BEREKETLİ TOPRAKLAR…

        İsra suresinde Mescidi Aksayı tanıtırken yüce Allah; etrafının mübarek kılındığı topraklar diye tarif yapmış, bunun da Allahın ayetlerinden olduğunu bildirerek, ibret alınmasına dikkatleri çekmiştir. Mescidi Aksa bir çok yanı ve yönüyle ön plana çıkan, içinde ve etrafında yaşanan olaylardan hareketle önemini anlatan, Kur’ana ve Hz. Peygamberin hadislerine konu olan kutsal bir beldedir. Etrafının mübarek kılındığı ilahi mesajının ise orta doğu ve Mescidi Aksayı merkeze koyarak, geriye doğru açılıp, tecrübeyle de sınırları belirlenebilecek topraklardır. Ülkemizin Güneydoğu bölgesini de, İsra suresinin birinci ayetinde belirtilen ve Mescidi Aksa tarif edilirken; etrafının mübarek olduğu tanımı içerisine girecek topraklar olduğunu söylemek çok iddialı bir cümle olmayacağı gibi söylenmemesi tarifin maksadını sınırlamış olacağı kanaatini taşımaktayız.
        İlahiyatçı bir yazar olarak, aynı zamanda gerek Kudüs’ü ve gerekse ülkemizin Güneydoğu Anadolu bölgesini bilen biri olarak; ülkemizin Güneydoğu Anadolu bölgesindeki toprakların, Kudüs’ün uzantısı olduğunu ve ilahi tarif kapsamında bulunduğunu düşünmekteyiz. Turizm firmamızın organize ettiği turlarla, bizzat turlara katılan misafirlere refakat ve rehberlik yapan biri olarak; sözünü ettiğimiz konu üzerinde defalarca düşünmüş ve konuyu defalarca da yazıp anlatmış olduk. Gerek Kudüs’ü ve gerekse ülkemizin Güneydoğusunu pratik olarak gezmediğimiz ama haklarında bir çok yazı okuyup, hatta yazdığımız geçmiş dönemlerde, bölge hakkında başta Kudüs olmak üzere bir çok cevabını bulamadığımız sorularla meşgul olmuştuk. Turlar vesilesiyle gidip, görüp, anlayıp anlatmaya başladığımızda cevabını bulamadığımız soruların neredeyse tamamının cevabını bulmuş olduk.
        Ülkemizin Güneydoğu bölgesinin, Kudüs’ün uzantısı olan ve ilahi tarife konu yapılmış mübarek topraklardan olduğu hususu artık zihnimizde tartışmasız kabul görmüştür. Bunun teyidini; bölgeyi bizzat gezerek, turlarda rehberlik ve misafirlere refakat ederek sindirmiş de olduk. Böylece de; dünya egemenlerinin neden ülkemizin Güneydoğu bölgesin üzerinde planlar yaptıklarını ve bu planlarını hayata geçirmek için bedeli tarif bile yapılamayacak girişimlerde bulunduklarını da anladık. Hem yer altı zenginlikleri, hem de yer üstü toprak yapısı itibariyle dünyada eşi olmayacak verime sahip olan bu bölgemizin gerçekten bereketli olduğunu anlamak için konu hakkında akademik çalışmaya gerek olmadan, sadece ziyaret edilip düz mantıkla ve salt düşünceyle bile görülebileceğine şahit olduk.
        Ülkemizin her bölgesi, her metre karesi değerlidir, güzeldir, verimlidir ama Güneydoğu Anadolu bölgesi farklı bir değere, anlama ve derinliğe sahiptir. Tarihi dokusuyla, manevi havasıyla, atmosferik ortamıyla, yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle dünyada tektir. Okuyanın etkilendiği, gidip/görenin hayran kaldığı bir bölge olan Güneydoğu Anadolu bölgesi artık turizmin de merkezi olmuştur. Terör nedeniyle, panzerle ancak güvenlik kuvvetlerinin kontrolünde girilebilen ve sınırlı hareket edilebilen bu bölgemizde artık rahat rahat turizm hizmetleri verilebilmektedir. Hakkari, Şırnak, Van, Ağrı, Muş, Bitlis, Siirt, Bingöl, Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Urfa, Antep, Kilis, Hatay, Mersin, kısmen Malatya, Elazığ, Sivas vilayetlerimizin; Kudüs tarifi yapılırken etrafının mübarek topraklar olarak belirtildiği sınırlar içinde yer aldığı düşüncemiz, bölgeyi tanıyınca her gün daha da netleşmektedir.
        Geçen hafta içinde bir grup misafirimizle, firmamızın düzenlediği tur vesilesiyle; Diyarbakır, Mardin, Urfa ve kısmen de Antep ilimizi ziyaret ederken, bölgede 4 Peygamber ve onlarca Sahabenin kabrini de ziyaret ettik. 13 bin yıllık Göbekli Tepeyi de, dünyanın ilk üniversitesinin kurulduğu Harranı da, Hz. İbrahimin doğup/büyüdüğü, evlenip çiftçilik yaptığı mekanları da, Hz, Eyyüb Peygamberin hastalandığı ve iyileştiği, fakirleştiği ve zengin hayat sürdüğü, varlığı da yokluğu da yaşadığı mekanları gördük. Bütün medeniyetlere ev sahipliği yapmış Mardini, Bölgenin merkezi Diyarbakır surlarını, Antepin Zeugma müzesini, Nuseybindeki Dara Antik müzeyi de gördük. Hem tarihi, hem geçmiş medeniyetleri, hem verimli toprakları, hem dinlerin hayata yansımasını, hem de Peygamberinin yaşam alanlarını gördük. Elbette böyle bir bölge; toprakları mübarek olan ve Kudüs’ün uzantısı bölgelerdir diye oluşan görüşümüzü de bir defa daha netleştirdik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR