Bir insan sadece dürüst...

“ Bir insan sadece dürüst olduğu için aranıyorsa…”                                   

İnsanın insana yaptığını yedi düvel bir araya gelse yine yapamaz… Eğer insanların birlikte yaşadıkları dünya, kokuşmaya, çürümeye, yozlaşmaya başlamışsa orada insanlık açısından “Yolun sonu görünüyor”  demektir…

Ne var ki,insanoğlunun “neme lazımcılığı” ile “yozlaştırıp”, “hep banacılığı” ile “yolsuzlaştırarak” çekilmez hale getirdiği dünyayı, düzeltecek, çeki düzen verecek olan yine insanoğludur… Yıktığını “düzeltmek”, bozduğunu “yapmak” elbette yine insanoğlunun elinde…Tabi “geç kalınmadan…”

İşte, aşağıdaki hikayemiz, insan eliyle “bozulan” bir dünyanın,”yapılması” için yine “insan eline muhtaç” olunduğunu anlatan ve fakat “geç kalınmaması” gerekliliğine dikkat çekilen güzel bir örnek…

Öyle ki, bizi “habis” bir kanser gibi çürüten, insani “zaaflarımızın” ve toplumsal “hastalıklarımızın” yegane “ilacı” “dürüstlüğün” “kullanma tarihi” geçmeden behemehal kullanılarak “geç kalınmaması” dileğiyle…   

“Herkesin hırsız olduğu bir ülke varmış, ama istisnasız herkesin. Gece olunca, insanlar maymuncuklarını ve fenerlerini yanına alır ve komsusunun evini soymaya gidermiş. Gün doğarken geri döndüklerinde yüklerini alırlarmış. Ama her seferinde kendi evlerini de soyulmuş bulurlarmış. Ülkede kimse kaybetmezmiş, çünkü herkes birbirinden çalar ve bu dolaşım son kişi ilk kişiden çalana kadar sürermiş.  

Bir gün, nasıl olmuşsa, dürüst bir adam ortaya çıkmış. Gece olduğunda, çanta ve fenerle dışarı çıkmaktansa evinde kalıp çalışmayı tercih edermiş. Hırsızlar geldiğinde evde ışık yandığını görüp soymak için içeri girmezlermiş. Ve bu durum bir süre devam edince, ahali bir konunun açıklığa kavuşmasını istemiş:

Çalmadan yaşamak senin tercihin, ama başkalarını bir şey yapmaktan alıkoymaya hakkın yok."demişler Bunun üzerine dürüst adam, geceleri evinden çıkar, fakat hiçbir şey çalmaz, döndüğü zaman evini hep soyulmuş bulurmuş. Adamın bir haftadan daha az bir sürede, yiyecek tek bir şeyi kalmamış ve ülkeyi terketmek zorunda kalmış.

Daha iyi soygun yaparak zenginleşenler kendileri için soygun yapmak üzere maaşlı hırsızlar tutmaya başlamışlar. Zengin fakir ayrımı giderek çoğalmış. Zenginler mallarını korumak için polis teşkilatı ve hapishaneler kurmuşlar ve kendi mallarının çalınmasını yasa dışı ilan etmişler.Ancak yoksulların mallarını çalmak hala serbestmiş.Bir süre geçtikten sonra, artık kimse soymaktan ve soyulmaktan söz etmez olmuş. Çünkü yoksulların çoğu ya açlıktan ölmüş ya da ülkeyi terketmişler.

Zenginler ve maaşlı soyguncular ise soyacak kimse kalmadığı için servetlerini yitirmeye başlamışlar.
Sonunda zenginler eski düzeni yeniden sağlamak için dürüst adamı başa getirmeye karar vermişler. Ancak dürüst adamın evine gittiklerinde sadece yerde yazılı bir kağıt varmış.
Kağıtda şunlar yazıyormuş:

"Bir insan sadece dürüst olduğu için aranıyorsa her şey için çok geç olmuş demektir…"


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Hamit Seven Arşivi
SON YAZILAR