Ülkemizde gündem o kadar çabuk değişiyor ki.. Ortalık gerçekten toz duman, vatandaşın yüzünü güldürecek bir tane olay yok. Bunu kastederken yüzde büyük çoğunluğumuzdan söz ediyorum.Ne kadar da gönüllü veya gönülsüz, halktan aldığı oyların sorumluluğu altında ezilen bir AKP hükümeti ve bakanları sık sık üzüntü verici trajikkomik olaylara neden oluyorlar. Geçen gün Erzurum ilimizin Pasinler ilçesindeki gölette can veren Yedaş işçileri olayını incelemek için yöremize giden Bakan efendi'ye nasılsa, onca korumanın arasından ulaşan bir vatandaş bakana "hoş  geldiniz" "geldiğinize çok sevindim" diyor. Besbelli bir diyeceği, belki de önemli bir arzuhali var, Sayın bakan'ından..Kim bilir gönlünde, neden olmasın ? Uzun ve çileli bir ömürle 60 yaşına gelmiş, fes ve serpuş yerine "Atatürk'ün birilerine gavur icadı diye giydiremediği" kasket (şapka) hala başında duruyor. Gerçi nereye, neye çağdaş ve ilerici bir bakış atsanız Atatürk'ü görmemek mümkün değil de..Başına geleceklerden habersiz sağlı sollu öpüveriyor vatandaş sayın bakanını, herkes görsün. Ardından Bakan'ın;"hoşbulduk! Sizler nasılsınız ! Halinizden memnunmusunuz, bize duyuramadığınız bir isteğiniz mi var ? diye karşısında devlet adabını görmek istiyen vatandaş bakın neyle karşılaşıyor.  Yok ya ! Ne bileyim sevindiğini..! Hadi bi..takla at..oyna, yada oyna da göreyim. Çal bakalım davulcu..! diyen Bakan karşısında, kısa bir şok hali yaşayan vatandaş, vurulan davulun ve zurnanın sesiyle kendine geliyor. Oysa bir "oldu-bitti teranesinin içinde" bulunduğunu geç anlıyor çaresiz. Bozmuyor; ağırdan, ağırdan.. Kıldan ince büküyor boynunu.. En azından "efe gibi" yaparak kaldırmış ellerini iki yana.. Başlamış oynamaya..bir o yana dönmüş, bir bu yana, vazifesini (!) yerine getirmişliğin hazzı yetmişti ona. Etrafındakiler, ahali ve Devlet Erkanı "acı acı gülüştüler ki" bakan efendi gülümseyince çevresine sağlı sollu. Bu arada  yöre halkı gölette işçilerin feci şekilde can vermesini unutmuş gibi görünseler de  unutmadıkları besbelliydi. Burada sömürü düzeninin devasa gücü karşısında yüreklice, insancıl duygularını dile getiren Nazım'ın "Halka ahmak diyen sensin/Soyulmuş derisinden sırtına frak giyen sensin." deyişini unutmamak lazım.
                                                                           Saygılarımla