SEÇİM YAKLAŞIRKEN

Seçimlere altı ay gibi kısa bir süre kala henüz ortalık sakin görünüyor, bu sakinlik biraz bütçe görüşmelerinin yoğunluğundan, biraz da siyasi belirsizlikten kaynaklanmakta olduğu kanaatindeyim. Seçim sathı meyline kanaatimce Ocak ayının sonlarına doğru girilmeye başlanır, seçim takviminde devlet memurlarının  istifa süreci seçime 90 gün kala ise 12 Mart tarihinde istifalar başlar. Ondan sonra bir yandan adaylık için müracaatlar başlar, bir yandan ön seçim yapacak partiler ön seçimlerini yapar, ardından seçime 45 gün kala aday listeleri kesinleşir ve hararetli meydan mitingleri başlar.

            Bu süreç her seçimde yaşanır, aday olmak isteyenler, aileleri, yakınları heyecanlı bekleyişle bu süreci takip eder, siyasi parti yöneticileri ve siyasetle ilgisi olan vatandaşlar bu süreçte hayli mücadele verirler, kendilerine yakın isimleri listelere koyabilmek için hayli uğraş verirler. Bu süreçte uğraş verip, destekledikleri isimler listelere alınanlar adeta savaş kazanmış gaziler gibi ortalıkta dolaşmaya başlarlar, ne zaman ki destekledikleri isimler seçilip meclise giderler geriye dönüp kendilerine destek veren insanları unuturlar işte o zaman bu insanların bütün dünyası yıkılır.

            Yaklaşık otuz yıldır siyasetin içerisindeyim, nice belediye başkanları, meclis üyeleri, parti yöneticileri, milletvekili adayları ve milletvekilleri ile birlikte bu heyecana ortak oldum. Eskiden siyaset yapmak daha zevkli idi, zira kaliteli insanlar siyasetin içerisinde idi, son zamanlarda bu iş o kadar yozlaştı, o kadar basit insanların eline geçti ki emin olun o insanlarla değil siyaset yapmak, aynı karede dahi gözükmek insana zulüm geliyor. Siyasette seçilerek bir yere gelen insanlarla starların işi biri birine çok benzer, her iki kesim de bulundukları makamı muhafaza edebilmek için veremeyecekleri taviz yoktur. İşleri o kadar zordur ki onu sadece ve sadece kendileri ile Allah bilir.

            Aday olabilmek için, listelere girip, seçilebilmek için mücadele edenlerin yanında birde bürokrasi ve iş dünyasında ilerleyebilmek adına sadece iktidar partisinden aday adayı olmak isteyenler bir başka alem. Bu insanlar toplumda o kadar fazla ki saymakla bitmez. Bu tür insanların partisi, ideali, dünya görüşü olmaz, onların ortak dünya görüşleri menfaatleridir. Hiç unutmuyorum eski bir Anap'lı milletvekilinin iş yerine gittiğimde mal almaya gelen bürokratın asıl gayesi mal almak değil, mal almak bahanesi ile milletvekili ile arkadaş olup, bir yerlere gelebilmekti, gerçekten de öyle oldu, orada tanıştılar, daha sonra çalıştığı kurumda amir pozisyonuna geldi, yetmedi Ak Parti iktidarında Ak Parti"lilere yanaştı ve daha da yükseldi.

            Önümüzdeki günlerde gazetemizde bir siyasi kulis köşesi yapacağız, kulislerde olup, bitenleri sizlerle paylaşacağız, bu günlerde Ankara kulislerinde aday olmayı düşünen bürokratların yoğun ve tempolu alt yapı çalışmaları var, bunlarla ilgili şimdilik detay vermek istemiyorum, ancak bu konuda bir hayli isim olduğunu bilmenizde yarar var. İstanbul cephesinde ise kamu kurumlarında çalışan Samsunlu bürokratların yanında derneklerin de bir uğraş içerisinde olduğunu gördüm.

            Bunca uğraş, bunca masraf, bunca emek karşılığında elde edilecek olan şey nedir derseniz hepimizin bildiği gibi milletvekilliğidir. Peki bir milletvekili olabilmek için bunca uğraşa değer mi derseniz bana göre değmez, zira olayı ekonomik açıdan değerlendirdiğinizde aklı başında bir iş adamı milletvekilinin kazanacağı parayı her halükarda kazanır, yok itibar noktasında değerlendirecek olursanız kişi oturduğu makamdan itibar alan değil, o makama itibar katan kişi olmadıkça kıymeti harbiyesi yoktur.

            Geriye dönüp baktığımızda nice seçilmiş insanlar bugün bu şehre gelip, bir bardak çay içecek dost bulamamaktadırlar. Çok fazla değil son yirmi yılda seçilmiş olan milletvekili, belediye başkanı arkadaşlardan kaç tanesi şehrimizde ikamet etmektedir, kaç tanesi bu şehri terk etmek zorunda kalmıştır diye bir hesap yapacak olursanız söylediklerimde ne kadar haklı olduğumu rahatlıkla görebilirsiniz. Önemli olan bir veya birkaç dönem seçilip, ondan sonra bu şehri terk etmek değil, tam aksine ölünceye dek bu şehirde kalabilmektir. İşte bu nedenle milletvekilliğine hiç heves etmedim. Şayet etmiş olsa idim bu güne kadar farklı zamanlarda elime fırsat geçmişti en azından denemesini yapardım, denemesine dahi lüzum görmedim, bu benim şahsi kanaatim katılıp, katılmamakta serbestsiniz. Dileyen dilediği partiden aday olma hakkına sahiptir, zira herkes işini yapacak, siyaset yapmak isteyenlerde bu vatanın evladı, onlara da saygı duymak zorundayız. Sizlere geçmişten günümüze yaşadıklarımla ilgili bir nostalji sunmaya çalıştım, yararlı olduysam ne mutlu bana, Kalın sağlıcakla. Mutlu Pazarlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR