Boş hayal

Bir gün bir deniz kenarında bir hayal kurarsın… Yer ülkemizin en güzel kenti. Karşıda tarihi Kız kulesi… Belki de ömrünün en güzel günlerinden bir gündür. O gün hava çok güzel. Mevsim kış olmasına rağmen ceketler çıkarılmış, sımsıcacık çaylar içilirken o güne kadar hiç tadılmamış koyu bir sohbet. Konuşulmaya korkulan konular konuşulmuş. Akşam nasıl olmuş kimse anlamamış sanki. İstemeye istemeye kalkılıyor masadan. Öyle bir iz kalıyor ki bıçakla kazılmış gibi. Hiç çıkmayacakmış sanki. Bu izler ilerisi için bir kıvılcım bir mum ışığı misali bir ufacık mutluluk olmuş. Tarif edilemez ancak yaşayan anlar.

İşte böyle günün arkasından çok geçmemiş ki… Bir rüya görmüş biri… Rüyada Kaf dağında açan bir kardelen tek başına soğuğa kayalıklara ve nemrut insanlara inat başını çıkarmış o zor şartlarda. O kardelen göğüs gererek bütün o zorluklara rağmen, kayalıklarda tüneyen yalnız bir güvercine tutulmuş. Güvercine nağmeler yakmış içinden. Söyleyememiş derdini güvercine… Belki demiş bir gün, o güvercin yakınıma gelir o zaman söylerim derdimi ona demiş. Nitekim güvercin bir gün inmiş o yüksek kayalıklardan aşağı. Kardelenin yanında su içmek istemiş, küçük birikmiş su birikintisinden. İşte o an kardelen fırsat bu fırsat deyip derdini açmış güvercine. Güvercin çok anlayışlı imiş. Dinlemiş dinlemiş kardeleni. Acımış haline. Biliyormuş ki kendisi yükseklerde uçan bir güvercin… Kardelen ise kısacık ömrü kalmış sonbaharı bitirmiş ve kış da bitince ömrü bitecek olan kardelene nasıl desin sen kim ben kim diye… Kardelen anlamamış güvercinin kibarlığını. Ümitlenmiş güvercinin kibarlığından… Ancak o güzel güvercin gayet kibarca zamana bırakalım demiş sevdamızı. O da biliyor muş ki o zaman kardelen çiçeği aleyhine işliyor. Güvercin için gökyüzü sarp kayalıklar özgürlükler onu bekliyor. Bir kardelene değer mi şimdi…

Sevgili kardelen çiçeği umutsuzca bükük olan boynunu daha da bükerek kaderine isyan etmeden “haddini bil ey kardelen, ne sanıyorsun kendini… bu kış zamanında karları yırtmışçasına dışarı çıkmakla kendini ne sanıyorsun. Ne kadar boş hayal kurmakla meşgul oluyorsun. Öyle bir hayal kur ki bari gerçekleşme ihtimali yüzde bir olabilsin. Sen milyonda bir ihtimali olan milli piyangodaki büyük ihtimalden bile az olan şansı var mı sanıyorsun?”

Sevgili kardelen, güzel güvercin şimdi kim bilir sana nasıl bakıyordur? Senin için neler düşünüyordur? Bak gördün mü?

Hayal ama ulaşılması ihtimal dâhilinde olan hayal kur. Tamam mı? Yıldızlara ulaşamazsın boşuna zorlama kendini. Senin boyun çok uzasa en fazla otuz kırk santim olur. Ama bak yıldızlar nerelerde. Gökyüzünde çok çok yükseklerde. Sen gözyaşlarını içine akıt ve yerde bulabilirsen çiğdemleri ara. O çiğdemleri bulabilirsen tabii. O da çok zor ama…

Hadi rastgele. Bol gözyaşları dilerim sana…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR