Devletimizin gücü

Doksan milyona yaklaşan nüfusuyla ülkemiz dünyanın sayılır güçlerinden bir tanesidir. Tarihiyle, coğrafyasıyla, nüfusuyla, kaynaklarıyla ve sahip olduğu değerleriyle dünyanın gözü her zaman ülkemizin üzerindedir. Altı yüz yıllık Osmanlı döneminin sonrası kurulan “Cumhuriyet Türkiye”sinin gücü de, yukarıda sözünü ettiğimiz değerler nedeniyledir.

Kuruluşundan sonra yüz yıllık zaman içinde dünyaya da izini ve sözünü duyurabilmiş olması da yine sahip olduğu değerleri ve bu değerlerden aldığı güçledir. Gücünü, sadece imkanlarından değil, değerlerinden de alan ülkemiz; bölgede gözde bir “Değer”dir. İki milyara yakın İslam alemi ile beş yüz milyona yakın Türk Cumhuriyetlerinin abisi durumunda olan ülkemiz, sözünü ettiğimiz iki buçuk milyar insanın güvencesidir.

Hac ve umre nedeniyle sıkça gittiğimiz Suudi Arabistanda; hem islam aleminin tüm üyelerini, hem de Türki Cumhuriyetlerinin vatandaşlarını görmek, onlarla sohbet etmek ve kritikler yapmak fırsatını buluyoruz. Her fırsatta onlardan, ülkemizin gücünü ve devletimizin etkinliğini duymaktan gururlanıyor, sorumluluğumuzun ağır olduğunu anlıyoruz.

Ülkemizin kamuda çalışan yaklaşık beş milyon görevlisi, devlet bütçesinden maaş alan yaklaşık 15 milyon kişi de emeklisi vardır. Yirmi milyon vatandaşımız böylece devlet bütçesinden maaş almaktadır. Bunun yanında; devlet yatırımları, zorunlu harcamalar, sağlık, eğitim, adalet, güvenlik, savunma gibi devletin vatandaşını ve ülkesini korumak için yapması gereken harcamalar da ilave edilince; devlet bütçesinin neredeyse tamamı vatandaşına harcanmaktadır.

Bu harcamaların yanında, ülkede meydana gelen olağan üstü durumlarda, devletin sorumluluğu gereği, vatandaşı için yapacağı ek harcamalar devletin gücünü göstermektedir. Son beş yılda ülkemizde yaşanan olaylar sonucu devletimizin gücünü gördük. Yaklaşık iki yıl boyunca, pandemi nedeniyle evlerden çıkamadık, devlet kurumları, üretim yapan ve sermaye oluşturan kuruluşlar işlerini bu sürede yapamadılar. Sonrasında, ülkemizin bazı bölgelerinde yağmur nedeniyle oluşan sel ve buna bağlı afetler, bu süreçte ülkenin 11 vilayetini kapsam içine alan deprem felaketiyle birlikte oluşan olumsuzlukları da saydığımızda, belki de uzun zamanlardan beri ülkenin en uzun ve en yoğun afetlerine şahit olduk.

Pandemi döneminde çalışamadıkları halde devlet memurlarının maaşlarının ödenmesi, firmalara ve kuruluşlara devlet desteği sağlanması, sel felaketinde mağdurların ihtiyaçlarının karşılanması, deprem sürecinde ve sonucunda etkilenen 11 vilayetin, yaklaşık 20 milyon insanının günlük yaşamsal ihtiyaçlarının karşılanması gibi anlık tedbirler ve buna bağlı harcamalar devletimizin gücünü göstermektedir.

Bu anlık harcamaların yanında; gerek pandeminin, gerek sel felaketinin ve gerekse depremin yaralarının sarılmasıyla ilgili oluşturulan projeler için planlanan harcamalar; gerçekten devletimizin ne kadar güçlü olduğunu anlamaya yetecek tasarruflardandır. Ekonomik zorlukların ortaya çıkmasıyla, vatandaşlarımızın hükümet üzerinden yaptıkları bir takım eleştiriler, kişisel olarak bakıldığında, her ne kadar haklı gibi görünse de, ülkemizde yaşanan söz konusu facia ölçeğindeki afet yaralarının devlet tarafından sarıldığı düşünüldüğünde, çok da haklı bir tartışma olmayacaktır. İşin sorumluluğuna sahip olmayanlarla, söz konusu afetlerden etkilenen alanları ve kişileri görmeyenlerin yaptıkları eleştiriler çok izafi olmaktadır.

Yaraların büyüklüğü ve etkilenen alanın genişliği, bunlar için yapılan projelerin planlı bir şekilde uygulanması için gerekli olan imkanlar devlet tarafından seferber edilmiştir. Bu da, devletimizin gücünü göstermektedir. Hafta sonu; Antakya, Samandağı, İskenderun, Kırıkhan, Islahiye, Nurdağı ilçelerini ziyaret etmiş, devletimizin bölgeye yaptığı hizmetleri görmüş biri olarak, devletimizin gücünü bir kere daha anladık ve yetkilileri tebrik ettik. İslam aleminin ve Türki Cumhuriyetlerinin abisi olan ülkemizin gücünü; hem o bölgelere yaptığı katkılar, hem de kendi vatandaşına sunduğu imkanlar nedeniyle bir defa daha görmüş olduk. Devletimiz güçlüdür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR