"KUL"UN KIBLESİ...

      Müslüman için hedef Allah c.c”ın rızasını kazanmaktır. Kulluk da; ilahi rızaya erişmekle gerçekleşir. Kimin hoşnutluğu kazanılmak istenirse kulluk da ona yapılmış olur. Hedefi Allah rızası olan herkesin kulluğu da Allah içindir. Allah ve Resulü her şeyden fazla sevilmedikçe Allaha kulluk yapılmış olunmaz. İnsanı etkileyen ve gönül duygusunu ipotek altına alan bir çok dünyalık unsurlar vardır. Bunlar öncelikli olduklarında da gönül dünyasının belirleyeni haline gelirler. İşte,  o noktadan itibaren kişinin kıblesi kendisini yönlendirene doğru şekillenmiş olur. Kıbleyi belirleyen aynı zamanda kulun da ilahıdır. İlahı dünyalıklar olanın her sözü, işi, hareketi, tavrı, eylemi ve söylemi; dünyalıklar üzerinden olacaktır. Çünkü,  yöneliş,yani Kıble; dünyalıklar olmuştur.
      Yazımıza konu başlığı yaptığımız,  "Kulun Kıblesi" dendiğinde ve duyulduğunda elbette ilk akla gelen "Kâbe" olacaktır. "Kul" denince de büyük bir çoğunluk Müslüman kimliğini ve buna sahip olan kişiliği düşünecektir. Salt düşünceye değerlendirildiğinde ve düz mantıkla bakıldığında böyle bir algı, toplumsal kabul görmüş tasavvura uygundur. Ancak, Kur'an literatüründe Kulluk; peşinden gidilen, itaat edilen, takibi yapılan, elde edilmek için peşinden koşulan, en çok sevilen ve onun için çok şey feda edilen değerdir. Din'de karşılığı ise; ilahtıır. Kulluk ilaha yapılır. En çok ilah sevilir. En çok sevilen ilah içinher şey feda edilir veya terk edilir. Buna da o ilaha yöneliş ve ibadet anlamında "Kulluk" denir. Böylesi kulun yöneldiği doğrultu onun kıblesidir.
       Kâbe; Müslümanın kıblesidir. En çok sevdiği Rabbına ulaşan ve ulaştıran istikamettir. Namazda kıbleye yöneliş olur, bu yöneliş Kâbe aracılığı ile kişiyi Arşâ ulaştırır. Kulun en çok sevdiği Rabbına, sevgisinin arzı kıble üzerinden Kâbe aracılığıyla, ibadet yaparak gerçekleşir. Kâbe tektir, kıble de tektir, tek olan kıble üzerindentak olan Rabba ulaşılır. Secde bu ulaşımın en kıymetli makamıdır. İlaha kulluğun en samimi arzı rukü ve secde ederek yapılır. Müslüman kimse de, bu nedenle sadece Rabbına secde eder, Rabbının huzurunda eğilir, Rabbına ulaşmaya gayret eder. Bunun için de "Kul"un kıblesi Kâbedir. Kâbeye yönelen herkesin İlahı da Allah c.c.dır. En çok sevilen Allah olduğu için, Kil Kâbeye yönelmiş ve böylece Rabbının rızasını talep etmiş olur. En sevilenle, Onu seven arasındaki ilişkinin adı  "Kulluk"tur. Böylesi bir "Kul"un kıblesi sevdiğine götüren Kâbesidir.
       İlaha kulluk yerine, beşere ve beşeriyetin mamüllerine kulluk edenlerin kıblesi, kendilerini sevdiklerine götüren unsurlardır. Neyin sevildiğine göre kulluk da, kulun kıbleside değişiklik arz eder. Kimin önünde secde ediliyorsa, kimin önünde rukuya eğilme varsa, eğilenle önünde eğinilen arasındaki ilişki de onların kulluk ilişkisidir. Hz. Ömer efendimizin Müslüman olduktan sonra gülerek anlattığı cahileye adetlerinden birisi de insanın beşeriyetin mamüllerine kulluğudur. Akşam evde yapılan helvadan putların, sonraki gün açlık nedeniyle,açlığı gidermek için yenmesi gülünç bir kulluk şeklidir ama o da bir kulluktur. Günümüz dünyasında, insanın gönlünü ve hafızasını sevgi yoluyla ipotek altına alan her unsur, o kişinin ilahıdır. Ortaya çıkan işlem kulliktur, bunun dindeki karşılığı da şirktir. Kıblesi Kâbe olmayanın yaptığı kulluk bazen açık bazen de gizli şirk kapsamındadır ki, Allaha ortak koşmak anlamına gelmektedir.
      Yüce Ali İmran suresinde, insanlara güzel gösterilen nimetleri bildirmiş ama en güzel kulluğun ahireti dikkate alarak yapılan olduğunu da bildirmiştir. Mal, mülk, soy, sop, imkân, makam, mekân, ünvan gibi ber çok dünyalıklar insanların hizmetine sunulmuştur. Ama bunlar aynı zamanda beşerin gönlünü de ipotek altına alan dünyalıklardır. Bu dünyalıklar kişiyi Allaha götürmesi halinde nimet, şirke götürmesi halinde ise ihanettir. Kıblesi Kâbe olanlar için bu dünyalıklar, kul ile Allah arasında rıza ilişkisini sağlayacak nimetlerdir. Kıblesi Kâbe olanlar bu nimetleri Allah rızasına dönüştürürler. Bazıları da bu dünyalıkların önünde rukuya eğilip, secde ederler, işte onlar kaybedenlerdir. Müslüman için kıble Kâbedir. Dünyalıklar da Müslümanı Kâbe üzerinden Allaha ulaştıran nimetlerdir. Kıblesi Kâbe olan kullar kurtuluşa erenler, kıblesi menfaat olanların ilahı dünyalıklar olduğu için de onlar dünya ve ahirette kaybedenlerdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Kesmen Arşivi
SON YAZILAR