Yine Hz İsa'ya dair

 

  Değerli okurlarımız, bir okur dostumuz: “Hz. İsa'nın gökten inmesi” adlı yazımızda bir iki yere takıldığını yorum yazısında bize iletmiş: “kıymetli hocam yazılarınızı severek ve zevkle okuyoruz, ancak Hz İsa"nın müritleri ile Zeytindağında ayin yaptığını neye dayanarak yazdınız” biçiminde soru  sormuş. Ancak kardeşimizin ne demek istediğini tam anlayamadım. Hz İsa, âyin mi yapmamış veya Hz İsa, Zeytin dağında değildi… gibi daha açık sorsaydı daha iyi olurdu. Bu yazımızda, eskiye göre, biraz daha bilgi vermek zorunda kaldık.

Biz, okurlarımız için varız. Tereddütlerini çözümlemek için yardımcı olmak, temel görevimizdir. Ben sadece DİV"in “İslam Ansiklopedisi” Hz İsâ maddesini gözden geçirdim. Çok değerli bilgiler var. Bu bilgilerin özünü ve özetini sizlerle paylaşmak istedim.

Hz İsa, bizim gibi bir bedene sahip olarak yaşamış, ama ne bizim gibi doğmuş, ne bizim gibi Berzah âleminde beklemekte olan bir nefs-i vâhidenin anne ramindeki cenine üflenmesiyle doğumu gerçekleşmiş ve ne de bizim gibi ölmüş ve mezara gömülmüş olarak beklemektedir. Tamamen apayrı, bir özel kimliği vardır. Hz İsa, bizim gibi doğmamış ve bizim gibi ölmemiştir. Bu noktayı çok iyi kavrayalım.

Ancak Hz İsa, bizim gibi bir beden içinde, her halde 40 yıl kalmış ve bizim gibi yaşamış, tam bir ashap hayatı yaşamayan Havârileri beraberliğinde, içinde doğup büyüdüğü devleti kuran siyasi irade sahipleriyle mücadele vermiştir.

Şimdi bu mücadelesini sizlere; ilgili ansiklopedinin sahifelerinden özetlemeye çalışayım. Kötüye karşı nasıl mücadele ettiğini ve yeryüzünden kötünün silinmesi için nasıl canını vermeye hazır kul olduğunu anlamanıza yardımcı olayım:

Hirodes, Beyt-lehem ile çevresinde iki yaşın altındaki bütün erkek çocukların öldürülmesini emreder (Matta, 2/16). İsa, Beytlehem'de bir ahırda dünyaya gelmiş, kırk gün sonra Rabb'e takdim edilmek üzere mabede götürülmüştü (Matta, 2/11).

Sinoptik İnciller'in verdiği bilgiye göre Îsâ"nın, mucizeler gösterip hastaları iyileştirdiği, Rabb'in ruhunun kendisiyle birlikte olduğu, fakirlere İncil'i vazetmek için Allah'ın kendisini meshedip gönderdiği fikri üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ferîsîler, Îsâ'yı yok etme planları kurarken halk büyük bir coşku ile onu takip eder.

Îsâ hastaları iyileştirip çeşitli mucizeler gösterir, meseller vererek gerçekleri anlatır. Ölümünü ve dirilişini önceden haber verir. Kudüs'e gider, öleli dört gün olan Lazar'ı diriltir(Yuhanna. 11 /1 -46). Bu mucizevî olay başşehri sarsar.

Ancak Fısıh bayramının birinci gününde Fısıh yemeği sırasında Îsâ, Petrus'un sürçeceğini, kendisinin ele verileceğini bildirir, havarilerinden uyanık durup dua etmelerini ister. Biraz uzakla­şarak secdeye kapanır ve dua eder, ha­variler ise onu dinlemeyip uyurlar.

Kısa bir süre sonra Îsâ tutuklanır, ha­variler kaçarlar. Îsâ, sorgulanırsa da yaptıklarında suç unsuru bulunamaz. So­nunda Îsâ'nın açıkça mesîh olduğunu söylemesi üzeri­ne ölümü hak ettiğine karar verilir. Roma Valisi Pilatus Îsâ'yı özel olarak sorguya çeker, iddialarının siyasî ve tehditkâr olmadığı­nı görür (Yuhanna, 18/33-38).

Yahudilerin ısrarla Îsâ'nın çarmı­ha gerilmesini istemeleri üzerine sorum­luluktan kurtulmak için çare arar. Gön­lü Îsâ'yı affetmekten yana olan Pilatus, Yahudilerin baskısı karşısında onun çar­mıha gerilerek öldürülmesini onaylar. Bu­nun üzerine Yahudiler Îsâ'yı Golgota de­nilen yere götürerek çarmıha gererler, (Yuhanna, 19/19). Arimatealı Yûsuf, Îsâ'­nın cesedini haça gerildiği yerdeki bah­çede bulunan hazır bir kabre veya kendi­si için kaya içine oyduğu kabre koyar. An­cak pazar günü kabre ziyarete gelenler mezarın boş olduğunu görürler.

Bu arada Îsâ dirilmiş olarak onlara görünür (Mat­ta, 28/9-10). Yeni Ahid, Hz. Îsâ'nın dirildikten sonra on defa havarilerine ve şâkirdlerine göründüğünü kaydetmektedir. Ha­varilerini Zeytinlik dağına götürmüş ve oradan semaya alınmıştır (1/3,9/11).

Sinoptik Matta, Markos, Luka İncilleriyle Yu­hanna İncili'nin bakış açısı farklı; zaman ve mekânla ilgili işaretler genelde çok muğ­laktır.

İşte özetlemeye çalıştığımız bu bilgilere göre Hz Îsâ, çarmıha gerilmiştir. Öteki bazı notlarımıza göre de bu yer, Zeytindağı"dır. İşte belgeler:

Romalılar Hz. İsa"yı, son vaazını verdiği Zeytindağı"nın eteklerinde yakalamış. Son vaazını verdiği taşın üzerinde bugün Tüm Uluslar Kilisesi yer alıyor. Kilisenin sütun başlarında zeytin ağacı figürleri var. Bahçesinde zeytin ağaçları olduğu için buraya Gethsemane adı verilmiş. Hıristiyanlar için önemli hac noktalarından biri.

Burası, son derece kutsal bir mekan. Rivayete göre Tufan"dan sonra Nuh Peygamber"in güvercini bu tepeden zeytin dalı koparıp getirmiş. Hıristiyanlar için, Hz. İsa"nın son yemeğini yediği yer bu dağın eteklerinde. Tepede 2-3 bin yıllık zeytin ağaçları olduğu, Hz İsa"nın zaman zaman burada dinlendiği söyleniyor. Burada bir Mezar yeri alabilmek için yüzbinlerce doları gözden çıkarmak gerekiyor.

İnşallah diğer bir yazımızda, “kozmikleşmek” ile ilgili bilgi vereceğim. Kalın sağlıcakla.

 

Salih Parlak

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Salih Parlak Arşivi
SON YAZILAR