İYİ Kİ DOĞDUN MUSTAFA

Hikayesi birçok kez okuduğumuz, duyduğumuz, öğrendiğimiz…Bir çoğumuzun bildiği gibi. Mustafa 1881 Selanik’te doğdu. Annesi Zübeyde hanım, babası Ali Rıza Bey. Altı çocuktan geriye yalnızca Mustafa ve Makbule hayatta kalmıştı. Annesinin isteği ile önce mahalle mektebine gitmiş fakat babasının seküler bir eğitim almasını istediği Mustafa Şemsi Efendi Mektebin’e geçmiştir. Hayatı boyunca bu yönlendirmeden ötürü babasına minnet duymuştur. Babasının kaybı ile derin bir üzüntü hissetti. Çocukluğunun, hayallerinin, ideallerinin sorumluluğunun yanına, annesinin ve kız kardeşinin yalnızlığı yüklendi. Ama artık emindi. Geleneksel eğitim ona göre değildi. Asker olmak istiyordu. Oldu da. Akranlarından farklı olan zekası askeri disiplin ile büyüdü. Okumayı, öğrenmeyi, düşünmeyi seviyordu. Geleceği düşünmeyi… Birgün derste öğretmeninin kendisine Kemal ismini de vermesiyle Mustafa Kemal olarak anılmaya başlamıştı.

Memlekette sarsılmış olan yönetim, hüküm süren harp, artan yoksulluk imparatorluğu gitgide zayıf hale getiriyordu. Mustafa Kemal İttihak ve Terakki Cemiyeti tarafından Trablusgarp’a gönderildi. Cepheden cepheye verilen mücadeleler çoğu zaman ümitsizlikle sonuçlanıyordu. Balkanlar’da kendini gösteremeye başlayan isyanlar neticesinde savaş kaçınılmaz olmuştu. Artık İmparatorluk hem Trablusgarp’ı hem de Balkanlardaki topraklarını kaybetmişti. Yaşanan bu kayıp Mustafa Kemal’in ölene kadar içersinde bir sızı olarak kalacak, memleketini Selanik’i bir daha göremeyecek olmanın üzüntüsünü her daim hissedecekti. Yine de ‘’Arkadaşlarım şehit oluyorken bana Bulgaristan’da bilgi toplamak haramdır. Gerekirse istifa ederim, er olarak savaşa katılırım; ama yine de katılırım! ‘’ diyerek cephelerden geri kalmak istemediğini, Anadolu’nun mücadelesinde aktif rol almak istediğinin mesajını sürekli veriyordu. Mustafa Kemal gerçekçiydi. Bu süreç içerisinde ki hataları, boşlukları iyice tahlil ediyor. Ne yapacağını düşünüyordu. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin içerisinde yaptığı yorumlar söylediği fikirler çıkıntılık olarak görülüyor ve dışlanıyordu. ‘’Askerin politikaya atılması hatadır. Derhal kendinize çeki düzen verin.’’ demiş, bu ve benzeri söylemleri uzaklaştırılmasına sebep olmuştu. Nitekim bir süre sonra kendisi de buraya ait olmadığını farketti.

Çanakkale Cephesinde kendine yer bulması gerektiğini düşünüyordu. Fakat Enver Paşa ile İttihak ve Terakki zamanında olan anlaşmazlıkları Mustafa Kemal’in Çanakkale cephesinde olmasını yokuşa sürüyordu. Nitekim uzun uğraşlar sonucunda Mustafa Kemal cepheye atandı. 19. Fırka Kumandanlığı… Ancak atanmış olduğu cephenin varlığından kimsenin haberi yoktu. Emirlerine verilen askerlerin birçoğu azınlık askerleri ya da Balkan savaşları neticesinde evini yurdunu terkeden göçmenlerden oluşuyordu. Çoğu Türkçe bilmeyen anlaşması zor dağınık bir birlikle baş başaydı. Mustafa Kemal ordunun başına geçtiğinde ne düzenli bir ordu vardı ne de kendisini anlayabilecek askerler. Tüm bunlara rağmen umutsuzluğa kapılmadı. Ara ara arkadaşlarına telgraf çekip her şeyin düzeleyeciğini, umutlu olunmasını gerektiğini söylüyor. Yeni çocuğu olan arkadaşlarına tebriklerini iletiyordu.

Çanakkale Cephesindeki disiplini, mücadelesi, yılmazlığı savaşın seyri konusunda önemli bir rol oynadı. Anzac çıkartmasında geriye dönüp kaçan askerleri gördüğüde o meşhur sözü söyledi. ‘’Cephaneniz yoksa süngünüzde mi yok? Süngü tak, yere yat! Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçen zaman zarfında yerimize yeni kumandanlar ve yeni askerler gelecektir’’. Nitekim vermiş olduğu karar düşmanı şaşırttı, kandırıldığını düşünen düşman askeri taaruza geçildiğini düşünerek geri adım attı. Bu süreç Mustafa Kemal’in bulundukları cepheye destek getirebilmesi için zaman kazanmasına vesile oldu. Düşman birlikleri tarafından hayal kırıklığı olan bu zafer, artık Anadolu için daha tehlikeli bir ortama da zemin hazırlamıştı. Nitekim hazmedilemeyen zaferin neticesinde birçok bahaneye sığınan düşman Anadolu’yu işgal etmeye başlamıştı.

19 Mayıs 1919
Mustafa Kemal Paşa ve karargahı Bandırma Gemisi ile yola çıktıkları Samsun’a 19 Mayıs 1919 sabahı vardılar. Kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey tarafından ‘’Hoşgeldiniz Paşam’’ diyerek karşılandı Mustafa Kemal. Böylelikle kurtuluş mücadelesi Samsun’da başlamış, ‘’Benim doğum tarihim 19 Mayıs 1919’’dur diyerek günün, şehrin ve tarihin önemini sonsuzluğa kazımıştır. Çocukluk ve gençlik yılları yokluk görmüş, savaş görmüş, ölüm görmüş; evini, yuvasını bırakıp gitmek zorunda kalmış, çocukluğunun geçtiği yolları bir daha geriye dönüp görememiş olan Mustafa… Geleceğe, gençliğe bir kez daha ne kadar güvendiğini hissettirmiş bugünü ilerleyen zamanlarda yeniden revize ederek gençlere armağan edilmesine vesile olmuştur.

Hayat akıp giderken kontrolümüzün dışında gelişen birçok şeyle karşılaşıyoruz. Bizleri bekleyen hikaye ne kadar zor olsa da, yaşanılacak olanları kabul etmekten başka seçenek kalmıyor. Önemli olan tam da böyle durumlarda ne olmasına karar vermekten geçiyor. Teslim olmak ya da olanlar ile yüzleşip yolumuza devam edecek cesareti, gücü, umudu içimizde bulabilmek… Böylelikle olmak istediğimiz kişiye ulaşmak, kendimizi farketmek daha da mümkün hale geliyor. Mustafa Kemal çok zor koşullarda kendi potansiyelini fark edebilme imkanına erişerek adını tarihe geçirebilen bir lider olmayı başarmış çocuklara, gençlere bir gelecek emanet etmiştir. Umuyorum emanet etmiş olduğu bu gelecekte her birey kendi potansiyelini fark edebilecek imkanlar için uğraşır ve umudunu hiçbir
zaman yitirmez.
*
İyi ki Doğdun Mustafa Kemal, Saygı, Sevgi ve Özlem ile… 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramımız
Kutlu Olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Berra ALKAN Arşivi
SON YAZILAR