GEREKİRSE BALDIRAN ZEHRİ…

GEREKİRSE BALDIRAN ZEHRİ…
Yeter ki anneler ağlamasın… yeter ki Türkiye kazansın, biz kaybetmeye hazırız" demişti zamanın Başbakanı.

Evet adına da “Çözüm Süreci” dediler. Üzerinden hayli zaman geçti. Yasalar çıktı. İmrali ve Kandil dağ eşkıyalarının inleri arasında mekikler dokundu. HDP Milletvekilleri gitti geldi. Derken bugüne varıldı.

Bugüne gelirken tarihe kanlı savaş sahneler olarak kazınacak 6-7 Ekim olayları olarak geçecektir.

Selahattin Demirtaş sadece; “sokağa çıkın” demişiti. Sokaklar kana boyanmıştı.

Kobani olayları sırasında kurban eti dağıtırken vahşice öldürülen Yasin Börü'nün annesi Hatice Börü… HDP eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın sokak' çağrılarına tepki gösterirken Hatice Börü, “Sokak demek başka Yasin'lerin ölmesi" demek dedi.

“Suçsuz yere öldürülenlerin kanı yerde kalmasın. Çıkarılacak yasanın yerinde bir uygulama olduğunu düşünüyorum. Oğlum Yasin ve arkadaşları kurban eti dağıtılırken öldürüldü, katillerinin bulunmasını istiyorum.

Demirtaş'ın 40 kişinin yaşamını yitirdiği Kobani olayları unutulmadan yaptığı 'Sokağa çıkarız' çağrısına iki acılı yürekten tepki geldi.

Felçli kalan 21 yaşındaki Nuran Evin, “Kobani olaylarında da Siirt'te üzerimize molotof geldi. Bir de orada yakılıyorduk. Sokak diyen benim halimi bir düşünsün. Terör beni sakat bıraktı” dedi.

Sivil Gazi Nuran Evin; "Bizi Çok Çabuk Unuttular"… “Sokak çağrısını doğru bulmuyorum”… “Sokağa çıkınca yakıp yıkılınca ne oluyor? Bunun zararını görmedik mi? Bizi zaten çok çabuk unuttular. Siirt'teyken de Kobani olayları nedeniyle otomobilimize motolof geldi. Az daha yakılıyorduk. Yetmedi mi” diye isyan etti.

“Yasin'in acısı halen yüreğimde taze… Başka anaların canı yanmasın… Herkes üzerine düşen sorumlulukları yerine getirsin” diyen acılı anne Hatice Börü, “Demirtaş'ın çağrısı üzerine sokağa dökülen eylemciler, herkesin canına kast etti.

İşte Demirtaş neler istiyor: önce özerklik sonra devlet yapısı… Kürtlere özerklik olsun. Yerel yönetim Belediyelerde hükümetten emir almasınlar. Hatta Keban elektriğinden ve Raman dağı petrolünden Kürt Belediyeleri haraç alsın. İçişlerinde belirli bir serbestlikten yararlanacaklar. Yugoslavya'da Kosova ve Çin'de Doğu Türkistan… Halklar karışıklıklar içerisinde yaşamaktadır.

Özerklik öyle masum teklif değil! Daha büyük sorunlara yol açacak… onu Demirtaş ve ekibi de bilmekte… İmralı da… Kandil de… Hükümet de buna yanaşmamakta… ancak anayasa değişikliği yapılır; Başkanlık ya da Yarı Başkanlık sistemi gelirse o zaman yeşil ışık yakılabilir. Zaten Tayyip Erdoğan'ın kafasında o var olabilir. Ama ne zaman?

Ana dilde serbestlik… çok tehlikeli oyun… Bunu hükümet asla yapmaz. Zaten bunu Kürtler de bilmektedir. Şimdi ne olur? Ya iş biter ve en yakın zamanda iç savaş denemeleri başlar. İşte üniversiteler karıştırılmak üzere…

Sabah saatlerinde, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde karşıt görüşlü öğrenciler arasında sözlü tartışma çıktı. 12 gözaltı var.

İnönü Üniversitesi'nde çıkan olaylarda 47 öğrenci gözaltına alındı. 40 kişi, karşıt görüşlü öğrencilerin bulunduğu kafeye giderek, bazı öğrencileri darp etmiş.

Bu olaylar siyasidir. Siyasi güç denemesidir. CHP ve HDP, Paralelcilerin de teşvikiyle çıkacak yasanın çıkmaması için eylemler deniyorlar. Çözüm sürecinin de denemeleri vardır.

Bana göre Kürtler bu taleplerini askıya alacaklar. Silah bırakma ve yurt dışına çıkmalar ertelenecek ve çözüm sürecini ertelemelerle sürdürecekler.

Hükümet de yasayı bazı yumuşatmalarla meclisten geçirecektir.

MEVLAM GÖRELİM NEYLER NEYLERSE GÜZEL EYLER…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR