TSO SEÇİMLERİNİN ARDINDAN

Yaklaşık iki aydır hummalı bir şekilde yapılan çalışmaların ardından Ticaret ve Sanayi Odasında sular duruldu, her kes rahatladı. TSO seçimleri benim çok ilgimi çekmedi, nedenini daha önce yazmıştım ancak insanların bu kadar uğraş vererek meclis üyesi olmak istemelerine bir anlam verebilmiş değilim. TSO meclis üyeliğinin en ufak bir statüsü olmadığı gibi TSO ticari bir sivil toplum örgütünün ötesinde en ufak bir özelliği olmayan bir odadır. Odanın çok büyük bir bütçesi yok, geliri sadece üye aidatlarından oluşan bir kurum olmanın yanında, oda Başkanları protokolde yer bulmanın dışında başkaca bir işlevi olmayan bu kurumda meclis üyeliği veya yönetim kurulu üyeliği için bunca uğraş verenlere anlam verebilmiş değilim. Bu konuda bazı insanlara neden bu kadar heveslisiniz diye sorduğumda oda meclis üyeliği sayesinde kariyer elde ettiklerini ve itibar gördüklerini söyleyenler de oldu, işimizi daha rahat yapma imkanı buluyoruz diyenler de oldu. Hatta oda sayesinde iş buluyoruz diyenler de oldu. Avukat bir arkadaşım çok enteresan bir şey anlattı bana, bir arkadaşına demiş ki sen neden İl Genel Meclis üyesi oldun? Aldığı cevap çok ilginç! 'Beni adam yerine kimse koymuyor ama İl Genel Meclisi üyesi olunca herkesle rahatça görüşebiliyorum' demiş. Demek ki bu tür görevlere talip olanların bir kısmının asıl hedefi bu tür işler.

Gelelim seçimlerin arka planında dönen işlere… Samsun TSO seçimleri bu güne kadar görmediği bir ittifak sayesinde ortaya böyle bir sonuç çıkardı. Bu işlerden hiç anlamayan veya çok acemice yola çıkan iki Başkan adayının hataları ve karşılarında oluşan garip ittifaklar sonunda oda seçimi bu şekli almıştır. Dilerseniz konuyu biraz açalım… Ak Parti eski Milletvekili TSO Başkanlığına aday oluyor ama Ak Parti İl Başkanı ve teşkilatın büyük bir kısmı mevcut Başkanı destekliyorlar, işin daha da garip tarafı eski Vekilin Patronunun her türlü ekonomik desteği verdiği cemaat de mevcut Başkan'ın yanında yer aldı. Cemaatin en önemli simalarından Keresteci kardeş cemaatinden en ufak bir desteği bulamamış ve bulunduğu gruptan dahi seçilememiş olması olayın hangi boyutlarda olduğunun delili değil de nedir? Diyelim ki Cemaat içerisinde öteden beri var olan Keresteci düşmanlığı ona destek olmaya engel oldu, peki eski Vekilin patronu cemaate yaptığı yardım ortada cemaatin en ileri gelenleri hapisten çıkınca vekilin patronunu ziyarete gidecek kadar ona vefalı davranmak zorunda iseler patronun personelini neden desteklemediler? Patron 'zaten seçilmesini istemiyordum bana lazım' diyor ama buna kimse inanmaz. Burada yapılan ittifak tam bir menfaat birlikteliğinin ötesinde bir şey olmadığı ortada. Rotaryanlar, Solcular, Cemaat mensupları, Ak Parti yöneticileri aynı çatı altında toplanmış durumdalar. Odanın meclis Başkanlığında yarışan iki kişiden kazanan arkadaşın cemaatle irtibatı ortada, peki bu karmaşık ilişkiler ağını nasıl izah etmek gerekir derseniz onu ilerleyen günlerde daha detaylı anlatacağımızdan şimdilik bu kadarı ile yetinelim.

Gelelim Çarşamba ve Bafra TSO seçimlerine Çarşamba TSO da Kayınçolarım alenen eski Başkanı desteklemiş olmalarına rağmen seçimi Ahmet Yılmaz'ın almış olması çok enteresan bir durumdur. Kendilerine en yakın isimleri eski Başkan'ın listesine koymaları Yusuf Kefeli açısından en büyük dezavantaj olmuştur. Yusuf Kefelinin kaybetmesinin en önemli nedeni Çarşamba ilçesinde kayınçolarıma olan tepki olduğunu unutmamalılar. Diyeceksiniz ki 'Çarşamba'da durum öyle de Samsun da farklı mı?' asla farklı değil aynı tepki burada da vardı ancak karşılarında aday olmadığından seçimleri istedikleri gibi aldılar. Şayet güçlü bir aday çıkmış olsaydı samsun'da asla kazanma şansları olamazdı. Dilerseniz bunu birkaç örnekle açıklayalım. Bizim de içersinde olduğumuz Özel Okullar, Dershaneler ve gazeteciler grubunda mevcut yönetimin desteklediği liste seçimi kaybetti, son üç güne kadar aday olmadığını söyleyip son üç gün adaylığını açıklayan Samsun Kazan Sanayii sahibi Mustafa Topalın üç günde gösterdiği performans hem oda Başkanını hem şehrin Böyyüüük sanayicilerini o kadar zor duruma soktu ki adamlar varlarını yoklarını ortaya koymalarına rağmen az kalsın seçimi kaybedeceklerdi. Mustafa Topal seçimi yedi oyla kaybetti. Onu da çok enteresan sandık operasyonları ile aldılar. Mustafa Topal'ın yedi oyunu kullandırmadılar, oy vermeye gelenler içerisinde Mutafa Topal'ın oyunu cebinde saklayanların oylarını ceplerinden çalanlardan tutun, yasal olmayan şekilde oy kullandırmaya varıncaya dek her türlü işlere baş vurmak suretiyle Mustafa Topal'ı ancak yedi oy geçebildiler. Kaldı ki bu grupta bulunan şirket patronları şehrin en zengin patronları, demek ki Mustafa Topal zamanında sahaya inseydi bunları ezerek seçimi alacaktı.Şayet bu seçimde merhum Adnan Sakoğlu gibi birisi aday olsaydı ezici çoğunlukla bu işi götürürdü, dua etsinler karşılarına aday çıkmadı da istedikleri gibi At oynattılar ama şundan emin olunuz ki bu şehirde kimse taşın altına elini koymak istemediğinden herkes bulmuş sahipsiz şehir , istediği gibi At koşturuyor ama merak etmeyin… Birileri çıkıp dimdik ayakta durduğu gün şehirdeki tüm dengeler anında değişeceğinden en ufak şüpheniz olmasın. Bugün itibarı ile DENGE gazetesinden başka korktukları kimse yoksa tek nedeni bu olduğunu unutmayın. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum
Adnan Bahadır Arşivi
SON YAZILAR