Yıllar önce öğretmenlik yaptığım köyde üç tane gencin fasulye hırsızlığından ceza evinde uzun süre yattığını,sonradan yapılan genel afla çıktığını biliyorum.Bu hırsızlık olayının nasıl ve ne şekilde yapıldığını bilmiyorum.
Bu cezalandırma olayı çevrede hırsızlık yapılmasını caydırıcı olduğundan durdurmuştur.Köylüler o zamanlarda hırsızlığın azaldığını ifade ediyorlardı.
Yine bir hatıramı anlatmak istiyorum.Görev yaptığım köyde dördüncü sınıfı okutuyorum.Dördüncü sınıf öğrencilerime Türkçe sözlük almıştım.Sınıfın dolabına koymuştum.Ben sınıfımın dolabını hiç bir zaman kilitlemedim.Öğrencilerden birisi dolaptan Türkçe Sözlük aldığını annesinin yumurta sattıktan sonra Türkçe Sözlüğünün ücretini vereceğini ifade etti.Öğrenci velileri sözlük almasını bilemediğini,her öğrencinin sözlüğü var evinde ders çalışırken faydalansınlar diye almıştım.Bende ona sözlükten borcu olmadığını söyledimDurumu iyi olan öğrencilerin velileri sözlüklerin ücretini getirdi.Ülkemizde  kalemini,defterini,kantinden bir simit alamayan milyonlarca öğrenci varken gözümüzden önünde olan rüşvet olayını inkar etmelerini mümkün değildir.
Halktan toplanan vergiler halkın yararına harcanmış olsaydı ülkemizde aç insan hiç kalmazdı.Ülkemiz daha zengin ve ileriye gitmiş olurdu.Elektrik özelleşti ne oldu.Şimdi gelen faturalar insanları düşündürüyor.Basında okuduğumuzda özelleştirmede ihalelerde paranın döndüğü yerde yanlışlıkların olduğu hissedilmekte.İnsanların artık her ne olursa olsun şüphe duyacaklarını kuşku ve endişelerinin olacağı düşüncesi yaygınlaştı.Bundan sonra bu güven toplumda nasıl sağlanacak.İnsanalrımızın kafalarındaki sorulara nasıl cevap verilecek.Halkımız nasıl ikna edilecek.
Daha önceki yıllarda suçlu görünen siyasiler,Türk Adaletinin önünde hesaplarını verdiler.