Asr-ı Saâdet bizim için milattır.

Başlangıç nişan taşıdır.

Oradan ölürüz…

Oradan diriliriz!

Asr-ı Saâdet'in insanı sahabedir…

Sahabe bizim için örnek insandır.

Ama benim o çağa gitmem iman değildir.

O mübarek zatı aynen çağıma taşırım;

Bugünün diliyle konuştururum;

O sahabe hazretlerinin o gün için söylediklerini;

Bugünün diliyle konuştururum;

Bugünkü dostumu…

Bugün için düşmanımı onun dilinden değerlendiririm.

Asr-ı Saâdet'i bugün için yorumlamadan;

Aynen alamam.

Onun çağının kurbanı olamam.

Onun karşısında el pençe duramam.

Onun karşısında yorumsuz duramam.

Bazılarının dediği gibi olamam…

Bazı Hocaefendilerin anladığı gibi;

Sahabeyi anlayamam.

Sahabe, Kur'anı nasıl yorumlamışsa;

Ben de aynen yorumsuz…

Kur'anı onun gibi yorumlayamam.

Bilimsel şüpheciyim;

Ele aldığım âyet-i kerimeleri ben de yorumlarım.

İnternet çıkmış!

3G görüntülü görüşme imkanım da var!

Fax denen…

Anıda yüzlerce sahifelik kitabın aynısını;

Buradan Amerika'ya gönderebiliyorum.

Bu yönden ben ve çağımın alimleri;

Onlarca İmam Azamdır.

Yüzlerce sahabe-i Kiram kadar değerlidir.

Eğer Allah'ın cc Sırat-ı Müstakimini…

O'nun nurlu mefkûresini tek örnek…

Tek kılavuz…

Tek İmam…

Tek anayasa gibi alabilirsem

Hz Muhammed'in sav sünnetini…

Yaşam tarzını…

Aile hayatını…

Onun düşmanını…

Onun dostunu…

Onun günlük harcamasını…

Onun ev işlerine yardımcı olmasını…

Onun teknolojiyi ne kadar kullanabileceğini…

Onun karnına taş bağlayarak

hormonluları asla kullanmamasını…

Örnekseyebilirsem

Bana bu kadarının yeteri olacağını da bilirim.

İmam Buhari…

Bir hadisin temini için aylarca yolculuğuna gerek yok!

e-mail adreslerinin bilinmesi yeterli…

bilgi alış-verişi o zamanki gibi değil.

öyleyse ben kendime yeterim.

Ben kendime çok daha fazla güvenirim.

Allah cc Nebilere;

Vehbi olarak kendi katına çıkabilme yetisi verebilir.

Bir evliyaullaha anında dünyanın;

Çeşitli illerinde ayrı ayrı bedenleşebilme yeteneğini verebilir.

Ama bir insan, kendi yeteneklerini kullanarak;

 Kendini zorlayarak

Bir yerlere varamaz.

Benim bunların tamamına imanım tamdır.

Ben sahabe-i kiramı bu çerçevede örneksiyorum.

Resûlüllah'ı sav bu çerçevede seviyorum.

Bugünün yalnız Allah dostu gerçek uleması…

Yalnız Resûlüllah'ın sünnetini yaşamaya çalışan uleması…

Avrupa sevdalısı olmak yerine;

Beytüllah sevdasını gönlüne yerleştiren uleması…

Futbol maç seyretme…

Bir futbol takımını tutma…

Asortik  aile mağazasından giyinme…

Hastalığı olmayan uleması…

Kendi kendine yeterlidir.

Her çağda kurulması farz olan İcmâ'-ı ümmet kurumunun üyesidir.

Bu ulemanın Sahabe karşısında el pençe duramaz.

Sahabeyi ve yaşamını referans alır;

Ama kendi çağına göre yorumunu yapar.

Ben böyle yapıyorum.

Sahabenin karşısında el pençe değilim.

“Düşünüyorum! O halde varım” diyebiliyorum.

Sevgili Peygamberimi bu çerçevede seviyorum.

Sünnetini harfiyen yaşamanın bana farz olduğunu biliyorum.

Bunun dışında;

Hz Muhammed'in ruhunun Hz Adem'den önce cennette;

Yaratılmıştır d e m i y o r u m.

Hz Muhammed'in hadislerinin yasa koyamayacağına inanıyorum.

Kur'an kültürünün kendi çağında tek yorumlayan olduğuna;

İ n a n ı y o r u m.

Bu yorumlamasının yalnız sahabeyi bağladığına inanıyorum.

Ben de çağımın insanına Kur'an kültürünü yorumlayabilirim.

Ben de bugünkü icmâ'-ı ümmet kurumunun üyesi

Olduğuma da i n a n ı y o r u m!

Hz Muhammed beni bağlayacak Kur'an tefsiri yapmamıştır.

Kur'an kültürünü sadece kendi çağının insanına anlatmıştır.

Ben de kendimi “Nebilerin Varisi” olarak görüyorum:

Kuran kültürünü kendi çağıma göre açıklayabiliyorum.

İlle de Sahabe ne demiş?

Hz Muhammed o konuda ne demiş?

Diye kendi bilimsel özgürlüğümü kısıtlamıyorum.

Bunu da icmâ'-ı ümmet kurumu üyesi oluşuma bağlıyorum.