Tilki varmış;
ormanın en iyi kalplisiymiş.
Darda olana yardım;
hasta olana şifa verirmiş.
Hatta karnını doyuramayan varsa
avlanır onları aç bırakmazmış,
kendi yiyeceğini de onlarla bölüşürmüş.
bir eşi, 4 tane de yavrusu varmış.
başlarına bişey gelmemesi için
her türlü fedakarlığı yapmaya hazırmış.
birden ayı çıkagelmiş;
- Tilki kardeş, ocağına düştüm,
yavrularım ailem ben aç kaldık
aman yetişdemiş.
atılmış babacan tilki.
yavrularına yiyecekleri götürmüş,
onları öyle mutlu görünce
o da mutluluktan havalara uçmuş.
havanın kararmasına doğru da
evine geri dönmüş.
Eve döndüğünde gözlerine inanamamış;
şoka uğramış.
ayı gelmiş kendi eşini ve yavrularını;
parçalayıp yiyor.
o günden sonra tilki yemin etmiş,
benim de, soyumdan gelen tüm tilkilerin de
en büyük huyu kurnazlık olacak…
tüm canlıların canını yakacağız'
öyle demiş Fethullah Hoca;
Tayyip uğruna askeri vesayeti dağıtmış;
Ergenekoncuları Silivri'ye tıkamış;
HSYK'yı mı!
Rahmetli Turgut Özel döneminde kapmış;
Ecevit'e şefaatçılık numaraları çekmiş;
Savcılarını…
Kolluk kuvveti polislerini yerleştirmiş;
Şimdi teşbihte hata olmaz derler ya;
Tayyip Erdoğan bunca iyilikleri tepmiş;
Dershaneleri kapatmış;
Bütün Fethullahçıları dağıtmış;
Fethullah'ın ocağına ateş düşürmüş;
Değerli Dostlar;
Anlatmak istediğim nedir?
Bilir misiniz?
Anlatmak istediğim;
Erdoğan'ın Demokratikleşme Paketi'dir.
Eğer milletin içinde çok tilkiler türerse;
Demokratikleşme urubası bol gelir;
Tilkiler bol uruba içinde horon oynar;
Demokratikleşmeyi kendilerine yontarlar.
İşte Gezi Parkı olayları;
Fazla demokrasinin ürünü!
HSYK; fazla demokrasinin ürünü!
Polisler;
nerdeyse gaz bombası bile kullanamayacak.
DGM'leri kim kurdu?
Kılıçdaroğlu ulusalcıları;
Kurmadı mı?
Müslüman medya neler yazmadı ki!
Ama kim duydu?
Bu iktidar geldi;
demokratikleşme sürecinde;
DGM'leri kaldırmadı mı?
Yerine özel mahkemeleri kurmadılar mı?
Ama ipin ucu;
Kılıçdaroğlu mağdurlarına dokununca;
Feryadı basmadı mı?
Onlar da kaldırılıyor;
Yeni demokratikleşme paketlerinde;
Ne diyor Tayyip Erdoğan;
“Yanlış yaptık”!
Bu tilkiler… bu porsuklar…
Bu sırtlanlar ortalıkta varken;
Devletin tüm kurumlarını ağ gibi sarmışken;
Tüm demokratik hak vermeler;
Yanlış olur.
“Adalet Bakanı HSYK'ya karışamaz;”
Vali kolluk kuvvetlerine karışamaz diyorlar.
Bunu diyenler;
Ne zaman bu kadar;
demokrasi havarisi kesildiler?
Erdoğan,
''HSYK da yetkilerini farklı kullanmaya başladı.
Burada bir yanlış yaptık.
Nedir o yanlış?
HSYK,
onu da yargılayan…
denetleyen bir mekanizma vardı.
Biz dedik ki demokrasinin gereğini yapalım;
millete gittiğimizde
Adalet Bakanlığı'nın elinde olan bu yetkiyi
kalktık devrettik.
Orada yanlış yapmışız.
Eğer şu anda Anayasayı değiştirecek;
bir güce sahip olduğumuzda
bu yetkiyi değiştirmek durumundayız.
bu ülkede Başbakan denetlenecek,
bakanlar denetlenecek,
parlamento üyelerinin tamamı denetlenecek,
bu beyler denetlenmeyecek.
Demek ki olmuyor bu iş.
Bunların da denetlenmesi lazım''
şeklinde konuştu.
Türkiye'de tilkiler… çakallar kol gezerken;
Bu kadar demokrasi yaraşmaz.
Kılıçdaroğlu;
Dernekler… sendikalar sokağa! Diyor.
Eskişehirde bir genç;
Polise mukavemet emiş;
Genç ölmüş!
Davasında;
CHP milletvekili…
Yüzlerce avukat duruşma salonunda!
Biz Müslümanların ölüsü olunca;
Polis dipçiklerle coplar;
Kimse bir şey diyemezdi.
Polis öldürürdü;
Ölüsüne sahip çıkanlar;
devlete isyanla yargılanırdı.
Şu demokratikleşme sürecine bakın;
Bir genç öldürüldü diye;
Ulusalcılar aylardır ayakta kalmış;
Polise hakaretler;
Filli mukavemet gösteriyorlar.
Türkiye bu kadar demokrasiyi kaldıramaz.
Altmışlarda… yetmiş… seksenlerde…
Başörtüsü vb zulmü yüzünden;
Can verenlerin;
Orantısız güç karşısında;
Yerlerde sürüklenenlerin;
Canı can değil miydi?
Neredeydi o demokrasi kepazeleri!