Büyükşehir Belediyesi'nde Yeni Atamalar Gündemde

Büyükşehir Belediye Başkanının üçüncü dönem görev başında olmasına rağmen, atadığı bürokratları Sosyal Demokratlardan veya Ak Parti"ye düşman olan kişilerden seçmeye çalışması, düşünce dünyasının ve gerçek kişiliğinin aynasıdır. 1999 yılında seçilmesi ile birlikte bürokraside pek değişikliğe gitmeyip, sadece özel kalem,genel sekreter ve Saski"de Genel Müdür düzeyinde değişiklikler yapmış,bunun dışında en ufak bir değişiklik yapmamış olup, konu ile ilgili parti teşkilatları soru sordukça veya değişiklik istedikçe, “Görevden alınan her bürokrat mahkeme kararı ile geriye dönüyor,o yüzden değişiklik yapmıyoruz,ama emekli olanların yerine atanacaklarla ilgili mutlaka teşkilat görüşü de alınacaktır“diyerek,geçiştirmeyi becermiştir.Ancak göreve atadığı veya emekli olanların yerine getirdiklerine dikkat edecek olursanız, söylediklerinde ne kadar samimi olup,olmadığını rahatlıkla anlayabilirsiniz.

Yaklaşık üç aydan beri Sayıştay müfettişlerince denetlenen Büyükşehir Belediyesinde, Sayıştay müfettişlerinin tespit ettiği bazı yanlışlardan ceza almamak adına, yeni bir uygulama başlatan yönetim, öncelikle satın-alma müdürünü görevden alma cihetine gitmiştir. Zira müfettişlerin tespitine göre satın-almalarda ciddi yanlışlıklar yapılmış,22/d olarak adlandırılan İhale yapmaksızın doğrudan temin etme maddesi, yasada belirtilen sınırın çok üzerine çıkmış, yapılacak doğrudan teminlerin bütçenin %10 unu geçmemesi gerekirken, bu oran uygulamada %70 ler seviyesine gelince, müfettişler satın-alma müdürünü çağırıp, neden bu hatayı yaptığını sorunca, satın-alma müdürü gerçeği söylemek zorunda kalıp;”  Efendim idareden gelen talimatı uygulamak zorunda kaldım“ deyince, benim koğuş ağam ve de Kayıkçıbaşı kellesini koparmaya karar veriyor. Tabii burada  önemli olan nokta, yapılan satın-alımların kimin talimatı doğrultusunda yapıldığıdır. Amisos firmasından yapılan alımlar, kesinlikle Kayıkçıbaşının talimatı ile yapılmamıştır, olsa,olsa Vezir Hazretlerinin talimatı ile olmuştur. Ama her zaman olduğu gibi yine yanan satın-alma müdürü olmuştur. Görevden alma işini de bizim Kayıkçıbaşı"na ihale ederek, Vezir hazretleri yine masum adam rollerini oynamayı başarmıştır. Ama ağır ağır toplum ve insanlar uyanıyor neyin,ne olduğunu anlıyorlar. Kimse kül yutmuyor artık. İl Başkan yardımcısı Uğur Hacıkerimoğlu"nun Polisan firması baş bayiliği, Hüseyin Cebeci"nin Amisos şirketine verdiği boyalaınr, Büyükşehir Belediyesine ihalesiz nasıl verildiği açıkça ortaya çıkmıştır. Ama şimdi İl Başkanı ve Uğur Hacıkerimoğlu beraber umreye gidip,bu günahlarını affettirecekler, geldikten sonra ise kaldıkları yerden devam edecekler. Bu iş nasıl olacak derseniz, bizim köyde Hacı İmam isminde birisi varmış, hacca gidecekler yanına gidip,birlikte köyü dolaşıp,insanlardan helalık isterlermiş.Bir gün hac ibadetini yerine getirmek üzere yola çıkacak bir köylü, Hacı İmama gelip köyü dolaşmalarını istemiş,Hacı İmam adamın biraz zampara olduğunu bildiğinden, demiş ki “Bak efendi senin günahın biraz fazla, sana helalık alırım ama, falanca ormanındaki iki kestane ağacından birisini alırım”. Hacı adayı “Olur” deyince, Hacı imam “O zaman gittiğimiz evlerden vukuatın olanlarda, ayağını ayağıma değdir ona göre dua edeyim” diyor ve çıkıyorlar dolaşmaya. Köy sakinleri ile teker teker helalaşırken geliyorlar hacı adayının vukuatlı evine. Tam oturup,çay içmeye başladıklarında hacı adayı hacı imamın ayağına basıveriyor,hacı imam durumu anlıyor ve başlıyor helallik istemeye,diyor ki; “Ey Cemaat malumunuz arkadaşımız, hac ibadetini yapmak üzere sizinle helalleşmeye geldi, Zatı muhtereme geçmişte size karşı işlediği hatalardan ötürü ve gelecekte yapacağı tüm hatalardan ötürü hakkınızı helal eder misiniz”? onlarda ”Ederiz” diyorlar ve haneden ayrılıyorlar. Dışarı çıktıklarında Hacı İmam, hacı adayına dönerek” Bak arkadaş hacdan geldikten sonraki işini de bağladım, bir kestane ağacı daha isterim” deyince, hacı adayı “Helal olsun hocam ne demek sen bana bu kadar iyilik yaptığına göre , sana iki kestane değil,dört kestane ağacı feda olsun” der. Şimdi de bizim teşkilat mensubu arkadaşlarımız hacca gidip, Cenabı Hakka; Ya Rab bu güne kadar işlediğimiz ve bundan sonra da işleyeceğimiz günahlardan affımızı talep ediyoruz deyip, geldiklerinde kaldıkları yerden devam etmek üzere umreye gidiyorlar. Ne diyelim Allah yollarını açık eylesin,umulur ki duaları kabul olur. Ancak unutmasınlar ki onların yüzünden canı yanan bürokratlardan helal almadan, değil umreye, Hacca gitseler bile Cenabı Hak onları affetmeyecektir. Belediyedeki yöneticiler yaptıkları bu hatanın bedelini satın-alma müdürüne ödetmekle kurtaracaklarını sanıyorlarsa, yanılıyorlar. Çözüm merkezinde çalışmakta olduğu gözüken 22 kişiden hiçbir tanesi orada olmadan maaş alıp, Belediye ayda 480.000 TL para ödüyorsa ,bunun hesabını da satınalma müdürü mü verecek? Emekliye ayrılan, yandaş, akraba, köylü ve Çerkezlerden müteşekkil bu 22 kişiye, yüksek maaşlar ödeyerek , çözüm merkezinde olmadıkları halde orada imiş gibi göstererek yılda yaklaşık 6 trilyon lira (Eski para ile) ödeme yapıyorsunuz bu para ile kaç gariban sebeplenir,kaç işletme kurulup,istihdam yaratılır,hiç bunları düşündünüz mü? Öyle akşamları Belediyenin parası ile yemek alıp, çatkapı fukaraya iftara gitmekle bu işleri ört bas edeceğinizi sanmayın. İnsanların bir gecelik yemeğine değil, işe, aşa, eve ihtiyaçları var, onlara kökünden çözüm bulun da o zaman bizde sizi alkışlayalım. Diğer önemli atamalara yerimiz kalmadı önümüzdeki yazılarda görüşmek dileğiyle.

Hoşçakalınız

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR