RAMAZAN ZENGİNLİĞİ

On bir ayın sultanı olarak tanımı yapılan ramazan ayı; maddi ve manevi zenginliklerin, bedeni ve ruhi gıdanın adresi ve merkezidir. İnsanlığın kurtuluşu için inzal olunan Kur”an; ramazan ayına zenginlik katan ve kainata gıda olan kutsal kitaptır. Allah c.c.”ın kullarıyla olan sözlü iletişimi ve insanlığa sunduğu ilahi mesajın startı; ramazan ayında verilmiştir. Hz Muhammed s.a.v.”in Allah”ın elçisi olarak görevlendirilmesi onayı yine ramazan ayında tebliğ edilmiştir. Mekkede bulunan Hira dağının, Hira Nur dağı alması Kur”anın o mekanda inmeye başlamasından dolayıdır. İzinin, sesinin, gölgesinin bulunduğu her zamana ve mekana nur sunan Kur”anın ramazan ayında nazil olmaya başlaması; ramazan ayının zenginliği açısından yeterlidir.

Ramazan ayı; tüm canlıların ruhen rahatladığı, streslerinin azaldığı, sorunları olsa bile tahammül güçlerinin yükseldiği bir zamandır. Kur”anın rahmet ve bereketinin kainata yansıdığı ramazan ayı vesilesiyle tüm canlılar kendi fıtratlarına uygun zenginlik yaşamaktadırlar. İnsanların ramazan ayındaki gönül rahatlığının tüm canlılarda da gerçekleştiğini düşünmekteyiz. Zira; ramazan ayı vesilesiyle, canlılara zarar veren insanların, bu davranışlarından ya vazgeçtikleri ya da bir süreliğine uzaklaştıkları da bir hakikattir. Bu gerçek bile, ramazan ayının tüm canlılar için rahmete dönüştüğünü anlatmaya yetmektedir. Ramazan ayı; rahmet, mağfiret ve bereket ayıdır. 

Kulun; ne kadar zengin olduğunun ve zenginliğin sadece maddi varlıklarla ölçülmediğinin en güzel ifadesi ramazan ayının bizatihi kendisidir. Ramazan ayındaki ibadet yoğunluğu, özelliklede mali ibadetlerin ramazan ayında uygulanması; ramazan ayının anlam ve önemini göstermektedir. İftar, teravih, sahur, mukabele, oruç, infak, zekat, fitre gibi bir çok bedeni ve mali ibadetin bir arada uygulama alanı bulduğu ramazan ayı; bu ibadetleri yerine getirenlerin gönül zenginliğini ifade etmektedir. Her ne kadar mali ibadetler için ramazan ayı zorunlu bir zaman değilse bile, ramazanın rahmet ve bereketinden, fazilet ve maneviyatından istifade etmek üzere Müminler; mali ibadetlerini de ramazan ayında ihya etmektedirler.

Ramazan dışında yapılan bir ibadetin ramazan ayında yapılması halinde yetmiş kat fazilet ihsan edildiği, sünnetlerin farz faziletine sahip olacağı Peygamberi rivayetlerden bilinmektedir. Böylesi yüksek fazilet müjdesine sahip olan ramazan ayı; müminler için en yüksek zenginliktir. Manevi zenginliğin yanında, fakirlerin ve miskinlerin bu ayda, diğer zamanlara göre daha çok hatırlanmaları ve kendilerine sunulan katkılarla diğer zamanlara göre zenginlik yaşamaktadırlar. Veren el alan elden daha hayırlıdır buyuran Peygamberimizin bu müjdesini yerine getiren varlıklı müminler de, yaptıkları bu güzel ibadetle zenginliklerini bereketlendirmekteler ve bereketlenen mallarının üzerinden de zenginleşmektedirler.

Ramazan ayı; insan hayatının hızlı yolculuğunu bir anda durdurmakta, insana şoklama bir yoklama yaptırmakta, kendisini ve geçmişini hatırlatmakta, nereden ve niçin geldiğini söylemektedir. Bir çok hayallerle yoluna devam eden insan için ramazan ayı; kendine gelme ayıdır. Müslüman, ramazan ayı vesilesiyle; ebedi gibi gördüğü ve bunun için de sorgulamasız olarak yapıştığı dünyadan ayrılabileceğini düşünüp, görmektedir. Bir anda, yemekten, içmekten ve cinsellikten uzak durmakla, tefekkürü bir sürece girmektedir. Bu tefekkürün merkezini; ihtişamlı dünya hayatının biteceği gerçeği oluşturmaktadır. Böylece; bitecek bir dünya hayatı için gereksiz ve maksadı aşan bir koşturmacanın gerçekçi olmadığı görülmektedir. Ramazan ayı; maddi ve manevi zenginlikleri rahmet ve bereket olarak sunan ilahi bir lütuf zamanıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR