“Asıl gündem”

Bu ara Türkiye gündemi adeta “daha yere inmeden havada eriyen kar tanesi” gibi…

Bir konu henüz tartışılıp nihayete ermeden bir başka konuya “merhaba” diyoruz!...

Ya da bir başka deyimle gündemi adeta, “çiğnemeden yutuyoruz”!…

*

4 yıldır, Küresel mali kriz bizi “teğet geçti”, “paçamızı zor kurtardık”, bu ülkelerde“yatırımlarımızı artırdık, artırıyoruz” derken, “Arap” ve “Ortadoğu” halklarının diktatörlerini yıkmaya yönelik başkaldırıları ile süren olayların iç siyasetimize, sosyal ve ekonomik hayatımıza etkileri!…

Devam eden; 

“Ergenekon Terör Örgütü davası”!…

Azan;

Bölücü Terör Örgütü “PKK illeti”!…

Oyun bozan;

“Sözcüleri”nin, “sabır taşıran”  “söz ve eylemleri”!…

Şimdilerde;

İnşallah “detone” olunmaz dediğimiz “barış türküsü”!..

Her ne kadar;

“Sesi var, görüntüsü yoksa da”, referandum sonrası yeniden yapılanma ve uyum sürecine giren konuların “ağrıları”!…

Çözümü;

Dirayet ve zaman isteyen birçok iç ve “KKTC”gibi “milli”, “AB” gibi“global” dış kaynaklı kronik sorunlar!…  

Ötesi;

Acaba Başbakan, “Cumhurbaşkanı” olacak mı, “Gül” açacak mı, solacak mı?..

Evet, “Başkanlık” sistemine geçelim!..

Hayır, yarı başkanlık sistemi daha iyi? “tartışmaları”!..

Vesaire vesaire…

Hepsi de;

Bu süreçte dakika dakika gelişen olaylarıyla kendi başına dev bir gündem…

*

Yani, her biri kendi içinde sorun yumağı!…

Her gün, her saat, her dakika böylesine yoğun gündem bombardımanı altında kalan başka bir ülke gösterebilir misiniz?...

Ne güçlü bir ülkeyiz Yarabbi!…

İçimizdeki ve dışımızdaki “kabiller”,  bu kadar canımızı yakıyor olmalarına rağmen hala “yıkılmadık ayaktayız”!...

*

Her şey bir yana, tüm bu sorunların “çıkış noktası” bana göre “orada”!…

Her şey bir yana, tüm bu sorunların “üretim merkezi” bana göre“orası”!...

Yani, sürecin bize gösterdiği, “orası” olan “adres”, “antidemokratik yapı ve yapılanmalar”!…

*

Adına ne derseniz deyin, sorunu nasıl yorumlarsanız yorumlayın, dediğiniz ve yorumladığınız, ileri sürdüğünüz her tespit, zincirin halkaları gibi birbirine sıkı sıkıya bağlı ve çözümü elzem bir “düğümde” toplanıyor, o da “demokratikleşememe sendromu”…

Türkiye bünyesinin ne yazık ki hala daha en “zayıf halkası”!...

Tek“ana gündemi” yıllardır çektiği “demokratikleşme” sancısı…

Hele bir olsa, diğer sorunlar, “çekilen sancılar” inanın, “daha yere inmeden havada eriyen kar tanesi” gibi olur!…

*

Pek tabiî ki, bu değişim ve dönüşümü daimi kılacak “iradenin” nitelikli olması, işin“olmazsa olmaz” yanıdır…

Ülkede, “ileri demokrasinin”yerleştirilmesiyle “sorunların” sona ereceğinden söz eden ve alanları içinde eylem koyanların, öncelikle “liderliklerini” yaptıkları“partilerini” “sözde değil özde” “parti içi –ileri- demokrasiye”geçirmek ve bunu daimi kılmakla mümkündür…

Hala devam eden  “ liyakate kulak tıkama”, “adamcılık”, “tepeden inmecilik”, “dayatmacılık” ve “ben yaptım oldu darbeciliğiyle” Türkiye'nin sözünü ettiğimiz ve her dönem yaşadığı sorunları “liderlerin samimiyetsizliği” ve“siyasetin dayanılmaz hafifliği” içinde çözümsüz kalmaya mahkumdur!…

Anlatmaya çalıştığımız aslında tam da budur!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hamit Seven Arşivi
SON YAZILAR