İslam Dünyasının bugününden...

 

Değerli okurlarım e dostlarım ben bugün Tahran"dan yazıyorum. Tahran, İran"ın başkenti ve İslam ülkelerinden Şî"î mezhebindekilerin başı çeken ülkesi…

İslam ülkeleri bugün Kur"andan olmayan dünya düzenlerinin baskısı altında… İslam"a özgü dünya düzeni kimselerin umurunda değil. Dün Tahran Üniversitesi Camiinde Cuma namazı kıldım. Çok merak etmekteydim. Acaba İranlıların Cum"a namazı nasıl? Ne farkı var; öteki İslam ülkelerinden ve niçin?

Her halde namaz öncesi bir veya iki âyetüllah konuşma yaptı. Âyetüllahlar İran Şî"asının kopmaz parçası… Acaba biz Sünnîlerde bu âyetüllahların karşılığı nedir? Burada büyük çelişkilere düşmekteyiz ve neredeyse silahlı çatışmalara bile düşmekteyiz. Oysa hiç gereği, yok.  Âyetüllahlar, gökten inmedi veya İslam"ın dışından da gelmedi. Bir Kur"an yorumudur ama farklı yorumudur. Biz Sünnîler o yoruma karşı çıkabiliriz ve çıkmaktayız; ama onların farklı yorumu, dünyanın sonu değildir veya dinden çıkmak değildir.

Kur"an-ı Kerimde Rüsuh ehli vardır; onlar gerçek din adamıdır ve Allah"ın dediği gibi inanırlar ve din adına konuşan ve yorum getiren herkesin görüşüne saygı duyarlar Allah adına yakışan her görüşe itibar ederler. İlla kendi görüşlerini değil, Allah"ın yüce katındakileri anlar ve nihai kararı Allah adına İcmâ"-ı Ümmet hükmündeki Rüsuh Ehli ulema meclisleri verir.

İşte biz Sünnîlerde ve katı mezhepçi Osmanlı mirasından devralınan din anlayışında Rüsuh ehli ve İcmâ"-ı ümmet meclisi kurumu tamamen unutulduğundan gereksiz sataşmalar ve küfür damgası vurmalar gırla gitmektedir.

İşte bana göre İran"daki âyetüllahların biz Sünnîlerdeki karşılığı tarikat şeyhleri veya cemaat önderleri olmaktadır. İran"daki Cum"a namazını kıldırma ve hutbeyi okuma yetkisi mollaların veya âyetüllahların görev ve denetiminde olmaktadır. Devlet adamlarının ancak namaza katılma ve ön saflarda oturma yetkileri var ve denetimden geçirilmektedirler. İşte İran"da bu Cum"a namazı düzenini gördüm ve beğendim.

Ancak âyetüllahlar vaazlarında neler anlatıyor? Pek anlayamadım; farsça dilini onbeş yıl vardır ki İmam-Hatip Lisesi müfredatından kaldırmışız, bu nedenle de çok iyi bildiğim bu dili unutmuşum. Bu nedenle İmam-Hatip neslinin İranlı kardeşleriyle anlaşabilmesinin önü kesilmiştir. Âyetüllahların konuşmasından anladığım, vaaz esnasında fanatik cemaatin sık sık: “Amerika"ya Ölüm! İsrail"e Ölüm” demeleridir.

İşte İslam dünyasının içine düştüğü çok çelişkili durum ve ucuz kahramanlık şu ki vaazlarda kahraman kesilen âyetüllahlar veya bizdeki uzantısı olan cemaat önderleri, Cum"a vaazlarında veya hutbelerinde halkı galeyana getirmekten başka bir şey yapmamaktayız. İşte İslam dünyasının gülünç veya garipsenecek durumu bu! Bütün Müslümanların acıklı durumu İran"dakinden hiç de farklı değil.

Âyetüllahların Cum"a vaazlarında klişeleşmiş başka numaraları da var; ağlamak ve ağlatmak! Hemen şu âyet-i kerimenin meali kulaklarımda çınlıyor:

“Neden yapamadıklarınızı söyleyip duruyorsunuz?” Cum"a Sûresi.

İşte Müslümanların acıklı durumu bu!

İran"da Üniversite"de Cum"a namazı kıldım; ama namazdan başka her şeye benzerdi. Ezan ve kamet aşağı ufacık eklemelerle tamam da niyet belli değil. Rükûa gideceğimizde namaz kılmayan ve sadece komut veren, müezzin denebilecek kişi yüksek sesle: “Rükû"!” diye seslenmekte. Bizim müezzinlerin: “Allahüekber” demesi gibi. Ama bizdeki bu müezzinler bizzat namaza katılmaktadır ve namaz kılmaktadır. Yani namazda hiçbir disiplin yok.

Ardından yeniden namaza kalkıldı; nedir? diye sordum. Yanımdaki arkadaşlar dediler ki: “ikindi namazını kılıyoruz”.

Ben şahsen ikindi yerine Zuhr-i Âher"in farzını kılmaya niyet ettim. Yani İslam dünyasının bu acıklı durumu ne zaman düzelecek? Bende bu acıklı durumun cevabı hazır! Çünkü ben Kur"an-ı Kerimi yeniden ve hiçbirisine benzemeyen biçimde yorumladım. Benim hazırladığım mealde ucuz kahramanlık yok! İleriye dönük planlamalar ve kurumsallaşma girişimleri var. İran"da yıllardır İsrail ve Amerika"ya ölümden dem vururlar, ama ileriye dönük hiçbir planlamaları yok.”Mezheplerarası birlik” ve “Mezheplerarası Kardeşlik” derler ama elle tutulur hiçbir ilerleme yok. Çünkü Kur"an-ı Kerim konusunda ve çağa göre yorumlamasında hiçbir gelişme yok. Biz önce İslam ülkeleri olarak Kur"an-ı Kerim meal ve tefsiri üzerinde İcmâ"-ı Ümmet düzeyinde anlaşmamız gerekmektedir. Yoksa biz çok daha: “Amerika ve İsrail"e ölüm” sloganları atarız; ama vaaz ettiğimiz caminin duvarlarının dışına çıkmaz.         

  Tıpkı beş kez kapatılan sırasıyla; Milli Nizam Partisi, Milli Selamet Partisi, Refah Partisi, Fazilet Partisi, Saadet Partisi… Neden kapatıldı ve yeniden açıldı? Çünkü ucuz kahramanlık… Biraz ciddi politikalar üretilerek ve az konuşularak Kur"an-ı Kerimin meal ve yorumlamalarında yeni açılımlara açık olmaları gerekirdi. Kaskatı şeriatçı kesilmişler. Kafalarında tek şeriatçılık var; ama gelişmeye ve geliştirmeciliğe kapalı. Dinde mantık yok derler, Allah cc ne demişse onu aynen alacağız; ona hiçbir ekleme veya çıkarma yapamayız derler. Aynen bugünkü İranlı mollaların kafasıyla çok iyi uyuşurlar. İleri gidemezler; çünkü sürekli açık verirler ve birileri de hemen tepelerine biner ve kapatırlar.

Gerçi ran, Türkiye gibi değil. Elinde ptrol silahı var. Ben gördüm inandım ki aynı para ve petrol silahı Türklerin elinde olsaydı ve Ak Parti kurucu ve yöneticilerinin elinde olsaydı, İslam dünyası çok daha farklı düşünürdür.

Ak Parti kurucu ve yöneticilerinin kafasında çok güzel bir dünya yatmaktadır. Şeriatçı değiller; ama benim de olduğum gibi makasıdçıdırlar. Makasıdcılar Rüsuh ehli gibi düşünürler İcmâ"-ı Ümmet kurumunu kurup çalıştırma eğilimindedirler. Herkese açık bir Kur"an-ı Kerim yorumlaması istemektedirler. İşte İslam dünyası böyle bir İcmâ"-ı Ümmet kurumuna sahip olduğu ana, Cum"a anlayışları da değişecektir. İslam dünyası de Vatikan ve Avrupa Birliği"nde olduğu gibi, tek bir elden yürüyecektir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR