HUZUR NERDE SAKLI?

“Mutluluk, huzur; sahip olmak için hayal ettiklerimizin gerçekleşmesini beklemekte değil, sahip olduklarımızın kıymetini çok iyi bilip, onlara sahiplenmekte saklıdır.” Bu sözü özel bir yerde okumuş değilim. Hepimizin çok iyi bildiği ancak söylemek istemediğimiz, ancak benim sizlerin adına söylemiş olduğum sözdür. Hepimiz gelin bu sözün anlamını çok iyi bilip ona göre hayatımızın anlamını ve tadını çıkaralım.

Bugüne kadar ailemizden, kendimizden çok başkaları için yaşadık. Başkası ne der düşüncesi benliğimize o kadar çok işlemiş ki, hiçbirimizin evinde nerede ise huzur kalmamış. Herkese düşman olmuşuz. Bizi birbirimize bağlayan manevi değerlerimizde olmasa yapayalnızlığa mahkûm etmişiz kendimizi. Başkalarının bizden beklediği gibi değil, kendi istediğimiz gibi yaşamaya cesaretimiz olmalı. Şu bir gerçek ki, hiç kimse bir başkasından daha masum değil. Kendi öz değerlerimizi ayakaltına almadığımız, başkasının hak ve hukukuna müdahale etmediğimiz müddetçe kim ne derse desin, o kadar önemsenmemelidir. Kendi huzurumuzu başkasının bakış açısından beklemenin bir anlamı yoktur. Daha sonra keşke demek bize ne kazandırıyor ki? Bugünü yarın tekrar geri getirmek mümkün mü? Çevremiz bizi o kadar etkisi altına almış ki, insanlara dostça bakamaz olmuşuz. Mevla tektir, insanları benzersiz tek yaratmıştır. Hiç kimsenin bir başka aslı yoktur. Öyle ise tek olan her şey çok kıymetlidir. Sende çok kıymetlisin, değerlisin. Değerli olan şeylerin düşmanı çok olur. Senin de düşmanın çoktur. Kendi değerini çok iyi bilmelisin. Ayaklar altına almamalısın. Senden daha kıymetli hiç kimse yoktur. Bu bilinçle hayatta pisliklerden uzak, değerimizi daha da yükseltecek kişi ve toplulukları çok iyi seçmeliyiz. Geriye dönüp baktığımızda, yapılan yanlışlar altında ezilmeden daha bilenmiş olarak kendimizi sıfırdan başlıyormuş gibi hayata karşı mücadele gücümüzü yenilemeliyiz.

Değer verdiğimiz kişilere karşı duygu ve düşüncelerimizi açıklamaktan çekinmemeliyiz. Yarın çok geç olabilir. Başkasının, hatta çok değer verdiğimiz birisinin omuzlarına basarak yükselme basitliğine düşmemeliyiz. Belki başarılı da olabiliriz ancak bunun bize artıdan ziyade eksileri daha çok olacaktır.

Daha mutlu yaşamak için kendimize engel olmamalıyız. Kendi mutluluğumuz için başkalarını mutsuz edecek davranış içine girmemeye azami özen göstermeliyiz. Her şeyden önemlisi gerçekten bize değer verenin kıymetini çok iyi bilmeliyiz. Unutulmamalıdır ki özür dilenecek bir hareket geçici bir süre bizi rahatlatabilir ancak kesin bir çözüm değildir. En ufak bir yanlışta önceki özürler tekrar daha katı olarak önümüze çıkacaktır. Ve belli bir zaman sonunda çözüm imkânsız bir hal alacaktır.

Şu bir gerçek ki kalbimiz ruhumuz bize yol göstericidir. Kalbimiz ruhumuz bize ayna misali gibidir. Ruhumuzu ve kalbimizi dinlemeliyiz. Başkalarının özgürlüklerine müdahale etmeden kendi özgürlüğümüz çok fazla önemlidir. Kalbimize ve ruhumuza itici gelen kişilerle fazla zaman kaybetmenin bize faydasından çok zararı olacaktır.

Saygılar sevgiler efendim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR