tazminat alacağım, nasıl bir kanun çıkarttırsak da, emeklilikte cukkalı (hak edip-etmemek önemli değil)maaş alsam, bir üstteki amirimin ayağını nasıl kaydırsam da yükselsem, hangi siyasinin ayakkabısını yalasam da desteğini alsam v.b. düşünceler öncelikliydi.
Hayır demeyin…
Yukarıda saydığımız olumsuzlukları ve çarçurları bürokrat imzası olmadan hiçbir siyasi yapamaz…
İmza yetkisi bürokratta, emir yetkisi ise ayakkabısını yaladığı siyasetçideydi.
Bu genel girişten sonra gelelim enerji konumuza…
Bakalım siyasetçiler ne emretmiş, bürokratlar nelere emrin olur efeem demiş…
Enerji santrallerinin DOKUZ tarafı vardır…
1- Santralı yapmak isteyen işadamları…
2- Santralın yapılmasına imza atacak devlet yetkilileri…
3- Santrale (ne olduğunu bilerek ve bilmeyerek) karşı çıkan yöre halkı…
4- İşe alıp maaş versinler de, ne yapılırsa yapılsın diyen çaresiz işsizler…
5- Faydalı ise de karşıyım, zararlı ise de diyen kronik muhalifler,
6- Nedense! Hep faydalarını sayan fanatik taraftarlar,
7- Sadece zararlarını, hem de abartarak sayan istemezükçüler…
8- Sırf muhalefet olsun diye karşı çıkan, vehim pompalayan politika cambazları
9- Fayda ve zararlarını, gereklilik veya gereksizliğini bilen, anlatan, ülkemizin geleceğini düşünen eli öpülesi; Bilim adamları, siyasetçi, bürokrat ve planlamacılar…
Ben 8.ci grubu seviyorum ve onları dinleyeceğim…
Hep beraber sekizinci grubu dinlesek, ne zararımız olur?
Üç-dört saat zamanımız mı yok?
O zaman bu yazıyı okumamıza da gerek yok…
Haksız mıyım?

Yaralılar gocunsun, dürüstlerin yarası yok
Paralılar konuşsun, susanların parası yok
Beceriksizler utansın, şov yapanlara iyi bakın
Dürüstleri de tanıyın, yüzlerinde karası yok.

Boşa giden paraları sorsa ya halkımız
Müzik dinleyin, dizi de seyredin amma…
Biraz da geleceği düşünüp, der ki Pirfani
Ey uyuşanlar! Yetti artık. Ayağa kalkınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi
SON YAZILAR