Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı televizyonda açıklama yapıyor , doğal olarak beklentimiz büyük. İsminin önündeki unvana yakışır sözler söyleyeceğini düşünüyoruz.Hadi onu yapamıyorsun , Yunanistan' a mı dönelim masalını anlat hiç olmazsa…Alışmıştık , bu masala. En azından insanlarla dalga geçmek yerine , mazeret üretiyorlardı.Biz de inanıyorduk.Mutlu mesut yaşıyorduk işte. İnsanlarla dalga geçmenin ne gereği vardı ?

Hiç gereği yokken Bakan Bey oyunu bozdu.''Asgari ücretle geçinilebilir. Sonuç itibariyle ekmeğin fiyatı belli , peynirin fiyatı belli. Eğer asgari ücrete mahkumsanız geçinebilirsiniz. Sekiz yüz lira da büyük paradır.'' dedi.Şaka gibi, ama bunları söyledi.Belki de haklıdır.İnsanların işsizlik sorunu altında ezildiği , asgari ücretle iş bulabilmek için Ak Parti teşkilatlarının önünde nöbet beklediği bir memlekette , sekiz yüz lira çok bile sayılır.

Bakan Bey sekiz yüz lira ile geçinsin geyiğine hiç girmeyeceğim.Bu rakamlara mahkumsanız geçinirsiniz diyor.Kendisin mahkum olduğu rakam bir çok binliğin meydana gelmesinden oluştuğu için böyle bir sorunu yok. Buna rağmen et yiyemiyoruz , takım elbise alamıyoruz isyanlarını unutmadık. Hatta bu isyanları o kadar içimizi acıtmıştı ki , TBMM 'ne ben ve arkadaşlarım et ve takım elbise göndermiştik. Milletvekillerimizin aç açıkta kalmasına gönlümüz razı olmamıştı.

İnsanlar , Fransa ' nın Ermeni soykırımı yasa tasarısını onaylamasını konuşurken , kahrolsun Fransa sloganları atarken , hatta adet olduğu üzere Fransız mallarını boykot edeceğiz derken , milletvekilleri aynı gece maaşlarına güzel güzel zamlar yapmışlardı.

Sıra vatandaşa geldiği zaman asgari ücret tespit komisyonu komedisini sahneye koyuyorlar. Zam üç mü olsun , üçün buçuğu mu olsun , derken nihayet anlaşıyorlar aralarında. Asgari ücretliye zam olarak üçün birini veriyorlar.

Sayın Bakan peynir ekmekle yaşanabileceğini zannediyor.Kendisi ev kirası vermediğinden kira gerçeğinden haberi yok.Elektrik , su , telefon masraflarını millet olarak ödediğimiz vergiler ile karşıladığımızdan onlardan da haberi yok.Özetle dünyadan haberi yok.

Devam ediyor , Sayın Bakan.''Asgari ücret bir taban fiyattır.Biz işverene diyoruz ki , bundan aşağı ücret talep edemezsin.Asgari ücret , sosyal devletin koruma aracıdır.Bunu kaldırırsanız dört yüz TL ücret teklif eden de olabilir.'' İşverenden daha fazlasını isteyin diyor , anlayacağınız.

Merak etmesin dört yüz liraya çalışan binlerce insan var zaten.İş bulamadığı için en düşük rakamlara çalışmaya bile razı olan insanların ülkesi , Türkiye.İşverenden daha fazlasını isterseniz kendinize kapı önünde güzel bir yer beğenmeniz gerekir. Çünkü ,ülkemizde serbest piyasa kuralları uygulanmaktadır. Serbest piyasada fiyat ve ücretler arz talep dengesine göre belirlenir. İş yok , işsizlik çok durumunda bir ekonomiye sahipseniz ücretler düşük olacaktır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, işsizliğe çare bulamadık.Kendi yağı ile kavrulan küçük esnafı yok etmek için elimizden geleni yaptık.Ve başardık.Artık küçük esnafımız yok.Bu yüzden milyonları ayda sekiz yüz liraya mahkum ettik, diyecek değildi ya.

Dua edelim.''Ekmek kilo yapar.Sadece peynir yerseniz , daha rahat geçinirsiniz.''demedi.