Bizim adamlığımız

 “Bizim adamlığımızda kara kutudan kaçmak yok. Kara kutu bizim vicdanımızdır. O ne diyorsa doğrudur. Bize saygısızlık etseler bile dinleriz biz insanları. Kötü niyetli de olsa bir bildiği vardır herhalde deriz. Çok mu saf adamlarız acaba?”
 Yukarıdaki satırları okuyunca çok sevindim. Benim gibi saf olan biride varmış dedim. Bugüne kadar tanıdığımız insanlar içinde kendimize göre bir değerlendirme yapmışızdır mutlaka. Yanıldığımız ve hayal kırıklığına uğradığımız niceleri vardır değil mi? Aslında bir insana bir dost  az, iki dost fazladır. İkinciler her zaman hıyanetlik etmeye adaydırlar. İnanın herkes – o bir dost hariç- kendi menfaatini düşünüyor. Sizi düşünen birine rastlamanız mümkün değil. Herkes kendini çok seviyor, kendini sevmeyen, kendini aşağılayan birine rastladıysan ya yalan söylüyordur, ya da o kişi intihar etmek üzeredir.
 Bazı insanlar tanıdım. Sıfır grubu kan gibi. Herkese verici. Hep veriyor, hep veriyor. Kendine lazım olduğunda mutlaka sıfır grubunu bulmak zorundadır. Aksi halde ölüme mahkumdur. Alamaz, almak istese de vermezler ödünç olarak kanını değiştirirler ya hastanelerde, o şekilde bile vermezler. Hani hep almıştınız ya ondan. Unutulur o anlar. Kafası dank eder bir an. O dost geçinenler bir anda kaybolurlar. Gerçek dostlar kalır yanında. Varsa tabii. Her neyse...
 “İnsanlar düşüncesiz,tutarsızdır ve yalnız kendini düşünür
         Yine de sen onları sev.
         Eğer iyi şeyler yaparsan,insanlar seni art niyetli,bencil olmakla     suçlayacaklardır
         Fakat yine de sen iyi şeyler yap.”
 Bir başka şair de böyle söylüyor hala inadına. Ondan sonra sana diyeceklerdir ki: Aptal, saf, v.s. Desinler sen yine yap öyle mi? Yemezler kardeşim...Ben peygamber miyim, yahut evliya mıyım ya...Artık yeter insanları sırtımızda taşımak istemiyorum. Taşıdığımız insanlar bu sözleri söylemediler mi?
 “Eğer başarılı olursan yanlış dostlar ve gerçek düşmanlar kazanırsın
         Fakat yine de sen başarılı ol.
         Bugün yaptığın iyi şeyler yarın unutulacaktır
         Fakat yine de sen iyi şeyler yap.”
 Ben başarılı oldukça yanlış dostlar, ama gerçek düşmanlar edineceğim. Ne güzel değil mi? Bugün yaptığım iyi şeyler yarın unutulacakmış. Bu da çok güzel! Dünya bu mu? Bu kadar kalleş mi? Hayır dünyanın ne kabahati var. Dünyanın içindeki pislikler bu kadar çoğalmışsa . Ağzı dili yok dünyanın kendini savunamıyor nasıl olsa değil mi?
 “Dürüstlük ve açık yüreklilik seni savunmasız yapacaktır
           Fakat yine de sen dürüst ve açık yürekli ol.
       İnsanlar güçsüzlerin yanında  görünmeyi severler, ama sadece güçlülerin peşinden giderler
  Fakat yine de sen güçsüzler için uğraş ver.”
 Bu çok doğru işte. Dürüstlük ve açık yürekliliğimizden taviz vermeyiz hiçbir zaman. İnsanların güçsüzlerin yanında görünmeyi sevmeleri iki yüzlülüklerinin açık bir timsali bence. Çünkü hemen  güçlülerin peşinden koşarlar. Hani bazı siyasetçilerin peşinden koşan dalkavukları vardır ya işte onun gibi. Ama o dalkavuklar her zaman bela olmuşlardır peşinden koştukları kişilere. O dalkavukların cezasını çekmeyen hiçbir siyasetçi yoktur. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
 Ne yazık ki bu güçlü görülenlerde bu dalkavukların varlığından çok hoşnutturlar. Nefislerinin çok hoşuna gider. Kelle paça yemiş gibi olurlar onların konuşmalarını dinleyince.
 Çok değerli dostlar, sakın ne kelle paçadan hoşlanın, ne de başkalarına kelle paça zevki verin.
 Güzellikler hep sizinle olsun.
        

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR