Melek yüzlü şeytanlar (2)

 “Cenab-ı Allah bize kendi ruhundan üflemiş. Bu ruh güzelliğini şeytana teslim edenin  yüzüne de yansıyor içi. Yeryüzünün tanıklık ettiği en güzel canlı neden "İNSAN" dır sizce?İşte bu ruh yüzünden.
Kalp ve gönül gözü açık olanlar var ya, bu insanların yüzleri de, içleri de öyle güzel ki, aşık ediyor kendine. Hep onların yakınında, yanı başlarında olmak istiyor insan. Çünkü gözlerinden kalplerine giden bir yol var ki, apaydınlık. İnsana güven veren, dost sıcaklığını hissettiren anne karnı gibi emniyetli. Hayatta böylesine sığınabileceğiniz, kalp güzelliği yüzüne yansımış bir tane dostunuz varsa, ne mutlu size. Fırtınalı denizlerden kaçıp limanlara sığınan tekneler gibi, sığınırsınız hayatın kara yellerinden, bu dost kucaklarına.”
 Yukarıdaki cümlelere itiraz eden olabilir mi? Çok sevgili dostum göndermiş bana. Etkilenmedim desem yalan olur. İnsanlara baktığımız zaman bazı insanlar gerçekten bize huzur verir. Devamlı onlarla birlikte olmaktan zevk alırız. Sohbetlerine doyamayız. Yüzleri de ruhları da çok güzeldir onların. Ruhlarının güzelliği yüzlerine de yansımıştır. Karşısındaki insanları kim olurlarsa olsun kırmak istemezler, kıramazlar. Ellerinden gelmez. Çünkü ruhları engel olur onlara. İyilik yapmayı sever, dostlarına ve dostluklara çok önem verirler. Sevdiklerini ölümüne severler. Hiç kimsenin menfi etkisinde kalmaz, herkes için olumlu ve iyi düşüncelere sahiptirler. Nankör değildirler ve çok affedicidirler. Bu özellikleri karşılarındaki insanları acabalara düşürür, inanmazlar ve tereddüt içinde bocalarlar. Olmaz diyebilirler, bir insan bu kadar hoşgörülü ve affedici olamaz diye düşünürler. Bu insanlar da bazen istemeyerek hata yapabilirler. Bu insanlar da etten kemikten yaratılmıştır. Peygamber, evliya değillerdir. Ne de olsa insandırlar. Yaptıkları hatalar onların içinde bir sızı olarak durur. Bazen bu sızının acısını yüreklerinin ta en içlerinde hissederler. Ama yapacak başka bir şeyleri yoktur. 
 Toplumumuz da bu insanlarda vardır. Bu insanları tanımak çok zordur. İnsanlardan kaçmak isterler. Yalnızlığı seçerler. Ama nereye giderlerse gitsinler bunlara musallat olan zıt kimlikli kişiler her zaman vardır.
 Dedik ya bu insanlar sevdiklerine dostlarına çok bağlıdır. İyi dediklerine kötü diyemezler. Her ne kadar kötülük görseler de içlerine atarlar. Zamana bırakırlar. Sonunda o toplumdan kaçıp ulaşılamayacak diyarlara giderler. Arasanız da bulamazsınız artık onu.
 Benim böyle bir dostum oldu. Çok şanslıyım. O kadar severdim ki O'nu. Gece rüyalarımda bile O'nunla olurdum. O'nu dinlerdim. O'ndan çok şeyler aldım. Müfettiş olmak için Ankara'ya gittiğimde.....
 Döndüğümde O'nu bulamadım. İnanın o acıyı hala yüreğimde hissediyorum: İntihar etmişti. Kendini Karadeniz'in sularına bırakmış ve bir daha çıkmamış. Sevgili büyük dost, Sevgili dostum artık yok. Ama ben başkası ile dost olmaya o kadar korkuyorum ki...
 Dostlarımı kaybetmeye artık tahammül edemem.
 Yoksa ben kaybolmayı tercih ederim.
  


 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR