Nihat Kahvecioğlu

Nihat Kahvecioğlu

Hello!

Şimdi duyar gibiyim, bu ingilizce başlıkta nereden çıktı diye söyleniyorsunuz. Ama benim okurum anlar(!)Yoksa bir o kadar mağazanın adı yabancı isimde olmazdı.
Geçen hafta Ordu"daydım. Ordu üniversitesi öğrencisi Sami YEŞİLYURT kardeşimle,ısmarladığı dondurmaları parkın duvarına oturmuş yerken – Ağabey köşeni okudum güzel olmuş dedi. He yaa! Bizim köşeyi okuyan müdavimlerden biri. Güzel. Haz aldım. Giresun - pirazizde, Yeşilyurt Kardeşler Elektrik olarak elektrik tesisat-malzeme-taahhüt işleri yapan bir iş yeri var. Konuşmasına devam ederek –Ağabey, önceki yıllarda en az yabancı tabela asan iş yerlerinin bulunduğu ilçe olarak piraziz ödül aldı.Bunu köşende işlesene, üstelikte meclis üyesisin dedi. Hak vermemek mümkün mü? Hemen karşımıza baktık. Yellow....., Grand....., Cafe....., sanki Londra"daki bir parkın duvarında oturmuş otobüs bekliyoruz. Modern ülke olduk yaa!Sarı.....,Büyük ......, Kahve....., yazamayız gülerler. Yellow.....,dan bir şey almak bizi büyültür,havalandırır. Daha bir çok yabancı isimli iş yeri örnekleri verebiliriz. Çünkü Türkçe isimli iş yeri neredeyse yok,bu nedenle fazla aramaya da gerek yok. Her yer yabancı tabela isimleriyle dolu.

          BİR ESKİ ESKİLİĞİNDEN ÖTÜRÜ ATILMAZ,
          ANCAK FENA OLURSA TERK EDİLİR.YENİ DE
          YENİ OLDUĞU İÇİN ALINMAZ,  İYİ OLURSA
          UYGULANIR.                                M.AKİF ERSOY
                           

Neden bu yabancı sevdası? Nereye kadar ? Nasıl bu illetten kurtulacağız.
Bir grup arkadaşla toplantı için gittiğimiz Anadolu da ki şehirlerden birinde,sokak gezmesi yapıyorduk. Bize doğru gelen genç kızın giydiği tişort dikkatımızı çekti.Genç kız masum mu masum, saf mı saf. Ama giydiği tişörtün tam ortasında, göz alıcı renkte motiflerle yazılmış o malum iğrenç kelime "fuck".O genç kızımız o kelimenin anlamını bilse, bırakın tişörtü giymeyi, lime lime edip çöpe atmaz mı.O tişörtü pazarda -mağazada satana, sattırana ne demeli.Çözüm denetlemek ve satışına izin vermemek.Yaz bakalım tişortün önüne Türkçe sini ve pazarda- mağazada sat bakalım. O Pazarı-mağazayı başına yıkmaz mı vatandaş. Cesaretin varsa yaz ve sat.!
Evet Sami YEŞİLYURT kardeşim, yerden göğe kadar haklısın. Gel gör ki kimsenin de bir şey yapacağı veya yapabileceği yok. Bu sevda bitmez, ruhumuzda özenti var.
Bazen düşünürümde gülerim. Anlatayım. Bildim bileli Lewis pantolon markasını  Levis diye okuduk,öyle söyleyerek satın aldık.Ama çağ atladık(!) reklamlarda Lewis"in Livays diye okunduğunu öğrendik. Kırk yıllık Levis oldu Livays. Ekleyelim “clup”e ne derdik,klüp. Olmaz ki, çok da cahilmişiz klap kardeşim “klap”.
Hani öz Türkçe"miz? Neredeyse bozuşmaya yüz tuttu. Şimdi okurken “triplere” girer, “flu” takılırsınızda, beni sıkıntı bastı diyemezsiniz. İyide oluyor, söylediğiniz kelime yanlışta, doğruda olsa karşınızdaki anlamıyor nasılsa.
Bu özentiden kurtularak kendi aslımıza dönüp,herkesin anlayacağı yazıların tişört ve vitrin camlarını süslemesi dileğiyle.
I love you –sizi seviyorum.
Her şeyin gönlünüzce olmasını dilerim.
SEVGİLERİMLE.

 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Nihat Kahvecioğlu Arşivi
SON YAZILAR