Her tercih,bir vazgeçiştir

   “Bir insanın yaratılışında asalet yoksa, kainatın tacını giyse yine de çıplak kalır.” Montaigne

            Bugünkü yazımız insanların kişiliği ve bu kişiliğin altında gizlenen şeytanca fikirler hakkında olsun izninizle.

            Montaigne, yukarıda okuduğunuz güzel özdeyişiyle ne güzel özetliyor kişiliği ve asaleti değil mi? Kişilik sonradan kazanılmaz, o doğuştan anne babamızdan aldığımız genlerimiz vasıtasıyla bizi şekillendirir. Eğer yaratılışımızda asalet yoksa, ne yaparsak yapalım hangi asalet bize hakimse o asaletin gerektirdiği özellikleri sergilemek zorundayız.

            Peygamber efendimiz zamanında geçen bir hikayeden bahsetmek istiyorum. Hikaye bu ya, Köpeklerden anne köpek, yavrularına sıkı sıkı tembih eder: “Yavrum Allah'ın Resulü peygamberimiz bu yoldan gelip geçerken sakın O' na saldırmayın. O gelirken sessizce peygamberimizin geçmesini izleyin.” der. Bir zaman sonra köpek yavruları yolda oynarken peygamber efendimizin karşıdan gelmekte olduğunu görürler. Yavrular hemen annelerinin söylediği sözünü hatırlar ve derhal kenara çekilerek peygamberimize yol vermek isterler. Tam o sırada içeriden anneleri çıkar ve hızla peygamberimize saldırır. Yavrular şaşırır. Annelerine dönerek “Anne bize peygamberimize saldırmamamızı söyledin, ama sen saldırdın, nedenini anlayamadık.” diye sorduklarında, anne köpek: “Evet yavrum haklısınız. Doğru ancak ne yapayım tam peygamberimiz geçerken köpekliğim aklıma geldi. Ben de gereğini yaptım.” diye cevap verir.

            Şimdi köpek hayvan olarak köpekliğinin gereğini yapmaktadır. Her ne kadar saldırılmaması gerektiğini bilse de köpekliği öne çıkmaktadır. İnsanlarda böyledir. Kişilik, asalet çok farklı meziyetlerdir. Kişilikten yoksun ve asaletsiz insanlardan farklı güzel bir şey beklenemez zaten. Onun için bu insanlara fazla üzülmeye değmez bence. Üzülünmesi gereken durum  bizlerin bu insanları, çok fazla iyi niyet ve yardımseverlik v.s. Gibi duygularla tanıyamamış olmaktır. Çok sevdiğim bir dostum geçen akşam sohbet esnasında söylemişti: “Sayın hocam, bir insanın değeri üç kuruşsa üç kuruşluk değer vermelisin. Üç kuruşluk insana beş kuruşluk değer verirsen aradaki farka seni satar.” Birden gözlerim fal taşı gibi açıldı. Bu sözü ilk defa duymuştum. Buna benzer sözler duymuştum ama bu söz okka gibi oturmuştu yerine. Evet fazla verdiğimiz değere satılmak... İnanın çok düşünülmesi gereken bir durum. Böyle fazla değer verip te aradaki farka satılmayanınız var mı içinizde?  Öyle ise hala neden devam ediyoruz bu iyi niyete.         

            Bundan yıllar önce Gazi üniversitesinde bir ders esnasında geçen izlenimleri paylaşmak istiyorum: Ders hocası sınıfta tahtaya kocaman 1 rakamı çiziyor ve diyor ki : “Bu  (1) kişiliktir. Hayatta sahip olabileceğiniz en değerli şey.” Sonra  1 'in yanına  (0) sıfır koyuyor. “Bu başarıdır. Başarılı bir kişilik (1)' i  (10)  yapar.”  Sonra bir (0) sıfır daha koyar : “Bu tecrübedir. 10 iken 100 olursunuz.” Sıfırlar böyle uzayıp gider...Yetenek, disiplin, sevgi v.s. “Eklenen her yeni (0) kişiliğinizi 10 kat zenginleştirir.”  Der hoca. Sonra eline silgiyi alır ve en baştaki  (1)' i siler. Geriye bir sürü sıfır kalıyor. Ve hoca sonunda noktayı koyar: “Eğer kişiliğiniz yoksa, öbürleri hiçtir.”

            Kişilikleri olmayan insanların hiçbir şeyi yoktur. Var görülenler sadece sıfırlardır.

            Sevgili değerli dostum, bana diyorsun ki : “Hayatta hiç kimsenin ve hiçbir şeyin vazgeçilmez olmadığını biliyor muyuz?”  Ben bu sözüne biraz katılmasam bana gücenir misin? Vazgeçilmeyecek insanlar elbette vardır değerli dostum. Onlardan vazgeçmeyelim. Onların yanlışları varsa ki onlar da insandır, yanlış yapabilirler. Onların yanlışlarını biz düzeltelim. Bırakmayalım o insanları kaderleri ile. Bu kadarcık hakkı bana çok görmezsin biliyorum.

            Mutluluk layık olanların olsun güzel dostlarım. Hoşça kalın.

 

                                                                                                                      YAŞAR KOCA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Yaşar Koca Arşivi
SON YAZILAR