Necati Şahinkaya

Necati Şahinkaya

EĞİTİM FEDAKARLIK İSTER

Öğretmenler, geleceğin insanlarını yetiştirdiği için vicdani sorumluluk taşırlar. Öğrenciler başarılı olamadığı zaman nedenlerini araştırıp gerekli tedbirleri zaman kaybı yapmadan gelecekte başarılı olabilmek için planlanmalı. Öğretmenlik, sorumluluk taşıyan, manevi değerler taşıyan kıymetli bir meslektir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, eğitimin önemini, 'En önemli mesele eğitim meselesi. Eğitim bir milleti ya hür bağımsız yüce bir toplum halinde yaşatır ya da bir milleti esaret ve sefalete terk eder. Millet savaş meydanlarında ne kadar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçları ancak irfan ordusu ile ayakta durabilir" sözleri ile ifade etmiş. Öğretmenlere çok fazla sorumluluk düşüyor, çünkü geleceğin insanlarını öğretmenler yetiştiriyor.

Öğretmen okulunda yatılı okudum, takım elbise deri ayakkabı giydim, etli kuru fasülye pilav kadayıf yedim. Köyde görev yaparken devletimizin yaptığı hizmet aklıma geliyor. Ben uzun günlerde, pazartesi çarşamba cuma günleri matematikten birer ders daha fazladan yapıyordum. Salı ve perşembe günleri diğer derslerin öğrenilmeyen konularının tekrarını yapıyordum. Matematikten başarılı olmayan öğrencinin geleceği de olmuyor.

Derslerime bir dakika bile geç girsem vicdanen huzursuz oluyordum. Çünkü ahirette kazancımızın hesabı var. Samsun'a geldiğimde ise sorumluluğumun daha fazla olduğunu gördüm. Plan defterimin birinci sayfasına önem taşıyan kuralları uygulamak için yazdım ve aksatmadan yürüttüm; planları noksansız yap, ders zili çalınca geç kalmadan sınıfına gir, gerekli yerlerde sınıfının başında dur, nöbetini tut, öğrenciler evlerine sağlıklı gitsin. Nöbet görevini yaparken bulunduğum yerin çöplerini öğrencilerimle toplardım. İstiklal Marşımızı, andımızı öğrencilerle beraber okumaktan çok mutlu oluyordum.

Terme Taşpınar'da görev yaparken Atatürk'ün resmini yağlı boya ile ressama yaptırdım. Resmin altına, 'Türk öğün çalış güven' yazdırdım. Orada görev yaparken Atatürk'ün resmi baktığımda daha fazla güç buluyordum. Bayramları köyde fener alayı yapıyordum. Öğrencilerimizle beraber marşlar söylüyorduk. Pencerelerden öyle silahlar atılıyordu ki köy coşuyordu, kaza olmasın diye öğrencileri yere çöktürüyordum.

Öğrencilerimle "Tuna Nehri akmam diyor, etrafımı yıkmam diyor, şanı büyük Osman Paşa, Plevne'den çıkmam diyor... Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa, askerin milletin bayrağınla çok yaşa" marşlarını beraber coşkuyla söylüyorduk. 

Andımız pazartesi günleri söylenirse kime ne zararı var, daha önceleri yıllarca söylendi... Ne Mutlu Türk'üm diyene!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Necati Şahinkaya Arşivi
SON YAZILAR