14 Şubat Sevgililer Günü yaklaşıyor. İstanbul, Ankara gibi daha büyük şehirlerde olsaydınız vitrinlerdeki kırmızının ışıltısı Sevgililer Günü'nün içine çekmişti bile sizi... Neyse ki Samsun"dayız ve bu günün telaşını yaşayanların sayısı fazla görünmüyor... Herkes daha ciddi işlerle uğraştığı için böyle bir günle ilgili yazı yazmakta biz kadınlara düşüyor!...

Milattan sonra ilk yüzyıldan beri kutlanan Sevgililer Günü"nün başlangıcı ile ilgili çeşitli efsaneler ve hikâyeler var. Sevgililer Günü'nün çoğu insan tarafından kutlanmasını sağlayan ise Massachusetts"den, Esther Howland"ın 1847"de ilk sevgililer günü dantel süslemeli kartları seri halinde üretip, babasının kırtasiye dükkânında satmaya başlamasıdır. Howland"ın kartları o kadar çok beğenilir ki ticari hayatında iyi iş yaparak zengin olur. Aşk, sen nelere kadirsin...

Bazı insanlar tarafından, tüketimin pompalanması gerekçesiyle,  karşı çıkılsa da; “Sevgililer Günü” büyük bir kesimin önemsediği ve benimsediği bir gün. Benim ise; aşkı ve sevgiyi bir gün de olsa, dünya gündeminde tutmayı başardığı için duyarsız kalamadığın bir gün...

Aşk, kuşkusuz ayrıcalıklı bir duygu. Nerde, nasıl, hangi şartlarda yaşanırsa yaşansın hayatı anlamlı kılar... Zamansız çalar kapınızı... Birdenbire, ansızın. Sormaz size... İçinizdeki karanlığın, aydınlığa dönüştüğünü görürsünüz. Aşkla yaşamınız renklenir. İçinizi onunla ısıtırsınız... Gözyaşı bile olsa acının tat verdiğini hissedersiniz... Onunla kurarsınız dünyanızı... Sonsuz ve karşılıksız güven duyarsınız...

Herşeye rağmen aşk, size sunulan bir armağandır. Ve yeniden şekillendirir yaşamınızı, Sait Faik"in dediği gibi: “Bir insanı sevmekle başlar her şey...”