Her iktidar değişiminde ilk yapılan icraat, bürokrat değişimidir, bu değişim öncelik sırasına göre siyasetçilerin en çok iş yaptırması gereken kurumlar veya vatandaşın en çok işi düşen kurumlardan başlar. Bu kurumların başında ise Milli Eğitim, eski adıyla Köy Hizmetleri, Karayolları, Devlet Su İşleri gibi kurumlardır. İktidara mensup Parlamenterler, teşkilat mensupları işini yapan bürokratlara dokunulmayacağı konusunda basına demeç verirler, ardından da bürokratlar tek tek görevlerinden alınmaya başlarlar, bu süreç toplumumuz tarafından alışıldığı için normal bir süreç olarak algılanmaktadır, çevresi olan, parlamenterlere yaklaşmasını beceren veya teşkilattan birkaç güçlü isme yaklaşan bürokratlar görevlerinin başında kalmayı başarır, bazı bürokratlar ise İdare Mahkemesi"nin kapısını tutar, Demirel misali 6 sefer gider, 7 sefer gelirler.
Hiç unutmuyorum eski parlamenterimiz sayın Cemal Alişan DYP iktidarı döneminde görevden aldığı İl Müftüsü A.Zeki Elturan Hoca"nın yerine merhum Burhan Toraman Hoca"yı getirdiğinde o kadar tepki almıştı ki sormayın gitsin, sanırım oda yaptığından pişman olmuştur, ama iş işten geçmiştir. Siyasetçileri en çok yıpratan işlerin başında bürokratlarla uğraşmalarıdır, o yüzden başarılı hiçbir siyasetçi bürokratla uğraşmak istemez.
Peki bunun doğrusu nedir, bürokrat, siyasetçi ilişkisi nasıl olmalıdır diyecek olur iseniz, elbette siyasetçiye iş getiren vatandaşın işini halledebilmesi için bürokrat, siyasetçi ilişkisi  iyi olmak durumundadır, ancak bürokratı kendi memuru, veya yanında çalışan bir personel gibi görüp, ona hükmetmeye kalkmak hem yanlış, hem saygısızlık, hem de ilkesiz bir davranıştır.
Son zamanlarda aldığım duyumlara göre bazı siyasetçilerimiz işini adam gibi yapan bürokratlarla ilgili çeşitli ayak oyunları yaparak, onlara yer değişikliği yapmaya çalışıyorlarmış, daha önce Gazi Devlet Hastanesi"nin Başhekimi olan Dr. Habip Demirel"i görevden alabilmek için pratisyen hekimliğini öne sürüp, bakanlık seviyesinde mücadele edenler, emellerine ulaştılar, ancak getirdikleri başhekimden şimdi kendileri de memnun değil, eyvah ne ettik diyorlar. Şimdi bu zevat işini adam gibi yapan, yıllardır yapılamayan hizmetleri yapıp, üniversite hastanesinden daha önde bir Hastane haline getirdiği Devlet Hastanesi"nin Başhekimini takdir etmeleri gerekirken, görevden almak için farklı planlar uygulamaya çalıştıklarını öğrendim, zira sağlık bakanlığında tanıdığım üst düzey bürokrat arkadaşlarım var, beni arayarak hayretlerini ifade ettiler, Ferhat Bey bakanlığımızın örnek bir başhekimi olmasına rağmen böyle bir çalışmanın olması bizleri hayli üzmüştür dediler.
Peki, bunu nasıl ve neden yapmak istiyorlar diyecek olur iseniz, mevcut Devlet Hastanesi yeni yapılmakta olan Kıranköy bölgesindeki Hastane kompleksinin içerisine taşınıp, araştırma hastanesi yapılacak, başına da akademisyen bir başhekim getirilip, Ferhat Bey görevden alınacak, yani sizin anlayacağınız aynen Habip Bey modeli, iyide Gazi Devlet Hastanesi zaten Bölge Hastanesi, başına araştırmayı da eklersiniz, olur biter, akademisyen getirmek istiyorsanız da oraya getirirsiniz olur, biter. Ancak burada amaç farklı Ferhat Bey işini yapan, onurlu, şahsiyetli, çalışkan bir bürokrat olduğundan ona her türlü teklifi yapamayanlar, ayağını kaydırmak için böyle bir yol izlemek istiyorlar.
Bu hatayı yapmak isteyen arkadaşlarımız kendilerini bilirler, ben de biliyor ve diyorum ki, böyle bir hatayı yaparsanız, şundan emin olunuz ki, bende sizi bu âleme anlatıp, yurtdışında, yurt içinde yaptığınız her türlü yanlışların listesini teker, teker yazacağım.
Bu şehirde 25 yıldır müdür koltuğunda oturup, hiçbir iş yapmayanından tutun da daha geçen yıl atanıp, geceleri âlem yapan Bölge Müdürü"ne, makamını aile şirketi gibi kullanan il müdürüne kadar görevden alınması gereken o kadar çok bürokrat var iken, işini adam gibi yapanlarla uğraşmak fevkalade yanlış, bir o kadar da ayıp bir durumdur.
Sözlerime son verirken, dün ahrete irtihal eden Cemal Demir amca"ya rahmet diler, kederli ailesine baş sağlığı dilerim. Hoşça kalınız.