Bazen imdat diye haykırmak isteriz değil mi İMDATTTTTTT…………

Bazen imdat diye haykırmak isteriz değil mi  İMDATTTTTTT…………      

  Evet, hayat şartları zor, bir ay çalışıp ay sonunda maaşı alıp elektrik , su doğalgaz
telefon,  internet , dershane,  mutfak masrafı,  ev kirası, aidat gibi mecburi giderleri ayırdıktan sonra kalanla sosyalleşmeye gidilecek  ne kadar mümkündür  düşünün. Ülkemizin  3/2 si  bu durumda hemen hemen! Bir  evde bay bayan çalışanlar bile bu durumu zar zor karşılıyorken, eşlerden birinin çalışması durumu daha da zorlaştırıyor.  İnsanlara  uzaktan bakıyorsunuz hem şikayet ediyorlar, hem de yaklaşıp öneride bulunduğunuzda  durumu düzeltmek için hiçbir çabaları olmuyor. Belli  bir yaşa kadar .hiçbir işte çalışmayan kadınların  bir kısmı   eşinin katı kuralları olduğunu söylüyor, birçoğu yorgun ve yılgın, bir kısmı da yaşım geçti artık ne yapabilirim diyor. Kadının  çalışması üretken  olması sosyalleşmesi demektir. Ekonomik  özgürlüğü olan kadın alma, harcama, karar verme yetisine sahip olacaktır.  Sosyal  alanda günceli takip ettiği için bilgili olacaktır. Bugün  ilk cumhurbaşkanımızın adını  bilmeyen birçok kadın var. Kazanmak   başarmak duygusu insanın kendine güvenini sağlamlaştırır. Avrupa kadınına baktığımızda 60 lı yaşlarda hala iş alanlarında sahada çalışıyorlar. 5 yıl önce alanıyla ilgili problemi olan  bir yakınımın tedavisi sırasında  tanıştığım Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Hastalıkları (Jinekoloji) Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi  Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu"nun sözleri aklımda hep sizlerle paylaşmak istiyorum. Biz  Türk toplumu olarak hep şikayet etmeye alışmışız. Çalışanın  her zaman başaracağını önüne engeli kişinin kendisinin koyduğunu,  isteyen kişi alanı ne olursa olsun başarabileceğini anlattı ve kısaca kendi rutininden bahsetti. Saatlerde  hata yapmamak için rakam yazmıyorum sabah 8 de hastanede olduğunu öğretim görevlisi olduğu için derse girdiğini sonra hasta baktığını daha sonra kendi kliniğine geçtiğini (orda da ne kadar yoğun olduğuna şahit oldum) akşam ailesine zaman ayırdığını ayrıca baba olduğunu  ve günün kalan kısmında okumaya da zaman ayırdığını ve ayrıca kitap yazdığından bahsetti.o kadar etkilenmiştim ki bu sohbetten. zamanı iyi kullanırsak birçok konuda dahi olabiliriz. Dahi  olmaya da gerek yok yaşamaktan zevk almalı kimseye muhtaç olmamak adına özel ihtiyaçlarımızı karşılamak, çocuklarımızı kimseye muhtaç etmemek için ülke ekonomisine katkıda bulunmak için her kadının üretken olması gerek. Birçok  kadın kozmetik firmalarında home ofis yani kendi belirlediği saatlerde evinden çalışıyor. Malzeme  ne olursa olsun ev oturmalarına giden, pazara, alışverişe, markete, hastaneye, okula veli olarak, parkta dinlenirken bu işini yapabilir. Elinde  malzemesini tanıtacak broşürü insanların ilgisini çekeceği durumda olduktan sonra söze bile gerek olmayacağını düşünüyorum. Ayıp  değil arkadaşlarım, ayıp olan kişiliğimizden ödün verip bizden teminat karşılığı yardım alınması ayıp olan başkalarına mecbur kalmak, ramazanlarda kurulan çadırlarda yemek yemek ayıp. Oraya  gidecek gücümüz varsa çalışıp üretip para kazanacak durumdayızdır. Başımızın  eğilmesine sebep olanlara boyun eğmek ayıptır.  Namusuyla  olduktan sonra simit de satılır kozmetikte çamaşırda. Lütfen  ayakta kalalım, yılmayalım, bıkmayalım birbirimize örnek olalım. Hala  dayak yiyen koca baskısında olan muhtaç olduğu için durumundan şikayetçi bile olmayan toplumda kötü gözle görülmemek adına şikayetini belirli kurumlara bildiremeyen yüz binlerce kadınımıza da kapı açılsın geçen hafta sosyal hizmetlerden maaş alan bir arkadaşımızdan bahsettim bunun birçok kadın tarafından bilinmediğine de şahit oldum. Kendimiz  çabalayalım yetmediğinde yardım kurumları konusunda birbirimize destek olalım bilgilendirelim. Üreten  kadının sindirilmeyeceği düşüncesindeyim muhtaç olmayacağı kanısındayım.
Bir  kaşık tuzu yiyelim su istemeyelim devri değil. İnsanlar  doğarken eşit şartlarda doğuyor kadın erkek diye insanlar yapıyor ayrımı.  Her  zaman beyaz bir sayfamız olsun mutluluğun resmini yapalım.  Hayatın  zorluklarına pencere kapatalım. Perdelerin  arasından ara ara bakalım ışığın gelmesini asla engellemeyelim. Sevgiyle  barışık kalın….

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sema Öztekin Arşivi
SON YAZILAR